English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ F ] / Fta

Fta Çeviri Portekizce

2,915 parallel translation
Son sınıfta kimse dansa gitmez.
Ninguém vai ao baile, no 12º ano.
Dün sınıfta büyük bir etki yaratmışsın.
Soube que causaste sensação ontem nas aulas.
Birinci sınıfta uçması için ödeme yapmayı teklif ettim ama kabul etmedi.
Eu sei, ofereci-me para pagar o bilhete dela em primeira classe, mas ela recusou.
Birinci sınıfta ne işim var!
Não devia estar em primeira classe.
Herkes hayatında bir kez birinci sınıfta uçma keyfini yaşamalı.
Todos deviam ir em primeira uma vez na vida.
Nesin sen, altıncı sınıfta falan mı?
Anda na primária? Toca a cada hora.
Bu, birinci sınıfta uçup şampanya içerek düğünüme gitmekten daha iyi.
Isto é muito melhor que voar em primeira classe, beber champanhe e ir ao meu casamento.
Şu an yaşadığı deneyim ona bu sınıfta öğreteceğiniz her şeyden daha zengin.
A experiência que ele está a viver é muito mais rica... que alguma coisa possa ensinar-lhe nesta sala de aula.
Dersten kredi almak istiyorsa sınıfta olmak zorunda.
Ele quer tirar vantagens das aulas, ele tem de estar nas aulas.
Son sınıfta hamile kaldı ama...
Houve um percalço quando era finalista...
Hayvanlar kaybolmaya başladığında insanlar onun büyücülüğüne atıfta bulundular.
Quando os animais começaram a desaparecer,... as pessoas disseram que era para o vudu dela.
Yönetmeliğe göre her sınıfta en az 10 öğrenci olmalı.
O estado exige um mínimo de dez alunos por aula.
Yönetmeliğe göre her sınıfta en az 10 öğrenci olmak zorundadır.
O estado exige um mínimo de dez alunos por aula.
Öyleyse... Bu sekizinci sınıfta kayık evinde yaşadığımız gibi olmayacak mı?
Então, não vamos repetir o erro que cometeste depois da casa dos barcos?
Sekizinci sınıfta sorunun ne olduğunu biliyor muydun?
Queres saber qual foi o problema naquela altura?
"P." Sekizinci sınıfta matematik dersime giren yeni kıza duyduğum beni paramparça eden aşk için.
"P." Para a paralisante paixão que senti pela miúda nova na minha aula de Matemática do oitavo ano.
Üçüncü sınıfta, sınıfın hamster'ı ölünce ağlayan bir çocuksun.
Choraste quando a hamster da turma morreu, no terceiro ano.
Sekizinci sınıfta bile, Mary Clear'in içinde erkeklerin nasıl davranacağını bilemediği bir sürü kadın vardı.
Já no oitavo ano, havia muito mais de mulher na Mary Clear do que qualquer rapaz do oitavo ano poderia saber o que fazer com.
En azından sekizinci sınıfta.
Pelo menos não no oitavo ano.
Çoğu eşyanızı sınıfta bırakmıyor muydunuz?
Guarda a maior parte das coisas na sala de aula? Normalmente sim.
Sizi temin ederim, çilesi sekizinci sınıfta da bitmemişti.
Posso garantir-vos que, o sofrimento dele não acabou no oitavo ano.
Sekizinci sınıfta.
No oitavo ano.
- Beşinci sınıfta yapmıştım.
- Fiz isto na quinto ano.
7. sınıfta bilim fuarındaki yarışmada 1.lik madalyası almıştım. Madalyayı kaybettim.
No sétimo ano, ganhei o primeiro lugar na feira da ciência da escola.
Kanadalıların nazik olduğu ile ilgili genellemeye atıfta mı bulunuyorsun?
Estás a referir-te à ampla generalização de que Canadianos são educados?
Kahretsin. Bana bunu sınıfta konuşuyorum diye yapıyor...
Castigavam-me por falar nas aulas.
Sürekli son sınıfta olduğum, senin Harvard'tan atıldığın zamanı düşünüyorum.
Lembro-me de ser finalista e de tu estares em Harvard.
Sonra da şöyle dedi : "Bunu bana sınıfta konuştuğum için yaparlardı."
- E então ele disse, "faziam isso comigo por conversar na aula."
Biz beşinci sınıfta, insanlık öğretiriz.
- No quinto ano, ensinamos carácter.
Evet, sayamadığım kadar çok kez sınıfta kaldım.
Sim, perdi a conta às vezes que fui retido.
Yedinci sınıfta denemiştim.
Tentei usar no sétimo ano.
Şu kız, Kaitlyn, birinci sınıfta. Babam, yaşı küçük kızları filmlerinde nasıl oynatabiliyor?
Aquela Kaitlyn é caloira, o que significa que o meu pai pôs uma menor de idade no filme.
- Son sınıfta uzaklaştırma aldın.
- Suspensa no último ano.
Bu, birinci sınıfta olmakla ilgili tek güzel şey.
É a vantagem de ser caloira.
Eric geçen gün bunu sınıfta unutmuş.
O Eric deixou isto nas aulas.
Şu senin Dan ile ilgili olan meselelerin.. ... çok açık ki duygusal kaderinin 11. sınıfta mühürlendiğini düşünüyorsun, fakat ben büyüyorum.
Em relação ao Dan, pensas que o teu destino ficou traçado no 11º?
İlk sene sınıfta kaldım ve yaz tatili için geldiğimde babam Columbia'ya girmeme yardım etti arkadaşlarıma ve aileme yakın olabilmem için.
Parei um ano e, quando voltei, o meu pai ajudou-me a entrar em Columbia para ficar perto de amigos e família.
Üçüncü sınıfta el yazımdan dolayı bir sürü ödül almıştım.
Ganhei muitos prémios de caligrafia na secundária.
Kendini astığında sınıfta olduğundan haberimiz var.
Sabemos que estava no quarto à hora do enforcamento.
Sınıfta bir çatapat patlat. Bom.
Rebenta uma bombinha na sala de aula.
- Sınıfta iyi mi?
- É excepcional.
- Dördüncü sınıfta yarışmayı kazanmıştım.
Ganhei um concurso de Matemática na quarta classe. - A sério?
Yine sınıfta kalacak bu notlarla
Ele repetiu o 6º ano, com as suas notas lamentáveis. É um comportamente inaceitável.
Bayan Pinkins sınıfta, tırtılımın çok güzel olduğunu söyledi.
Na escola, a Sra. Pinkins disse que o meu tractor era o mais bonito.
benim sonsuza kadar en son en iyi arkadaşımı bilmen lazım çarptı ve yandı züppe haline geldi ve sürekli kusur arayan oldu ve erkekleri savaşın piyonları gibi kullandı dördüncü sınıfta olduğu düşünülürse çok şey söylenebilir olamaz!
Tenho de te avisar que a minha última relação de melhor amiga acabou muito mal. Ela tornou-se uma snob arrogante que usava rapazes como peões numa guerra, o que é impressionante, tendo em conta que era a quarta classe. Céus!
"Sınıfta kal lütfen, seninle konuşmam lazım" demeleri.
"Fica depois da aula, preciso de te ver."
Sadece, üç gün önce sınıfta oturmuş bir fizik sorusunu çözmeye çalışıyordum ama sonra bu oldu.
É que há três dias estava sentada na aula a tentar resolver um problema de física e agora isto.
Sürtük, sınıfta bir daha yamuk yaparsan... lanet götünü zencilere siktiririm!
Puta, se houver mais merda comigo na aula chamo a porra do meu gangue para te estuprarem o cu
- Birinci sınıfta.
- É.
Sınıfta değildin.
Não foste às aulas.
Bizim sınıfta yüksek zekalı biriyle beraberim.
Estou com o rapaz mais nerd da sala.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]