Fuma Çeviri Portekizce
1,230 parallel translation
Ne zamandır afyonkeşsiniz müfettiş?
Há quanto tempo fuma ópio, inspetor?
"İç bakalım!"
"Fuma à tua vontade!"
Galiba Dimon'un hücresinde tek başına sigara içmesinin sebebi bu.
Acho que é por isso que o Dimon fuma na cela sozinho.
Ve üçüncüsü, okuma yazmayı bilmeyen, vergi kaçıran, esrar tüttüren 6 dönemlik valimiz Diamond Joe Quimby.
E três, o nosso presidente de câmara com seis mandatos o analfabeto gastador, que não paga impostos e fuma erva, Diamond Joe Quimby.
Krycek sigara içmiyor.
Ele não fuma.
Bu sigarayı içen adamın işbirliği içinde olduğu kişiler.
Alguém para quem o homem que fuma estes cigarros trabalha.
Kendi kendime "Son sigaranı Auggie ile iç." Diye düşündüm...
Pensei : O último cigarro, fuma com o Auggie.
Ben bu işin piçi olmuşum oğlum. Bunu aklından çıkarma. 2 yaşımdan beri içerim.
Lembrem-se, "o Smokey fuma desde os dois anos de idade."
Çek, ver.
Fuma e dá-me.
Kafayı bulduğu zaman saçmalar.
A sério. Quando bebe ou fuma, passa-se.
İç.
E agora, fuma-o.
Ciğerlerindeki boku temizlemek için, bu boku... Ciğerlerine çektiğine inanamıyorum. Yak.
E fuma-se esta porcaria para neutralizar a que está nos pulmões.
Sigara?
Fuma?
Esrar kullanıyor.
Ele fuma marijuana.
Yak bir puro.
Toma, fuma um charuto.
- Sigara içer misiniz?
- Fuma?
Öyleyse, neden brifing odamda sigara içiyorsunuz?
Então, porque fuma na minha sala de imprensa?
Mahkemede içemezsiniz.
No tribunal, não se fuma.
- Sigara içiyor musun?
- Fuma?
- Kızım baca gibi içer.
- A minha filha fuma demasiado.
Egzozu da patlak.
Também fuma.
Ona "pipo" diyorlarmış. O içtiği komik pipo yüzünden.
Chamam-lhe "O Cachimbo", porque ele fuma aquele cachimbo ridículo.
Bayan Krosar! Siz de mi içiyorsunuz?
Srª Krussah, você também fuma?
Tamam şimdi iç bakalım.
Fuma-o agora.
Bak, kimse bu yiyeceklerin çevresinde içemez.
Ouçam, ninguém fuma charros ao pé desta comida toda!
Bir kişinin sigara içiyor olması onun insan olmadığı anlamına gelmez.
Lá porque uma pessoa fuma, não significa que não seja um ser humano.
Bu andan itibaren iki kişi için içiyor olacak.
A partir de agora, ela fuma por dois.
Motelin parkında ikinizi arabada beraber gördüğüme emindim.
- O homem que fuma aqueles cigarros, eu tinha a certeza de vos ter visto no teu carro no estacionamento do motel.
Piposunu içer.
E fuma o seu cachimbo.
- Bagajda içebilirsin.
- Se quiseres, fuma no porta-malas.
Kibritin yok mu?
Fuma, padre? Tens fósforos?
Sigara içen adam. Reklâmlarda Dromes içer.
O que fuma os Dromes no anúncio.
Ama o sigara içen ve sürekli küfreden... dev bir kız sanki.
Mas só que é uma bebé gigante que fuma e diz "merda" muitas vezes?
Burada içilmez.
Aqui não se fuma.
Onun hayatı günde iki paket sigara içen evli bir işadamından daha mı değersiz?
A vida dela vale menos do que a de um executivo com família que fuma dois maços por dia?
Büyükannemin taksisinde sigara içilmez.
No táxi da minha avó, não se fuma.
Kılıçbalığının sigara içmesine ne diyorsun?
Como se fuma um espadarte?
Çok içiyorsun, bebeğim.
Você fuma muito, boneco.
Sigara içer misiniz?
Fuma cigarros?
Biraz ot iç. Birkaç bir şey atıştır.
Fuma umas ganzas, chuta-te.
Bunu cevaplayabileceğimden emin değilim. Ama şunu söyleyebilirim efendim, eğer Margaret Mead o yaşta ot içseydi büyük bir yolculuğa çıkardı.
Não tenho a certeza de poder responder a isso, mas o que lhe posso dizer é que se a Margaret Mead, com aquela idade, fuma erva, então deve ter uma "viagem" do outro mundo.
- Dışarı çıkalım. - Hayır.
Você, você fuma, mas tem um cabelo bonito.
Senin oğlanın yaşlarında.
Toma, fuma um cigarro.
Sanırım günde yarım kilo esrar çekiyordur.
Acho que ele fuma meio quilo de erva por dia.
Kafama takılan nasıl bu kadar çok içip aynı zamanda satabiliyorsun?
Não entendo como podes vender a erva, e fumá-la ao mesmo tempo.
Sen içmeyecek misin?
Vais fumá-lo?
O bant, sarıp içmedikçe işime yaramaz.
A única forma de o adesivo me ajudar, é se eu o enrolar e fumá-lo.
Bu gece döndüğünde sen ve ben bunları yakacağız.
Vamos fumá-los os dois quando vieres.
Onları benim şu an olduğum yerde içsek Grand Plaza London'da?
Achas que podíamos fumá-los aqui onde estou no Grand Plaza London?
Çünkü şimdiden saat 10 : 30 oldu ve ben onları gerçekten kendi günümde içmek istiyorum.
Porque já são 22 : 30 e eu queria muito fumá-los no meu dia de aniversário.
Belki de yarın gece içebiliriz, ne dersin?
Achas que podemos fumá-los amanhã à noite?