Gaga Çeviri Portekizce
391 parallel translation
Hiç böyle bir gaga gördünüz mü?
Já viram um bico assim?
Gaga gagaya geldiklerinde yanak yanağa gelemezler.
Quando estão frente a frente, não se podem beijar. É que, quando um tucano vira a cabeça, o outro não a pode virar.
Kekeliyor.
É gaga.
- Teşekkürler, Gaga.
- Obrigado, Gaga.
Anlayamadığım bir şey var, ona neden Gaga diyorsun?
Não entendo uma coisa, Por que Ihe chamas Gaga?
Ona neden mi Gaga diyorum?
Por que Ihe chamo Gaga?
Ben ve Joey Sally Gaga.
Bom, Joey e eu... Sally Gaga.
- Gaga.
- Gaga.
Gaga, kapıyı kapar mısın?
Gaga, fechas a porta?
- Arkadaşımla tanışmalısın, Sally Gaga.
- Tens que conhecer Sally Gaga.
Gaga. Ona Gaga diyoruz çünkü ne zaman baksan aptalca bir şey yapıyordur.
Chamamos-Ihe Gaga porque cada vez que olhas... está a fazer algo estúpido.
Dua edelim de, Gaga geri gelsin.
Devemos esperar que Gaga regresse.
Hey, Gaga.
Olá, Gaga.
- İki olsun, Gaga.
- São dois, Gaga.
Kürkünü çıkarır, kanat takarım. Bir de beğendiğin bir gaga zımbalarım.
Rapo-lhe o pêlo, colo-lhe algumas penas, e agrafo-lhe um bico à sua escolha.
Dişi yok ama bu gaga benzeri diş etleriyle çok iyi ısırabilir.
O lábio superior está dividido. É um lábio leporino... mas o paladar é normal.
Unutmuş olmalı.
Deve ter-se esquecido, no fim já estava muito gaga.
Büyüteçle bakarsanız kuşun yumurtaları kırdığı gaga ucunu görebilirsiniz.
Com a lupa, conseguirá ver a projeção na ponta do bico da ave, com a qual ele parte a casca do ovo.
Birazdan o kıvrık gaga tarafından oyulacak olan gözlerimle saklanacak bir yer aradım.
Com os meus olhos, aqueles olhos que ele poderia arrancar com o bico, busquei um abrigo.
Biraz gaga ve pençe de koyabilir misiniz?
Seja como for, pode incluir uns bicos e umas garras?
Yani düğünde bir kova gaga görsen öfkeden çıldırıp şartlı tahliye memuru gibi asıp kesmeye mi başlarsın?
Agente de liberdade condicional do tipo "se houver um balde de bicos, no casamento, começarás a matar"?
Yaptığım herşeye rağmen aldığım tek ödül kırık bir gaga.
A cara sempre dei Mas também já sei Nada mais eu vou receber
yetmiş santimetre boyunda gugu, gaga ve gülücüklerle dolu sana karşı.
Contra os teus 2 pés e meio de goo-goos, ga-gas e giggles.
Bak, muz gaga korkuyor.
O bico de banana está com medo.
Sen Bay muz gaga demelisin, şu anda hepimiz büyük bir tehlike içindeyiz.
Sr. Bico de Banana, felpudo. E neste momento corremos todos um grande perigo.
Bu kekeleme g-g-gülünç.
O truque da gaga é excelente.
Elleri olmadıklarından, sadece bir gaga ve bir ayak yetersiz görünebilir ama Galapagos'taki bu fırkateyn kuşlarının başka bir problemi daha vardır.
Não tendo mãos, mas apenas um bico e um pé na melhor das hipóteses, parece ruim o suficientemente, mas estas fragatas sobre Galápagos têm um problema adicional.
Bröveleri kırmızı gaga ve başlık ve kuyruğun her iki yanındaki beyaz bölgelerdir.
Suas insígnias são o bico vermelho e a cabeça escudo, e as manchas brancas nos dois lados da cauda.
Kiminiz beni Mikey Gaga olarak tanır.
Alguns de vocês conhecem-me como "Mikey Gaga".
.. ve yaşlanıp çocuklaşınca, kapıcıyı ikna etmesi için.. .. o pireye bile rüşvet verir..
Ficando gagá com a idade... pede às pulgas, que convençam o guarda a deixá-lo entrar.
- Yaşlı bir ördek gibi davranma.
É uma velha gagá! - Ouçam-no só!
Yaşlı olabilirim, belki de aklımı kaybettim.
Será que estou velho? Gagá? Perdi o juízo?
Seninki nasıI, Gaga?
E tu, Gaga?
Geldim, ver bana. Sana yardımım karşılığında böyle mi teşekkür ediyorsun, yaşlı keçi?
Devias agradecer-me por eu te ajudar, velho gagá!
Bana bak moruk herif, ne diye o iyi adamı hapse atıyorsun?
Escuta, gagá, porque mandaste prender um homem bom?
Seni dinlemek istemiyorum, bunak fosil!
Nem te quero ouvir, gagá fedorento!
Annene de söyleyemem, çünkü o zaman tırlattığımı sanacak.
Se eu contar à tua mãe, ela vai achar que fiquei gagá.
Ne demek istiyorsun, moruk!
O que queres que diga? velho gagá...
Moruk en sonunda uçurmuş!
O velho está gagá!
Hey,
Não se esqueçam que quando o tio Henry estava a ficar gagá, fui eu que fingi ser a mãe dele. Merecemos esse dinheiro tanto quanto vocês.
"Gaga ve ayaklar."
BICOS E GARRAS
Babam deli ihtiyarın tekidir.
O meu pai é um velho gágá.
Gaga kanseri olmak istemiyorum.
Não!
- Ahmak seni!
Não sejas gagá.
Gel buraya, gaga kafa.
Vem cá!
Tam bir bunaktır.
Está completamente gagá.
İhtiyar ve bunak.
Velha e gagá.
Bak çocuk eğer baban kafayı sıyırırsa sadece zihnimi oku ben bir koşu gelirim.
Olha, rapaz... se o teu pai ficar gagá, usa esse teu "bilho"... para me chamar, e eu venho a correr.
- Seni Allahın belası!
- Seu porco nojento! - Totalmente gagá.
- Bir gaga ver!
- Ferdy!
Gençlerden hoşlanır, tamam ama yirmisindeki yaşlı bir beyindense zihni genç bir orta yaşlıyı yeğleyecektir.
Ele gosta de jovens... mas de uma juventude de corpo e espírito. Isso você tem mais do que uma garota de 20 anos que logo ficará gagá.