Garip Çeviri Portekizce
26,431 parallel translation
Sence babanın FBI ajanı olması iyi bir şey mi yoksa garip mi?
Achas que é fixe ele ser agente do FBI? Ou esquisito?
- İsteyecektim ama o konuyu açmadı, Rahip Tim'i daha yeni öğrenmişken istemek de garip geldi.
Eu ia faze-lo, mas... Ela não falou de nada e pareceu-me estranho fazê-lo connosco só a querer saber das coisas sobre o Pastor Tim.
Thane, bu garip ve hasta ve bükülmüş olan ve yanlış ve Marek, doğrusunu ben onunla birlikte oynuyoruz şaşırdım.
Thane, isto é esquisito, e doente, e detorpado, e errado, e Marek, estou surpreso que estejas a alinhar nisto.
O kadar emin görünüyor bana garip geliyor.
Estranho que pareças tão certo disso.
Önce garip olduğunu düşünmedim. Ama şimdi de çürükleri saklamak için olabileceğini düşünüyorum.
Não pensei nisso, mas seria para esconder hematomas?
Bugün geldi ve seninle konuşmak istedi. Ama bir şey garip geldi.
Veio cá falar contigo, mas algo me pareceu estranho.
Onun için garip.
Estranho para ela.
Bakın ne diyeceğim, Cabe'in bana bu kutuyu açmam için izin vermemesi son derece garip.
Sabes, foi muito estranho o Cabe não me deixar abrir a caixa.
Aynı yerden, biraz garip sanki.
No mesmo lugar, é um bocado estranho.
Daha bir ay önce vuruldum, yani evet garip.
Levei um tiro há apenas um mês, por isso, claro.
- Ve teşekkür ederim. - Millet. Garip ve daha garip haberlerim var.
Pessoal, tenho notícias estranhas e notícias mais estranhas.
- Bir sadist bunu yapmaz. - Böylece daha garip kısma geldik.
Isso leva-me ao mais estranho.
Bu garip el yazısı...
Esta caligrafia estranha que...
Garip.
Que estranho.
Aslında ona ben teklif ettim. Umarım garip olmamıştır.
Bem, na verdade, fui eu que o convidei.
Neden garip olsun ki?
Porque é... que isso seria estranho?
Beynimin içini gördüğün halde dairemin içini görmemiş olman sence de biraz garip değil mi?
Não acha estranho estar a ver o meu cérebro, sem ter visto o meu apartamento primeiro?
Dün gece bir garip yattım.
Dei um jeito a dormir no ano passado.
Çok garip oldu.
É estranho.
Garip, ilk yaptığında yüz ifadeni sevmemiştim ikinci de hoşuma gitti.
Estranho, não gostei a imitação à primeira, mas adorei à segunda.
Bu kız çok garip biri.
Bem, esta miúda é estranha.
Garip ama yemek pişirmenin en büyük lütuflarından biri bizi çiğneme zahmetinden kurtarmasıdır. Hem de çok çiğnemekten.
Muito estranhamente, uma das grandes dádivas da culinária é libertar-nos do trabalho de mastigar, de mastigar muito.
Tadı garip, ama tütsüleyince fümelenmiş gibi kokuyor.
Tem um paladar engraçado, mas assim dá-lhe um cheiro a fumado.
Bunun garip ve zor olduğunu biliyorum.
Olha, sei que isto é constrangedor e difícil.
Don'da garip bir hâller var.
Algo não bate certo com o Don.
Hadi ama Şerif, buranın garip bir yer olduğunu kabul etmelisin.
Não é isso. Xerife, vá lá, tem de admitir que este sítio é estranho.
Bunu çok garip derecede hızlı cevapladın.
- Respondeste rápido demais.
Sadece garip bir sis gibi görünüyordu.
Você apenas parecia estar em uma névoa estranha.
I'm hakkında bir acı ölüm ölmek çünkü eğer. Garip bir kadın bedeninde, Sonra ı zamanımın çoğunu yapmak istiyorum.
Porque se eu estou a ponto de morrer de uma morte dolorosa no corpo de um estranho ser humano, então eu quero fazer a maior parte do meu tempo.
Ve... dediğim size garip gelebilir lakin işe yaramamış konumu, mevkisi ve yüksek eğitimi.
E... Podem estranhar, mas direi Que apesar da posição, Do título e da educação...
O şekilde olmaması garip geliyormuş.
Parecia estranho não começar dessa maneira.
Henüz ilişkinin başlarındayken... birini kaybetmek çok garip biliyor musun?
Foi estranho. Perder uma pessoa no início de uma relação.
Garip, çünkü beni hiç tanımıyordun. Değil mi?
O que é estranho, porque nem me conhece, não é?
Kampüste her garip bir şey gördüğümde seni arasaydım...
Se te telefonasse sempre que vejo algo estranho no campus...
İkincil piyasa bileşenleri, jantlar, garip boyama işi.
Componentes alternativos, jantes, pinturas personalizadas...
Konuştuğumuzdan beri çok garip hissediyorum.
Desde que falámos hoje, tenho-me sentido muito peculiar.
Düşününce çok garip geliyor.
Até que faz sentido de uma forma estranha.
Garip kokuyor.
Tem um cheiro estranho.
Garip olacağını sanmıştım. Sohbet, göz teması nazikçe yemek yemek. Hiç garip değildi.
Eu pensei que estranho, tu sabes, a pequena conversa, o contacto ocular, o comer educadamente, mas realmente, não era.
Pediatri çok garip bir yer.
A pediatria é estranha.
Garip bir isim.
Que nome tão estranho.
Hayır, döndüm çünkü garip bir adam yardımıma ihtiyacın olduğunu söyledi.
Não. Voltei, porque um certo indivíduo insistiu que precisavas da minha ajuda.
Vay canına, bu çok garip.
Que estranho.
Bütün bu olanlar çok garip ve yeni.
Tudo isto é tão estranho e novo.
Garip falan değil.
- Não é constrangedor.
Gerçekten garip.
É constrangedor.
Garip olacak.
Vai ser estranho.
Ne bekleyeceğini bilmeyenler için onunla konuşmak garip olabiliyor.
Pelo menos, para quem não percebe o problema.
Garip...
Espero que não aches estranho.
Çok garip.
Isso é estranho.
- Garip.
- É estranho.