Gas Çeviri Portekizce
6,570 parallel translation
Şu Riofloxin dalgası fena uykunu getirecektir.
O gás Riofloxin vai fazer-te sentir muito cansado.
Önümüzdeki yıllarda, her büyük gaz ve petrol şirketi alternatif enerji ve güvenli sondaja gittikçe daha fazla para harcayacak
Nos próximos anos, as grandes empresas de petróleo e gás irão gastar mais e mais dinheiro, em energias alternativas e perfuração segura.
- Biber gazı ile vurabiliriz.
- Podíamos usar gás lacrimogéneo.
Sivilleri canlı yayında gaza boğmaya hazır değilim. Fikir için teşekkürler.
Não vou usar gás nos civis em directo para televisão, mas obrigado.
Gaz attılar!
Gás!
Gaz türevi onu birkaç saniyede nakavt eder.
O gás que deita, deverá imobilizá-la em segundos.
- Ona yine gaz verelim mi?
- Podemos dar-lhe gás novamente?
Pardon, şu maymun meselesi neydi, sorabilir miyim? Bir de gaz maskeleri falan.
Desculpa, posso perguntar o que é isso dos macacos e das máscaras de gás?
Riofloxin gazı kullanımına izin veriyorum.
Autorizo o recurso ao gás Riofloxin.
O gazın ne olduğunu nereden biliyordun?
Como sabias que gás era aquele?
- O gazın ne olduğunu nereden bildin?
Como sabes que gás era aquele?
Cehennem, onlar gazlama vardır. Yürü!
Merda, eles a lançar gás.
Pek de güvenli sayılmaz, özellikle gaz olduğunda.
Nada seguro. Especialmente perto de gás.
Londra polisi, patlamanın gaz kaçağından oluştuğunu söyledi.
A polícia de Londres dizem que a explosão foi causada por um vazamento de gás.
Ama Sajid Mir'in gaz patlamasında öldüğünü nereden biliyor?
Mas como ele sabia que a pessoa que morreu na explosão de gás foi Sajid Mir?
Rajan Sampat, gaz patlamasında öldü.
Rajan Sampat morreu numa explosão de gás.
Gaz patlaması ve gaz patlaması.
Uma explosão de gás é uma explosão de gás.
Dışarıdaki tesis boyunca uzanan gaz hattına bir çeşit bomba atıldığını düşünüyoruz.
Julgamos que foi uma bomba que fez rebentar uma conduta de gás no exterior do refúgio. - Achas?
Kapı açık kalacak, ben atlayacağım ve sen gaza basacaksın.
Com a porta aberta, vou saltar e tu atiras o gás.
Josh, bas gaza!
Josh, dá-lhe gás!
- Bir adet soda.
Uma água com gás.
Görünüşe göre... -... azot oksit regülatörü sızdırma yaptı ya da birisi onları uyuttu.
Parece que o regulador do óxido nitroso libertou gás para o bloco e pô-los todos a dormir.
Gaz.
Gás.
Doğalgaz şirketi binayı temizleyeceklerini söylüyor.
A companhia do gás diz que está a verificar o edifício.
Doğalgaz teknisyeniyle konuştum.
Acabei de falar com os técnicos do gás.
Kütle spektrometresine bağlı gaz kromotografı, birkaç pikogram fenetilamin tespit etti.
É novo. O cromatógrafo a gás ligado a este espetrómetro de massa detetou vários picogramas de feniletilamina.
Benzinimiz bitti.
Acabou o gás.
Evet.
Uma fuga da gás.
Gaz kaçağından kaynaklandıysa nasıl asfalta bir şey olmadı?
Se foi a conduta do gás, como é que o asfalto não sofreu danos?
Şuraya tüpü koyup açmışlar... sonra da hafif bir fitil düzeneği... kapı ve pencereleri de kapatmışlar... ve yaklaşık yarım saat sonra... Elveda çatı.
Deixaram uma botija de gás butano aberta, acenderam uma mecha, fecharam as janelas e a porta, e meia hora depois... o tecto foi-se.
Eğer Malena'yı öğrenirse beni gaz odasına yollar.
Se ela descobrir sobre Melina, Vai por-me na câmara de gás.
Çünkü uzay, evrendeki farklı galaksilerden milyarlarca ve milyarlarca yıldızın ve güneşin bir araya geldiği tüm o toz ve gaz topluluğundan oluşur.
Porque o espaço é composto por muita poeira e gás que juntos formam bilhões e bilhões de estrelas e sóis, através de galáxias diferentes do universo.
Bir doz pis gaz aldın.
Respirou muito do gás.
"hey, bizler kütüphaneden geliyoruz." diyemeyiz. Oh, şey, TV şovlarında, detektifler her zaman insanlara bu tip tuhaf şeylerin bataklık gazından kaynaklandığını söylerler.
Bem, nas séries de TV, os detectives do paranormal dizem sempre às pessoas que as coisas estranhas são causadas pelo gás.
Karaborsa, sinir gazı... nasıl bulunacağını biliyorum.
Bombas nucleares perdidas, gás nervoso, sei como encontrar.
Bataklık gazı.
- Gás natural.
Trafik akışı çalışmamız sırasında bunu keşfettik.
Gás natural. Descobrimo-lo durante o nosso estudo de trânsito.
Evet, bu gaz lambalarını açıklar.
Sim, isso explicaria os candeeiros a gás.
Ormanın ortasına gaz lambasını kim koyar ki?
Quem é que põe um candeeiro a gás no meio da floresta?
Burası gaz lambasının olduğu açıklık, Baird'in kaybolduğu yer.
Essa é a clareira com o candeeiro a gás onde a Baird desapareceu.
O gaz lambaları hakkında daha fazla şey öğrenmeliyiz.
Temos de descobrir mais sobre estes candeeiros a gás.
Şu gaz lambalarının olayı ne?
Então o que me diz dos candeeiros a gás?
O gaz lambalarıyla gerçekte ne yaptığını söylemek ister misin?
Quer contar-me o que anda a fazer com estas lâmpadas a gás?
Gaz lambaları kablosuz güç ileticileri.
Os candeeiros a gás, são transmissores de energia sem fios.
Ne olduğunu fark edince, Tesla ileticileri modifiye etti yani gaz lambalarını.
Depois dele ter percebido o que aconteceu, Tesla modificou os transmissores, os candeeiros a gás.
Organofosfat zehri. VX gazının bir benzeri.
É um pesticida organofosforado, semelhante ao gás VX.
Şimdi başlıyor! Koruyucu kıyafetleri ve gaz maskelerini takın!
Vistam os fatos e ponham as máscaras de gás.
- Gaz da buldu!
E o gás também.
Karargâhın söylediğine göre bütün alaya yetecek kadar gaz maskesi yokmuş.
A sede disse que não há máscaras de gás suficientes para todos.
Ne yiyecek ne de gaz maskesi var ama bol bol kakaomuz var.
Não há máscaras de gás ou comida, mas temos muito cacau.
Gaz maskelerini alamadın.
Nunca foste buscar as máscaras de gás.