Gider Çeviri Portekizce
12,048 parallel translation
Şu an ne iyi gider biliyor musun?
Tu sabes o que eu podia ir buscar mesmo agora?
- Gözdağı hoşuma gider.
Eu gosto de um desafio. Sim.
Spud'ın belli bir standardı vardır. Ve ufak bir asyalı kadının, Hydra olmak isteyen birini dövdüğü görülürse konuşanlar olur. Ve bu üsttekilerin kulağına kadar gider.
O Spud dá-se com certas pessoas que, se virem uma asiática pequena a destruir rufias da HYDRA numa luta de punhos, vão falar, e os rumores podem espalhar-se.
- Çok gizli göreve gider misin?
Fazes muito trabalho disfarçado?
Bir nokta gider diğeri gelir.
Num segundo é, noutro já não.
Vaaz vermek ve kutsamak için bölgemizdeki köylere sık sık gider.
Para onde levaria o padre o rapaz? Ele viaja com frequência para as aldeias do nosso condado, para celebrar missas e dar sacramentos.
Çünkü hastaneye giderse, hapishaneye gider!
Porque se ele for para o hospital, a seguir, será preso!
Bir haftadan az bir süre sonra Alicia aynı restorana gider ve Bloom'un evindeki birisi bir cesetten kurtulmanın yolları aramasını yapar
Tudo isto uma semana depois de a Alicia ir ao mesmo restaurante e de alguém em casa do Bloom procurar na internet "maneiras de se livrar de um corpo".
Hiç pencere yoksa ruhum nasıl gider?
Como é que a alma pode sair se não há janelas? - Stina, Stina já chega.
Sadece kafayı sıyırmış biri plansız gider.
Só um louco iria lá sem um plano.
Plan yaparsın. Plan çöpe gider, yeni plan yaparsın.
Faz-se um plano, o plano torna-se inútil, e elaboramos um plano novo.
Mezarına gider ona çiçekler bırakabilirsin.
Podes visitar a campa, levar-lhe flores.
Sen gider gitmez tüm dikkatler de seninle birlikte gidecek.
Assim que partir, a atenção irá consigo.
Böyle bir karanlık insanı ele geçirir kimsenin göremediği kadar derinlerine gider.
Trevas como estas tomam conta de uma pessoa, conseguem penetrar fundo, onde ninguém pode ver.
- Sence nereye kadar gider?
Achas que vai até onde?
- Bir süre böyle gider.
Pode ir muito longe.
Güzel, sizden sonra da ben gider gelirim.
Ficarei aqui à espera da segunda leva.
Önce güneye Memphis'e gider, oradan da batıya gideriz.
Podemos ir para sul até Memphis e depois para oeste.
Aşk kalbe girdiği zaman mantık akıldan gider.
Muitas vezes, quando o amor aperta o coração, a lógica pode abandonar a mente.
- Havuz hoşuma gider ama bir domuz havuzuna bayılırım.
Porreiro! Gosto de um buraco, mas adoro um buraco de javali!
Peynirli makarna ve sosise ara vermek sizin de hoşunuza gider diye düşünmüştüm.
Pensei que gostariam de dar um tempo ao macarr � o com queijo e salsicha.
Umarım başın arzuladığı gibi hoşunuza gider.
Espero que vos agradem conforme a Cabeça deseja.
Böylece Goku Kaio Gezegenine eğitim yapmaya gider. Tam bu sırada da evrenin uzak bir köşesinde akıl almaz olaylar patlak vermişti.
Enquanto o Goku treinava no planeta do Sr. Kaibe, num outro canto do universo, algo incrível estava a acontecer.
Belki senin şansın yaver gider
Talvez tenhas mais sorte.
Beni dinle, bunu satacaksın yoksa doğruca Kempeitai'ye gider ve bana sattığın kurşunları anlatırım.
Vai vender isso, raios... ou vou directo ao Kempeitai contar sobre as balas que me vendeu.
Şimdi de, o gider.
Agora, desapareceu.
Hepimizi bir takım olarak düşünmek hoşuma gider.
Gosto de pensar em nós como uma equipa.
Saul bugüne kadar gider tek bir kişi var Bir bacak üzerinde.
Só há uma pessoa por quem o Saul iria tão longe.
Eğer denetçisine gitmesini sağlamazsak tüm bahis çöpe gider.
Se não a levarmos para os braços do contacto dela em breve, acaba tudo.
Lois yeni yatağınızda yatmak istemiyorsa biz de gider eski yatağınızı geri alırız.
Se a Lois não quer dormir contigo no colchão novo, só temos que ir buscar o antigo colchão.
Ama artık alışveriş merkezlerine kıyafetlerin altını-üstünü getirmeye gider olduk.
Agora vamos apenas ao centro - comercial à procura de pechinchas.
"... ve daha sonra Peter ve yeni arkadaşları dondurma yemeye gider. "
E depois, o Peter e os seus novos amigos foram comer um gelado.
- Umarım her şey yolunda gider.
Espero que tudo corra bem.
- Belki diğer duyuru daha iyi gider.
Talvez o outro anúncio seja melhor.
Hoşuma gider.
Eu iria gostar.
Felicity ve annesiyle akşam yemeği nasıl kötü gider anlamıyorum.
É difícil imaginar um jantar não correr bem com as duas.
Sonra da senin yaşadığın şehre gider ve aynısını orada da yaparım.
Depois disso, viajo para tua casa e faço lá a mesma coisa.
Çocuk kızla tanışır. Çocuk kızı kapar. Kızın kanatları çıkar ve reenkarne olmuş ruh ikiziyle uçar gider.
Rapaz conhece rapariga, e a rapariga voa com a alma gémea de outra vida.
Hoşuma gider.
Bom, eu adoraria.
Seni bilmem ama bir sıcak banyo iyi gider benim için.
Eu não sei sobre você, mas eu poderia usar um banho quente.
Evet. Eh, bu bölge ile gider.
- É, faz parte.
Biraz sabret, her şey unutulup gider elbet.
Deixa passar algum tempo que isto tudo logo desaparece.
- Belki evine gider, etrafa bakınırız.
Podemos ir a casa dela.
Odda, şansımız yaver gider de düşmanımızı hızlı bir şekilde yenersek diğerlerinin yardımına koşalım.
Odda, se algum de nós tiver sorte e derrotar rapidamente o inimigo, marcharemos para ajudar o outro.
Ancak kabul etmezseniz demircinin ateşine atarım gider.
Se a aceitar, é claro. Caso contrário, vai para a lareira.
Hoşuma gider ancak beni ısıtacak kişi keçi olursa.
Gostava muito porque a outra fonte de calor seria a cabra.
Eğer finale benim Kovboylar gidemezse umarım senin Ayılar gider.
Se os meus Cowboys não chegarem ao Super Bowl, espero que os teus Bears consigam.
İmzala şunu yoksa birliklerim Navarre'nin sınırına gider şehirlerini yerle bir edip eşyalarınızı yağmalar.
Desisti da vossa pretensão, senão, eu reunirei as minhas forças nas vossas fronteiras, saquearei as vossas cidades, pilharei o vosso ouro...
Hoşuna gider mi sence?
Achas que ela vai gostar? Sim.
Hoşuna gider diye düşündüm.
Pensei que gostarias de o ver.
Burada şey gider.
Cá vai.