Goddard Çeviri Portekizce
145 parallel translation
Sandy, sen ve Basil, Goddard hesabını üstlenin.
Sandy, tu e o Basil têm que tratar da conta Goddard.
Klas insanlar gelirdi, bir gece, Paulette Goddard geldi ve bana...
Os clientes tinham muita classe. Uma noite, Paulette Goddard chegou perto e pediu-me...
Nick, Goddard'ın Azınlık Irkların Yükselişi adlı kitabını okudun mu?
Nick, já leu "A Ascensão dos Povos de Cor", de Goddard?
Robert Goddard'ın en sevdiği kısım buydu.
Esta era a melhor parte para Robert Goddard.
Goddard, hevesle kelimesi kelimesine okudu.
Goddard lia cada palavra com avidez.
Boston gazeteleri ayrıca Goddard'ın daha sonra ders alacağı, Profesör Lowell'in ilginç varsayımlarını da bildiriyordu.
Os jornais de Boston também relatavam, intrigantes conjecturas feitas pelo professor Lowell, cujas leituras Goddard mais tarde acompanhava.
Wells ve Lowell tarafından tasarlanan Mars imgeleri Goddard'ın aklını çeldi ve 17 yaşındayken 19 Ekim 1899 günü bu imgeler, hayatını buna adamasını sağlayan karşı konulamaz bir önseziyi açığa çıkardı.
As imagens de Marte trazidas por Wells e Lowell, seduziam o jovem Goddard, e aos 17 anos, em 19 de Outubro de 1899, elas cristalizaram-se numa opressiva visão, que lhe mostrou o caminho a seguir e o objectivo da sua vida.
Ailesinin çiftliğindeki yaşlı bir kiraz ağacının üst dallarından Mars üzerine sadece tahminlerde bulunmaktan daha iyi bir yol gördü.
Nos ramos altos, de uma velha cerejeira na quinta da sua família, Goddard viu uma maneira de fazer mais, do que apenas especular sobre Marte.
Daha kimse uçakla uçmadan veya radyo dinlemeden Goddard, Mars'a gidebilecek bir makine icat etmeye karar verdi.
Antes mesmo que alguém tivesse voado num aeroplano, ou ter ouvido a rádio, Goddard decidiu inventar uma máquina, que viajaria ao planeta Marte.
Yükseklere çıkabilecek bir roket yapabilmek için tamamen yeni bir teknolojinin esaslarını kurmalıydı.
Para conseguir construir um foguete capaz de alcançar uma alta elevação, Goddard teve de criar os princípios de uma tecnologia inteiramente nova.
Ancak Goddard bunun üstesinden geldi.
Mas Goddard passou as diversas contrariedades com passos largos.
Goddard, 1945'te hiçbir roket Dünya'yı terk edemeden vefat etti.
Goddard morreu em 1945, antes de um foguete ter sequer saído do planeta Terra.
Goddard, asıl hedefi Mars olmasına rağmen bunun alay konusu olacağını biliyordu.
Embora Marte sempre tenha sido o seu objectivo, Goddard sabia que tal meta seria ridicularizada.
Goddard'ın, çağdaşı olan Rus bilim adamı Konstantin Tsiolkovsky ile paylaştığı çocukluk düşleri, Ay ve Mars'a seyahat ikisinin de ölümünden yalnızca bir kaç on yıl sonra gerçekleşti.
Esses sonhos infantis de viagens para a Lua e a Marte, compartilhados por Goddard com o seu contemporâneo, o cientista Russo chamado Konstantin Tsiolkovsky, foram realizados só umas décadas após as suas mortes.
Robert Goddard'a, Massachusetts'deki bir kiraz ağacında gelen ilhamın üzerinden 80 yıldan az bir süre geçmişti.
Havia menos de 80 anos desde que Robert Goddard, tivera a sua visão epifania, numa cerejeira no Massachusetts.
Viking, H. G. Wells, Percival Lowell ve Robert Goddard'ın mirasıdır.
A Viking é um legado de H.G. Wells, de Percival Lowell e de Robert Goddard.
Goddard'la olan randevu ertelenmiş.
A reunião programada com os Goddard foi adiada.
Bir Godard filmi.
Era do Goddard.
Adı Harriet Smith. Kendisi Bayan Goddard'ın eski öğrencilerinden.
Chama-se Harriet Smith... e é ex-aluna da Sra. Goddard.
Bayan Goddard yanında kalmama izin verme nezaketinde bulundu.
A Sra. Goddard me convidou para ficar com ela.
- Bayan Goddard, yardım edebilir misiniz?
Com licença.
Bayan Goddard onlarla tanışamayacağımı söyledi. Ben de daha fazla zorlamadım.
A Sra. Goddard diz que não devo conhecê-los.
Yıllar boyunca bana hep Bayan Goddard baktı.
Por sua dedicação, a Sra. Goddard é minha tutora.
Siz ve Bayan Goddard dışında tanıdığım sadece Abbey Mill Çiftliği'ndeki Martinler var.
Além de você e da Sra. Goddard... só conheço os Martin, da fazenda Abbey Mill.
Sıradan bir eğitim alması için Bayan Goddard'ın yanına bırakılmış.
Foi deixada com a Sra. Goddard e teve uma educação indiferente.
Efendim, eğer açıklamama izin verirseniz, sözkonusu çantada, NASA'nın Goddard'taki tesislerinde şans eseri bir enfeksiyon laboratuarında muhafaza edilen biyolojik açıdan tehlikeli bir çeşit organizma bulunuyordu.
Se me deixar explicar... O conteúdo do correio. Continha uma espécie de organismo nocivo que se encontra num laboratório de contaminação em Goddard, que é onde tenho estado, a tentar determinar a sua natureza exacta.
Scully ile birlikteyim, NASA'ya doğru yoldayız.
- Eu e a Scully vamos ao Goddard.
Emniyet kemerini tak Goddard.
Põe o cinto Goddard.
Hoşça kal Goddard.
Adeus, Goddard!
Goddard, verandada değil.
Oh, Goddard! Na entrada não.
Goddard için Uçanbisiklet değişiklikleri. İkinci prototip.
Modificações da moto-voadora para o Goddard, protótipo 2..
Buraya Goddard.
Anda cá, Goddard.
Tamam Goddard, deneylere bir bakalım.
Ok, Goddard, deixa-me ver as experiências..
Oh, yani. Haydi.
Vamos embora Goddard.
Goddard.
Goddard!
Bu benim k öpeğim Goddard.
Este é o meu cão. Goddard.
Goddard, seçenekler.
Goddard, opções.
Goddard'a dişi bir kaniş yap.
Construir uma fêmea para o Goddard.
Goddard, ben ciddiyim.
Isto é sério Goddard.
EVet Goddard, göreVini biliyorsun.
Okay, Goddard.
Görüşürüz Goddard.
Vêmo-nos depois, Goddard!
Goddard, uyanma modu.
Goddard, modo acordado.
Goddard, yetişkin yaşam formlarını bul.
Goddard, procura por formas de vida adultas.
Günaydın Goddard.
Bom dia, Goddard.
Haydi Goddard.
Vamos, Goddard.
Ya benim harika köpeğim Goddard?
Então e o meu fabuloso cão. Goddard?
Tabii. Harika k öpeğin Goddard da gelir.
Claro, o teu cão também
Haydi Goddard. Laboratuara gidiyoruz.
Vamos, Goddard.
Goddard, yıldız haritası 72 lütfen.
Goddard, mostar o mapa 72 por favor..
Goddard, fırlatma düzenine geç.
Goddard, inicia sequência de lançamanto.
Bak Goddard. EVrenin harikaları.
Goodard, olha as maravilhas do universo.