English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ G ] / Gota

Gota Çeviri Portekizce

1,765 parallel translation
Sana bu son şansın demiştim.
- Uma. - Isto foi a última gota.
Eğer yaparsan, son damlayı taşırırsın.
Foi a gota d'água, se quiseres.
Bu gezegende onların zehiri kadar para eden.... başka birşey daha var mı?
Alguem neste planeta vale mais do que uma gota do veneno do celetrópode?
Şimdi bu fitile iki parçadanda birer damla döküyorum.
Agora, ponho uma gota de cada composto neste rastilho.
Unutma bu sadece tek bir damlaydı.
Lembre-se, é só uma gota de explosivo binário.
Ama üzülme. Öyle sinirlendiğimde gözüm hiçbir şeyi görmez.
Mas não fique com pena, alguém atormentar-me assim é a última gota.
Aristokrat hastalığından müzdaribim- - gut.
Eu estou a sofrer com o tique daquela doença aristocrática... gota.
Son damlasına kadar.
Até à última gota.
Bir damla...
Uma gota...
Gut hastalığı bacağını bitirdikten sonra bütün gün bunda otururdu.
Sentava-se o dia todo nela, depois de ter ficado preso pela gota.
Orada bir parça zehir kalmıştır umarım.
Esperando que ainda tenham uma gota de veneno.
Ve sonra koca bir sene bir damla bile yağmur yağmadı.
E, a seguir, não caiu uma gota de chuva durante um ano.
Yağmur damlasından büyük değil. Yine de 19 delik oluştu. Ayrıca motor bölmesine de ikincil temas var.
Nenhum maior do que uma gota de chuva mas tivemos 19 perfurações e um contacto secundário com o compartimento da máquina.
Bunu bir damla rom içmeden yaptım.
E sem sequer uma gota de rum.
Altı yıldır tek yudum içmedim.
- 6 anos sem provar uma gota.
Fakat elimde tüm gece yaşlı Dublör Mike'nin bir yudum bile içki içmediğine tanıklık edecek bir barmen var.
Mas está o maldito barman, que irá testemunhar que o Duplo Mike não bebeu nem uma gota de álcool a noite toda.
İçimden içindeki bütün suyu emmek sonra onu ölümüne s. Kmek sonra da bayılmak geliyor.
Sinto que quero absorver cada gota da vida... e depois transar com ela até desmaiar.
O ağaç, bardağı taşıran son damlaydı.
A árvore foi a gota de água.
Kardelen.
A Gota de Neve.
Tek damla bile kan dökmeden, itibarımı korumanın mükemmel reçetesi.
A receita perfeita, para uma reputação ameaçadora sem nunca ter derramado uma gota de sangue.
Elmas için daha fazla kan dökülmesin!
"Nem mais uma gota de sangue derramado por causa dos diamantes"
Her damlasına ihtiyacımız olacak. Yarın bankaya gidinceye kadar toplamalıyız.
Vamos precisar até à última gota, que podermos recolher para a nossa ida amanhã até ao... banco.
Senin damlanı koruyan orman tavşanıyım.
O coelho da floresta que tem vigiado a sua gota.
Damla mı? e
A gota?
Damla.
A gota.
Tek bir damla kalmamacasına kaynatırım tüm okyanusu.
Ferverei o mar até à última gota!
İçimde bir damla iyi kan yok.
Não tenho uma gota de sangue nobre.
Bir damladan fazla alma.
Cuidado, não bebam mais do que uma gota!
Eyvah.
Nem uma gota.
Çoklarına göre şiddetin doruğa tırmandığı Capital Hill çarpışmaları bardağı taşırdı.
Para muitos, o violento clímax da batalha pelo bairro de Capitol Hill, é a gota d'água.
Pek değil. Hiç içemedim.
Nem por isso, ainda não bebi nem uma gota!
İlk boncuk boncuk terleyen oyunu kazanır.
A primeira a ter uma gota de suor do pescoço... a chegar à racha do rabo ganha.
Ne bir damla kan ne de boğuşma izi.
Não havia uma gota de sangue ou sinais de luta...
Göçmen hayatı berbat.
Sou abstinente. Essa foi a gota d'água
Bir iki damla yağan...
Uma gota, duas gotas
İşgal sırasında tek bir damla Alman kanı dökülmedi, Oskar.
Nem uma gota de sangue alemão em toda a invasão, Oskar.
- Hiç içmem.
- Nem uma gota.
O kadar çok askerim var ki Su Zhou'nun her bir karış toprağını savunacaktır.
Eu também tenho 4000 homens Eles defenderão cada centímetro da cidade... até à sua última gota de sangue.
Kurbanımız, kanının yarım litresini bağışlayacak kadar nazikmiş.
A nossa "vítima" foi bastante bondosa ao doar uma gota de sangue.
Dünyadaki son ham petrol damlası da petrol kuyularından pompalanmıştı.
Quase que conseguíamos ouvir um gigantesco sorver assim que a última gota de crude foi bombeada da terra.
Jane, göğüslerinde kızarıklık olan hastayı al, Ray, sen de gutu olan ödül avcısını.
Jane, ficas com a alergia nos seios e, Ray, ficas com o caçador de recompensas que tem gota.
O vakte kadar sanırım bu gemi bir damla tiliyum bile arıtmayacak. Ve buna filonun hiçbir yere gitmeyeceği anlamına geliyor.
Até lá, esta nave não vai refinar uma única gota de tylium e isso significa que a Frota não vai a lado nenhum.
Bir damla bile yok.
Não, nem uma gota.
Bazen bu oyuncaklardan alırsın plastik bacaklardan biri elinde kalır. Takmak için uğraşırsın...
Sabe quando pega um desses que tem uma pequena gota de plástico na perna... e tem que dobrá-la de um lado para outro...
Şunları da atalım suya.
E puxamos a pele para não ficar nem uma gota.
Hepsini içtiğinden emin ol.
Assegura-te que ele bebe até à última gota.
Bir parmak izi, bir iplik, kurumuş bir ter damlası varsa, bulurum.
Se há uma impressão, se há uma fibra, se há uma gota de suor seco eu acharei.
Hemen terbutalin başla.
Terbutalina gota-a-gota.
Zeytinyağını alıp, birazcık ekleyeceğim, tamam mı?
Eu tiro o azeite, e metemos uma gota de azeite, está bem?
Şimdi, sormak zorundayım, içki içtiniz mi?
- Nem uma gota.
Evet, şu aşamada bana bir damla su da yeter.
Hei, neste momento ficava feliz com uma simples gota.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]