Granada Çeviri Portekizce
1,324 parallel translation
Onu kim vurduysa önce bir bomba patlattı. Bu nedenle.
Porque quem matou o sargento disparou a granada primeiro.
- Senin el bomban eksik.
- És o único que não tem a granada.
Radyoları bozmuş olmalılar ve biri eşyalarımdan el bombamı almış olmalı.
Eles devem ter sabotado os rádios e... um deles deve ter tirado a granada da minha mochila, no helicóptero.
Burada ne oluyor?
Quem disparou a granada? Que diabo é que se passa?
Vücut kalkanı.
Granada.
Yere yatın.
- Uma granada!
Modern bir şey götürmemesi gerektiği biliyordu.
Não é permitido levar nada moderno ao passado! Aquele filho da puta levou uma granada com ele.
Tesadüfen denk gelmiş olabilir, tellerde bir şey yüzünden olabilir. Mesele şu, el bombası bu deliği tekrar yaratma ihtimalimizi yok etmiş de olabilir.
Pode ter sido uma calibragem, uma impureza nos anéis o facto é que a granada provavelmente destruiu qualquer possibilidade que tínhamos de recriá-lo.
- Grenada, adamım.
- Granada, meu.
- Grenada?
- Granada?
Grenada!
Granada!
Frank Herrera, Kübalı, yaş 43. Emekli Deniz Piyadesi Çavuşu. Panama ve Guatemala'daymış.
Frank Herrera, cubano, 43 anos sargento reformado, serviu no Panamá e Granada, divorciado 2 vezes.
Panama, Grenada, Beyrut'ta ülkeme hizmet ettim.
Servi o meu país no Panamá, em Granada, em Beirute, entre outros.
Grenada ve Panama'da yoktum ama iki çocuk annesiyim.
Posso näo ter servido em Granada, mas tenho dois filhos pequenos.
Panama ve Grenada'daydın ha?
Frank, esteve no Panamá e em Granada, certo?
Güvenlik kulübesine kimyasal el bombası şart.
A cabina parece óptima para uma granada de mão.
Grenada, Libya,
Granada, Líbia,
Cordoba ve Granada.
Cordoba e Granada.
Kastilya, Leon, Aragon Sicilya, Kudüs, Navarre Granada ve Antiller Kralı.
Rei de Castilha, de Leon e Aragon... das Duas Sicílias, Jerusalém, Navarra, Granada, das Índias Oriental e Ocidental,
Bir el bombası atıp, hepinizi öldürmeliyim belki de.
Posso lançar uma granada e matar-vos a todos.
Eğer eski bir komünistin manyak bir oğlunun bütün herkesi rehin alıp, öldürmekle tehdit ettiğini söylersen herkesi kurtarabiliriz.
Se dizes que o comunista de um raio estava a ameaçar rebentar toda a gente com uma granada, assim não pudeste ajudar, mas vieste...
Angel, şu sinirsel-durdurucu el bombası işe yaradı mı?
Angel, que tal funcionou a nova granada neuro-interceptora?
El bombasının büyüsel çekirdeği işlemsel görünüyor bu yüzden, hatalı bir tetik mekanizmasından söz ediyor olduğumuzu düşünürüm.
O centro de encantos da granada parece estar operacional, por isso acho que estamos a falar numa falha do mecanismo de gatilho.
Şu el bombasını.
A granada atordoante.
El bombası iksir gitti.
A poção-granada foi-se.
El bombası!
Granada!
Bayıltıcı bomba.
Granada de atordoamento.
Al. Sana içecek bir şeyler getirdim.
Eu vou precisar da minha espada Qualta ou de uma granada de pulso.
El bombasıyla mı?
Com uma granada?
Bu gerçekten de sıkı bir bomba.
Esta é uma granada complicada.
Senin için bir el bombasının üstüne atlamam.
Não vou saltar em cima de uma granada por ti. Vou estar lá...
- El bombası!
- Granada!
En başından beri ölü rolü yaptı. Ama onu kurtaramadı. Almanlar el bombasını sevmezdi.
Fez-se logo passar por morto, mas nem por isso se salvou, pois os boches não gostaram nada que lhes tivessem lançado a tal granada.
Brick, el bombasını nereden buldun?
- Onde é que arrumou essa granada?
Burada elbombası var.
- Ei, há aqui uma granada!
Bombanın iğnesini yerine tak.
- Põe a cavilha na granada.
Planım, gerektiğinde siz ikiniz... kaçasınız diye kendimi feda etmekti.
- Aquela é a minha granada, senhor. - O plano era eu sacrificar-me,... se fosse preciso, enquanto vocês dois fugiam.
El bombam...
- Aquela é a minha granada...
El bombamı geri ver.
- Devolve-me a minha granada!
Ve sonra dostlarımı kurtarmak için el bombasının önüne atladım ve...
E depois eu saltei para cima da granada, para salvar os meus amigos...
Bir el bombasının patlama menzili neredeyse 15 metredir ve parçaları daha da uzağa dağılabilir.
Uma granada de mão tem um alcance de até 15 metros. e os seus fragmentos podem voar ainda mais longe resumindo :
Niye el bombasının üstünde yatan ben değildim?
porque não sou eu que me deitei sobre a granada?
Bombalar var burada. Geçemiyorum. Yardım edin bana.
Há uma granada, eu não entro.
eI bombası!
Granada!
El bombasi!
Granada!
Bir polisteki şarapnel yarasıne ne yapmam gerekir?
Que faço com um guarda-florestal com ferimentos de granada?
Sersemletme bombası.
Granada de atordoamento.
Patlayıcı Savaş Gereci Teknisyeni.
Técnico de Explosivos. Eles conseguem fazer ou desarmar tudo desde uma granada...
Marine One'ın kuyruk motorunu tüfek bombasıyla vurduktan sonra öbür iki helikopteri füzeli el bombasıyla yok edeceğiz.
Destruímos o rotor do Marine One com uma granada. E destruímos os outros helicópteros com as RPG.
Biber gazı!
Granada!
İçeriye bomba atıp, baştan başa taradı.
- O Deacon disparou contra ele, atirou uma granada. - Disparou rajadas de tiros e assegurou-se que a área estava segura.