Gölde Çeviri Portekizce
633 parallel translation
Onlar gölde bir geziye çıktı.
Vêm numa excursão para o lago.
Şimdi gölde olmak vardı dostum.
Apetecia-me mesmo dar um mergulho.
- Gölde ne yapıyordunuz?
O que estava fazendo no lago?
Ben gölde olacağım!
Mas estarei por perto!
Annem ve babam tatilini bizimle birlikte gölde geçirmeni istiyorlar.
A mãe e o pai querem que passes as tuas férias connosco nos Lagos.
Tatilimin ilk haftasını onlarla beraber gölde geçirmemi istiyor.
Ele quer que vá com ele à zona do Lagos... e que passe a primeira semana de férias com eles.
BAYAN VICKERS VE MİSAFİRLERİ GÖLDE BİR GEZİNTİ YAPIYORLAR
VERÃO DIVERTIDO - Miss Vickers e convidados divertem-se no Lago.
Birkaç sandviç alıp gölde piknik yapmaya ne dersin?
Por que não compramos umas'sandwiches'e fazemos um piquenique no Lago?
Bugün gölde çok insan var mı?
Há muita gente no lago, hoje?
Ona gölde başka kimsenin olmadığını söyledim. Sonra Gilbert Edwards imzasını attı.
Eu disse-lhe que não havia mais ninguém no lago, e... então ele pegou no lápis e assinou o nome de Gilbert Edwards.
Duman dağılıp, bölümün kalanı geri döndüğünde Huxley'e yine atik Japon garnizonunu bulması söylendi ki bu sefer adanın 70 kilometre içindeki bir gölde saklanıyorlardı.
Nossas baixas foram poucas, mas deixamos para trás... quem poderia escrever o grande romance de guerra. Cabo Marion Hotchkiss, "irmã Mary".
Seni söylediğim gibi sürüyü sürüyorum gölde kaldım.
Já deixei o gado em Blue Lake.
Küçük Ricky, oradaki gölde küreksiz.
O Ricky anda lá, no lago sem remo.
- Diğer tüm çocuklar gölde.
- Os outros miúdos andam nos Kayaks.
Onuncu kere söylüyorum sana. Gölde havaya uçurdum onları.
Repito que os fiz ir pelos ares.
"Horoz karanlık bir gölde miyavlıyor"
A galinha mia no lago escuro...
Golden Gate Park ına gittiğini ve gölde oturduğunu söyledi.
Disse apenas que fora de carro até ao parque e se sentara à beira do lago.
- Bunu gölde denemek ister misin?
Queres tentar quando formos para o lago? Está bem.
Ama Mona'yla gölde buluşacaktık.
Mas eu vou encontrar-me com a Mona no lago.
Şu küçük ürkek kız. Raymond gölde geçen o yaz, ondan çok etkilenmişti.
Aquela rapariguinha que tanto atraiu o Raymond naquele Verão no lago.
Gölde boğuldu.
Se afogou no lago.
Olay bu gölde mi oldu?
Este é o lago onde...?
Gölde üç tane kanal girişi var.
Há três comportas de desague no lago.
Bence bu mezar taşı en az beş, altı yıldır gölde duruyor.
O certo é que essa vigília no lago dura uns 5 ou 6 anos.
- Gölde.
- No lago.
Roy'a gölde yelkenliyle yaptığımız gezilerden bahsetmiştim.
Contei ao Roy de quando íamos velejar.
Ne zaman duysam, gölde ay ışığı altında yavaşça giden bir sandalda hissediyorum.
Quando ouço esta música imagino-me num barco. Um barco num lago. À luz da lua...
Gölde balıkçıyız.
Somos pescadores do lago.
Senin için de biraz ayırırız zira bu gölde balık falan yok.
Nós guardamos alguns para vocês porque não há peixes neste lago.
Bir baba ile iki oğlu, gölde cesetleri yüzerken bulunmuş diyorlar.
Um pai e dois filhos, dizem, encontrados a flutuar no Loch.
Gölde sıralanın!
Vamos formar junto ao lago.
Biraz önce, gölde yüzerken.
- Há pouco, a boiar no lago.
Golde. Sana öyle haberlerim var ki.
Golde, tenho novidades para você.
Doğrusu, pek de denemedi.
Pra dizer a verdade, Golde, ele mal tentou.
Peki, hoşça kal, Golde. Birbirimize kalplerimizi açmak bir zevkti.
Então adeus, Golde... e foi um prazer parolarmos assim.
Dinle beni, Golde.
Olhe aqui, Golde.
Peki, hoşçakal, Golde, ve bir şey değil.
Então adeus, Golde, e não tem de quê.
Karımı, Golde'mi görürdüm...
Eu veria a minha mulher, Golde
Golde, bu Kiev'li Perchik.
Este é Perchik, de Kiev.
Golde, güneş nerdeyse batmak üzere.
O sol está se pondo.
Golde'ye ne diyeceğim?
O que vou dizer para a Golde?
- Ama, Golde...
- Mas, Golde...
- Selam, Golde.
- Olá, Golde. - Tome uma sopa.
İyi bir adam.
Golde, ele é um bom homem. Eu gosto dele.
Bu yeni bir dünya, Golde.
É um mundo novo.
Golde beni seviyor musun?
Você me ama?
- Belki de hazımsızlık.
Talvez seja indigestão. Não, Golde.
- Hayır, Golde, sana bir soru soruyorum.
Estou lhe fazendo uma pergunta.
Ve şimdi soruyorum, Golde...
E agora estou perguntando, Golde
Golde, ben bu evin erkeğiyim.
Sou o homem da casa!
Peki... Evine git, Golde.
Bem... vá para casa, Golde.