Görmüştüm Çeviri Portekizce
5,348 parallel translation
- Karnında görmüştüm.
Na tua barriga.
Seraphim'de görmüştüm.
- Vi-o na Seraphim.
Seni en son ne zaman görmüştüm?
Quando é que foi a última vez que te vi, sócio?
- Seni daha önce bir yerde görmüştüm.
- Já te vi nalgum lado.
Biliyorum komutanım. Ben de görmüştüm.
- Eu sei, comandante, também a vi.
- Karnında görmüştüm.
- Na tua barriga.
Aynı belirtileri daha önce de görmüştüm.
Eu já vi estes sinais antes.
- Bunu rüyamda görmüştüm.
Vi isto no meu sonho.
- Ben de görmüştüm, yıllar önce.
Também vi o mesmo. Há anos.
Ben onu ilk kez rock çalmasından birkaç yıl önce görmüştüm.
Eu vi-o quando passou à fase rock, em, aqui há uns anos atrás.
Bir keresinde dedenin, mürekkepten bir tablosunu görmüştüm.
Uma vez, vi um retrato do vosso avô.
Daha önce de görmüştüm.
Já vi acontecer.
Bundan daha küçük araba tekerleği görmüştüm.
Já vi rodas de carroças mais pequenas.
Afganistan'da görmüştüm.
Eu vi um caso leve, num local no Afeganistão.
Hapiste görmüştüm onu.
Eu vi-o na prisão.
- Bekle, bunu görmüştüm.
- Espera, eu já vi isto.
- Şifreyi yazarken görmüştüm seni.
- Já o vi digitar a senha antes.
Birini görmüştüm.
Vi alguém.
Tanrı biliyor, onlardan birini daha önce görmüştüm.
Bem, Deus sabe quantas já não vi antes.
Biliyorsun en son onu Micheal ile cenazede görmüştüm.
Sabes, eu vi-o com o Michael depois do funeral.
- Bunu rüyamda görmüştüm.
- Vi isto no meu sonho...
- O kolyeyi daha önce görmüştüm.
Sabes, já vi esse colar antes.
O alan golünü blokladığını görmüştüm.
Vi-te bloquear aquele golo.
Evet. Görmüştüm. Kim görmedi ki?
Sim, já vi. Quem não viu?
Bu gülümsemeyi tanıyorum. Bunu bir çıkıntıdan atlarken, sende, çılgın piçlerle konuşmaya çalışırken görmüştüm.
Já vi quando tentaste falar com um bastardo maluco, que queria saltar de uma cordilheira.
- Çok doğru. - Salonda görmüştüm.
Já o vi no salão.
Riesen Hanesini koruduğunu görmüştüm.
Serves a Casa Riesen.
Ravenswood'dan geldiğinde görmüştüm.
Eu vi quando ele voltou de Ravenswood.
- Bir iki tane kırmızı kart görmüştüm.
Vi um par de cartões vermelhos.
Dışarıda kahve makinası ya da otomat falan görmüştüm ben.
acho que vi café... na máquina de vendas lá fora.
Bu çiçek. Bunu eski deyişlerden birinde görmüştüm.
Sei que já vi isto nalgum lugar.
Bunlardan daha önce sadece bir tane görmüştüm.
Só o vi uma vez.
Onu hep bir Amazon savaşçısı olarak görmüştüm.
Sempre a imaginei como uma... Guerreira amazona.
Bunu barlarda dağıtırken görmüştüm.
Eu via-o a distribuir isto em bares.
Savaşta benzer bir şey görmüştüm.
Vi algo parecido na guerra.
Ondan daha iyi görünen zombiler görmüştüm.
Tenho visto "Z's" com melhor aparência que a dele.
Buna benzer birşey görmüştüm.
Já vi este tipo de coisa antes.
Gezinirken görmüştüm.
- Vi-a por aí.
Birkaç tane görmüştüm böyle.
Já vi alguns como esse.
Bunlardan birini daha önce de görmüştüm.
Já vi isto antes.
İçen insanları görmüştüm.
Já vi as pessoas a fumarem isso antes.
Böyle bir kabus görmüştüm.
Já sonhei com ele.
Marsilya'da kaybolmadan birkaç gün önce, muayene olduğunu görmüştüm.
Vi que ela fez um exame médico, alguns dias antes de desaparecer de Marselha.
DüSünmüStüm ki... Sende bir Sey görmüStüm, iyi birsey.
Pensei ter visto algo em ti... algo de bom.
Bir keresinde canavarin arkasindaki adami görmüStüm.
Em tempos vi o homem por detrás da besta.
- Tabii çünkü bu askeri önce ben görmüştüm.
Claro! Eu vi-o primeiro.
- Ben de görmüştüm.
- Também vi o mesmo.
Bunu duvar yazısı olarak kasabada görmüştüm.
Será que já não vi este graffiti espalhado pela cidade?
Vay canına derken "Bunu daha önce görmüştüm..."
Uau?
Bunu fabrikada olurken görmüştüm.
Vi isto acontecer na fábrica.
Scott, ben görmüştüm.
Scott, eu vi-os.