Görünüşte Çeviri Portekizce
302 parallel translation
Kamptakiler bana nazik davranmıyordu çünkü görünüşte barakadan yiyeceği çalıp barakayı ateşe veren bendim. Biri bana çamur attı.
As pessoas não iriam ficar amistosas para comigo se ficasse no acampamento porque aparentemente roubei a comida do celeiro e a seguir peguei-lhe fogo.
Dış görünüşte ne zaman yaşlanmaya başlayacak?
Quando irá envelhecer de aspecto?
Görünüşte değildi.
- Parece que não.
Bu topraklar görünüşte güzel, orası kesin.
A terra tem um ar bonito, realmente.
- Sadece görünüşte.
- Apenas para olhar por elas.
- Görünüşte bir hata yok.
- Parece estar em ordem.
Tüm o rahat tavırlar ve görünüşte arkadaşlık.
Esse ar amigável e a calma aparente.
Sadece görünüşte değil, gerçekten arkadaş olman gerekir.
Não são só aparências, é preciso ser-se mesmo amigo.
Şehvetinin nasıl doymak bilmez olduğunu, şehirdeki kadınları nasıl kirlettiğini, en ufak bir hatada bile ne kadar acımasız olduğunu, kendi gayri meşruluğunu, babanız Fransa'dayken annenizin ona gebe kaldığını, zaten görünüşte de Düke hiç benzemediğini, hepsini söyledim.
a voracidade insaciável de seu desejo, e suas violências sobre as mulheres da cidade. sua tirania por coisas sem valia, ele próprio ser bastardo, pois concebido foi estando vosso pai na França, e ainda seu semblante não se parecer com o Duque.
Görünüşte iri, sert, kendinden emindi.
Aparentava ser forte e confiante.
Sıradan bir görünüşte.
Que seja trivial.
Görünüşte enerjimizi spora, bahçe işlerine ve her türlü kültürel etkinliğe harcayacağız.
Vamos dedicar as nossas energias a desportos e a jardinagem todas as actividades culturais que eles querem.
Görünüşte pek korkunçturlar, ama gerçekte o kadar güçlü değildirler. "
"Têm uma aparência terrível, " mas, na realidade, não são assim tão poderosos. "
- Bu sadece dış görünüşte.
- Isso não passa de um disfarce.
Yol boyunca ilerlerken görünüşte sakindim, ama hep düşünüyordum.
Enquanto seguíamos pela marginal embora aparentando calma por fora, a minha cabeça era um vulcão.
- Jüpiter ve Venüs Pluto ile iyi bir görünüşte yer alıyor.
Júpiter e Vénus estão em bom aspecto com Plutão.
Adli tıp internine göre, mermi görünüşte doğrudan kalbi delip geçmiş, oldukça yakından ateş edilmiş, barut izlerinden anlaşıldığı kadarıyla.
De acordo com o médico legista, a bala, ao que parece, atravessou directamente o coração. Foi disparada de muito perto, como os vestígios de pólvora indicam.
Görünüşte öyle.
Evidentemente.
Hollanda'da, görünüşte her şey yolunda gidiyordu.
À superfície, a Holanda parecia estar como sempre.
Fakat hayatta kalanların çoğunluğunun, görünüşte zarar görmediğini farzediyorum. Ancak bariz etkileri olmalıydı.
Suponho que a maioria dos que sobreviveram, ficou aparentemente intacta, mas com alguns traumas.
Görünüşte, kışkırtarak vakum, atılım.
"Decoroso", "pontiagudo" "vácuo", "salto".
Görünüşte küçük bir yangın var 50 kat aşağıda, depo odalarımızdan birinde.
Parece que há um pequeno incêndio num dos depósitos 50 pisos abaixo.
Görünüşte sadece biz kurtulduk.
Parece que somos os únicos sobreviventes.
Görünüşte savaşıyorlardı,... fakat bunun altında, gerçekten sıkıydılar.
Eles andavam a discutir mas, no fundo, são muito chegados.
- Görünüşte, sevmiş.
Ela pareceu-me gostar muito.
Dış görünüşte bir süre yas tuttum ama içimde onun hala yaşadığını hissediyordum.
Eu sofri muito, deitei tudo cá para fora. Mas no fundo, eu acho que ele ainda está vivo que ele ainda está perto de mim.
- Görünüşte, evet.
- À superfície, sim, mas...
Görünüşte bu kalede hizmetçiniz olarak çalışan bir kadınım.
Não se vê logo, sou uma mulher sou empregada aqui no castelo como sua criada.
Görünüşte pek değişmiş gibi durmuyorsunuz ama sanırım hastalık sebebiyle sesiniz farklılaşmış.
A tua aparência não mudou, mas a tua voz mudou po causa da tua doença.
Sadece görünüşte öyle.
Apenas assim parece.
Diğerleri görünüşte Orta Doğudaki petrol alanlarının gözünü korkutuyorlar.
As supostas ameaças são os campos de petróleo do Médio Oriente.
Görünüşte.
Vai saber...
Bu davanın, görünüşte karmaşık ve zor... olduğunu inkar edemem.
Seria absurdo negar que o caso é obscuro e complexo.
Bu değişim, biçimde ve görünüşte yaşanır.
Uma transformação na forma e aspecto.
İki göksel cisim buluştuklarında görünüşte ışıkları birbirlerininkini yok eder.
Quando 2 astros se interpõem... aparentemente sua luz se extingue.
Evet, biliyorum. Görünüşte iyi gibi geliyor ama problem onun gitmesi değil.
Sim, sei que soa bem, á primeira vista mas o problema é que ele não se limita a ir embora.
Sadece görünüşte, Jack.
Somente por fora.
Görünüşte önemsemiyor gibiydi.
Nada digno de nota, ao que parece.
Görünüşte intihar gibi.
Aparentemente, foi suicídio.
Görünüşte, mahkemede yargılanması saçma gelebilir ama... mahkeme suçlunun cezalandırılmasından ibaret değildir.
À primeira vista, pode parecer ridículo processá-lo porém um julgamento é algo mais que um castigo para um malfeitor.
Görünüşte her şey normaldi tabii ki.
Aparentemente, tudo parecia estar muito bem.
Zekasını karımı büyülemek için kullanan Şehvetten gözleri dönmüş bu utanmaz... Sonunda "görünüşte" iffetli kraliçemin iradesini yendi.
Sim, essa besta incestuosa e adúltera... com o feitiço de seu engenho, com pérfidas dádivas... conquistou para sua lascívia... a vontade da minha rainha virtuosa.
Görünüşte öyle.
Aparentemente... aparentemente.
Görünüşte hayır.
Parece que não.
Sadece görünüşte.
É só uma fachada.
Görünüşte iyi, sıcak kalpli bir insansınız, bundan eminim.
Estou seguro de que é uma boa pessoa.
Anlamsız ve görünüşte kendiliğinden ortaya çıkan şiddet gösterilerinden oluşan inanılmaz boyutta bir salgın söz konusu.
Uma epidemia com proporções monumentais... de actos de violência aparentemente sem sentido.
Görünüşte "My Dream Is Yours", Warner Bros montaj masasında üretilmiş bir Doris Day filminin bütün özelliklerine sahipti.
Olá, posso entrar? Correntes mais escuras infiltravam-se como acontecera com outros gêneros.
Görünüşte bir cennet gibi.
Um paraíso para observadores.
- Görünüşte, 38.
Aparentemente uma.38.
- İşte yine karşımızda : "Görünüşte."
- Porquê "aparentemente"?