Göğsüm Çeviri Portekizce
216 parallel translation
- Seninle çıktığım için göğsüm kabaracak.
- Teria tanto orgulho nisso.
- Göğsüm.
- É o meu peito.
Göğsüm.
O meu peito.
Florida'ya gidiyorum.. Bacaklarım ağrıyor... Kıçım ağrıyor, göğsüm ağrıyor, yüzüm ağrıyor..... bu da yetmiyor bir de altıma işiyorum.
Estou indo pra Flórida, minhas pernas... meu traseiro, meu peito, meu rosto, tudo dói... e como se não bastasse, ainda me mijo.
Çıtır çıtır gider göğsüm de
Corta, corta, o tórax também
Ama bacaklarım, karnım, göğsüm leş gibi.
Mas as pernas, o abdómen, o peito, estão imundos.
Göğsüm... - Kalp krizi!
- Deve ser um enfarte.
Boynum var, göğsüm var, kalbim var ruhum var, sırtım var
Tenho a minha língua, tenho o meu queixo, o meu pescoço, as minhas mamas O meu coração e a minha alma
Dişlerim var, dilim var, çenem var boynum var, göğsüm var
Tenho os meus olhos, nariz e boca Tenho os meus dentes
Göğsüm madalya dolu işte, bir sürü şeyle sonra oldukça popüler bir tarz olan...
Tenho uma gaveta cheia de menções, medalhas e coisas assim. Depois, resolvi interpretar uma personagem...
Göğsüm.
Os seios.
Sıkışır göğsüm, birbir sayarken acıları baştan ;
E de tais penas recontar as sagas,
Demiş ki : "Çünkü göğsüm içine çöktü!"
Em compensação tenho o peito reentrante - respondeu ele.
- Göğsüm.
- No peito.
Göğsüm sıkıştı.
Tenho o peito comprimido.
Göğsüm kabardı.
Com muito orgulho.
Göğsüm ağrıyor
- Estou com dores no peito.
Holly, bu benim göğsüm değil.
Holly, este não é o meu peito.
Peki ya benim göğsüm?
Então e o meu peito?
Göğsüm ağrımaya başlıyor.
Estou a ter dores no peito.
Baba. Seni telaşlandırmak istemiyorum ama sol göğsüm... sağ göğsümden çok daha hızlı büyüyor.
Não quero preocupar-te, mas o meu peito esquerdo está a crescer... bastante mais depressa que o direito.
Artık üç göğsüm var!
agora tenho três!
Göğsüm ise ödlek.
A minha barriga é amarela. "
Ağır kaldırdığım zaman, hala göğsüm acıyor.
O peito ainda me dói quando faço trabalhos pesados.
Göğsüm ağrıyor.
Dói-me o peito.
Göğsüm, yanıyor.
Meu peito, está queimando.
- Göğsüm kabardı.
- Sinto-me lisonjeado.
Telefonu açarken göğsüm sıkışmasın artık.
Não terei dores no peito por ir atender o telefone.
Göğsüm sıkışıyor.
Estou muito tenso na zona do peito.
Başım ve göğsüm ağrıyor.
Tenho dores na cabeça, no peito.
- Göğsüm ağrıyor.
- Estou com dores no peito.
Göğsüm ağrıyor sanırım.
Acho que estou com dores no peito.
Tamam bir bacağım, üç göğsüm ve bir kanatım var.
Tenho uma perna, três peitos e uma asa.
Göğsüm sıkışıyor.
Tenho dores no peito.
Hava çok soğuk ve göğsüm desteksiz.
Está um gelo e o meu peito está sem apoio.
Çünkü ben üçüncü göğsüm için gittiğimde hemencecik kesip attı
Quando lá fui mostrar o meu terceiro mamilo ele tirou-o logo.
Dün bana çarptığından beri hâlâ göğsüm acıyor.
Dói-me aqui de lado por teres chocado contra mim.
- Evet, göğsüm içine çöküyor sanki.
- Sim, sinto uma enorme dor no peito.
... göğsüm.
O quê?
- Göğsüm daralıyor.
- Peito apertado.
Benim memelerim yok! Benim göğsüm var
Eu não tenho mamas, tenho peito!
Kabul etmeliyim ki göğsüm kabardı Kaptan.
Fico lisonjeado, capitão.
Aynı göğsüm sıkışıyor gibi, sanki patlayacakmış gibi hissediyorum.
E assim como um aperto no meu peito, e sinto que vai rebentar.
Göğsüm gibi geldi, ama yan tarafım ağrıyor.
Acho que foi no peito, mas dói do lado.
Göğsüm ateşler içinde!
Tenho o peito em fogo!
Bu harika. Aman Tanrım, hiç göğsüm yok.
Meu Deus, preciso de seios!
Kıllı bir göğsüm olsun istemiyorum, B.
Não posso ter o peito peludo, Bee.
Göğsüm... yakıt burada, ama... ben ulaşamıyorum!
O combustível está aqui no peito. Mas não consigo acessá-lo.
- Pekâlâ, şimdi de göğsüm ağrıyor.
- Estou com dores no peito.
Sırtım ağrıyor. Göğsüm ağrıyor.
Dói-me à frente.
Göğsüm kabarıyor.
Não podia estar mais orgulhoso.