Gülüyorsun Çeviri Portekizce
1,321 parallel translation
Neden gülüyorsun...?
O que é que...?
Evet, gülüyorsun, ağlıyorsun, hayatını değiştirecek.
Sim! Você vai rir, vai chorar, mudará a sua vida.
Ve daha sonra bir iki kez daha uygulanacak. Hastayı rahat tutun. - Gülüyorsun.
Algumas aplicações, manter a paciente sedada... estarão rindo.
Sürekli gülüyorsun falan.
Sim. Estás sempre a rir-te ou algo parecido.
Neye gülüyorsun?
Qual é a graça?
Sen neye gülüyorsun? Prima çocuğu seni.
Estás a rir-te de quê, fraldinha?
Bana mı gülüyorsun?
Burla-te de mim?
Sen niye gülüyorsun geri zekalı?
De que te estás a rir, atrasado?
Neye gülüyorsun?
Por que estás a sorrir?
Neye gülüyorsun?
Estão-se a rir de quê?
O hâlde niye gülüyorsun?
Então, por que te ris?
Neden gülüyorsun?
Porque te ris de mim?
- Neye gülüyorsun?
- De que se está a rir?
- Niye gülüyorsun?
- Estás a rir-te de quê?
- Ne gülüyorsun?
- Porque te estás a rir, cabrão?
Öyleyse niye gülüyorsun Bay Larry Johnson?
Por que está a rir, Mr. Larry Johnson?
Neye gülüyorsun sen?
- Do que você está rindo?
Neye gülüyorsun?
O que estás a fazer?
Ne öyle hınzır hınzır gülüyorsun lan?
E como fazes para ter um sorriso tão horrível
Neden gülüyorsun?
Porque estás a rir?
Neden gülüyorsun?
Por que te estás a rir?
Neye gülüyorsun?
- Porque te ris?
Evet gülüyorsun.
- Sim, está.
İşte demek istediğim tam olarak buydu. Birisiyle gülmüyorsun, birisine gülüyorsun.
É exatamente disso que eu estou a falar... não estás a rir com alguém, e sim de alguém!
- Neden gülüyorsun?
- Porque te estás a rir?
- Nedensiz yere mi gülüyorsun?
- Estás a sorrir sem razão?
Neden gülüyorsun?
Por que estás a rir?
Hep gülüyorsun ve parmaklarını birleştiriyorsun.
Andas sempre a rir-te e a mexer os dedos.
Ne gülüyorsun?
Estás a rir-te de quê?
- Bana gülüyorsun.
- Estás a rir de mim.
Gülüyorsun. Gülümsüyorsun. - İşte o dışarı çıkma teklifini o zaman yapacaksın.
Estás a rir, a sorrir, e é então que falas no encontro informal.
Sen neye gülüyorsun?
Juro que é verdade. De que te estás a rir?
Gülüyorsun ama haklıyım.
Ris-te, mas tenho razão.
Bir İngiliz gibi gülüyorsun.
Tu ris como um britânico
Neden gülüyorsun?
Porque estão a rir-se?
Neden hep gülüyorsun?
Por que estás sempre a sorrir?
Kime gülüyorsun?
Por que raio estás a rir?
Niye gülüyorsun?
Por que você sorri?
Neye gülüyorsun, salak?
Por que você sorri, louco?
Neden gülüyorsun?
Porque te estás a rir?
Sen neye gülüyorsun öyle, polis bozuntusu?
Estas-te a rir do quê, bófia?
Sanki o Oscar'lanet olası'Wilde'mış gibi tüm saçma şakalarına gülüyorsun.
Ris de todas as suas piadas como se fosse o maldito Oscar Wilde.
Bir burada, bir şurada beraber olmuştuk. Şu gülüşünü göster bakayım? Çok güzel gülüyorsun.
Uma pequena ruga aqui, outra ali, e acende-se um botão por aqui...
Niçin gülüyorsun?
Do qué que te tás a rir?
Neden gülüyorsun?
por que esta rindo?
Neye gülüyorsun bakalım?
Então do que é que te estás a rir?
- Şu büyük kötü kurt hikâyesi, tamamen rol. - Evet. - Niye gülüyorsun?
Porquê o sorriso?
Neye gülüyorsun?
De que te estás a rir?
Neden gülüyorsun?
De que estão vocês dois a rir?
Neden gülüyorsun?
Ris-te de quê?
Niye gülüyorsun?
Por que ris?