Hainler Çeviri Portekizce
298 parallel translation
Bu harfleri taşıyanlar kaçak hainler olarak bilinecekler ve bu şekilde muamele görecekler.
Quem tiver essa marca é conhecido como fugitivo e traidor... e será tratado como tal.
Barış Partisi, ajanlar ve hainler için bir örtbas çalışmasıydı.
Ele usava o Partido da Paz como fachada para espiões e traidores.
Bana West Point'deki hainler hakkında doğru bilgi verilmiş.
Vejo que fui bem informado sobre a existência de traidores na Academia.
İçimizde hainler var.
Há traidores entre nós.
işte, tüm hainler ölür.
Assim devem morrer todos os traidores.
Size söylüyorum, majeste, celladın baltası bu hainler için çok nazik bir kaderdir.
Eu digo-lhe, Sire, o machado do carrasco é um destino muito dócil para estes traidores!
Siz efendime beslediğim büyük sevgiden aldığım cesaretle bu asil toplulukta ilk sözü alarak diyorum ki Lordum, her kimse bu hainler, sonları belli, ölümü hak ettiler.
A grande estima que por Vossa Graça tenho, faz-me ser quem primeiro, nesta nobre assembleia, condene os culpados, sejam eles quem forem, meu senhor, merecem a morte.
Hainler cenk meydanına indiyse, artık laf biter.
Há que abreviar quando os traidores estão em campanha. Que notícias?
Böylece gerçek yüzünüzü gösterdiniz, hainler!
Traidores!
Hainler!
Estupores!
- Sizi aşağılık hainler! Vicksburg mü diyordunuz?
Voce disse Vicksburg?
Hainler cazalandırılacaktır.
e os traidores serão castigados.
Birkaç SS subayı evimize zorla girdi ve. kapılarımızı, pencerelerimizi kırdılar. Bize "hainler" diye bağırdılar. Babamı dövmeye çalıştılar.
Alguns homens da SA invadiram nossa casa... e quebraram as janelas e a porta... chamaram-nos de traidores... e tentaram agarrar o meu pai.
Hainler ve aptallar!
Traidores e loucos!
Lanet olası hainler!
Malditos traidores!
Demek ki hainler Kurofuji ile beraber.
Isso significa que os traidores estão com o Kurofuji.
Konuşmak için nahoş bir konu olsa da hainler cezalarını buldu.
Este é um assunto desagradável para se falar. Os traidores foram punidos.
Yalnız dikkat edin efendiler. Aramızda çok ihtiyatlı davranan Bazı hainler var... ki Kral buna artık müsamaha göstermeyecek.
Atentai... que existe entre nós uma corja de traidores discretos... cuja velhacaria o Rei não pode mais tolerar.
Thomas More'un başı, Hainler Kapısı'nda bir ay asılı kaldı.
A cabeça de Thomas More foi exposta no Portão do Traidor por um mês.
Bu hainler ateşkes için benim adımı kullanmış. Şimdi Almanlar kaçıyor biz vazgeçmeyeceğiz.
Aqueles traidores usaram o meu nome para ordenar um cessar-fogo. não iremos desistir.
Peki ama kim? Hainler!
Mas quem?
Hainler!
Traidores!
"Hainler hiç kimsenin aramayacağı yere kaçar."
"Os ímpios fogem para onde nenhum homem os persegue."
Hainler için oluşturulan komisyonun başıyım.
Sou chefe da comissão para os traidores.
Hainler!
Traição!
Bütün hainler burada.
São todos traidores.
Tüm hainler, teröristler, buna sempatiyle bakacak.
Os traidores e terroristas todos é que agora são objecto de simpatia.
Evdeki Kominist hainler.
Traidores comunistas na pátria.
Hainler.
Traidores. Olha para eles.
Hainler.
Traidores.
Gemide hainler olduğu sürece zayıf durumdayız.
Enquanto as naves estiverem contaminadas, estamos vulneráveis.
"Hainler Geçidi" nde işe yarar kafa var mı bir bakalım.
O quê? Oh, sim, Claro... Enid.
- Hainler Yolunda bir kazık üzerinde.
Exigo uma explicação!
Hainler!
Seus traidores!
Minik hainler.
Pequenos traidores.
O Cumhuriyetçi hainler asla başedemeyecekleri son bir engel ile karşılaşacaklar.
Aqueles traidores Roundhead terão um último obstáculo que nunca transporão.
Belediye Meclisi'ndeki hainler tarafından öldürülmüş!
Chamo aquilo um crime. É o Mayor e os seus assistentes.
- Hainler mi demek istiyorsunuz?
- Refere-se a traidores.
Hainler!
Traidor!
Evvelinde Fransa'ya gitmeli. Hainler anlaştı.
E, pelas mãos deles, este rei deve morrer... antes de embarcar para a França.
Ve sende bilirsin ki, hainler için mükemmel yerler vardır.
E, como penso que sabes, temos um lugar fabuloso para os traidores.
Bu bok suratlılar... çekik gözlü hainler her yerdeler.
Estes cabeças de merda, estes sacanas de traidores amarelos, estão em todo o lado.
Hainler! Kalmaya geldinse, ne ala.
Se vens para ficar, fica, se não vai.
Aramızdaki hainler.
Traidores no nosso seio.
Herzaman bizim işlerimize karşı çıkan hainler olur.
Vai sempre haver traidores que irão tentar ir contra nós.
Masonluğun kurucusu Hiram Abiff'i öldüren hainler.
Aqueles que mataram Hiram Abiff, fundador dos maçons.
Hayatınızın eserini mahvetti bu hayat kadınları... bu fahişeler... bu hainler... öyle değil mi?
Somente o senhor tinha razões para crer que essas infelizes... essas prostitutas... essas traidoras... destruíram o trabalho da sua vida.
... sen de Stalin'e atom bombasını veren hainler kadar suçlu olursun. Bana bayrak edebiyatı mı yapıyorsun?
SAMUEL FULLER à minha frente, na mesa do Romanoff, com o Zanuck.
Kundakladılar, hainler!
Ardeu! Selvagens!
Hainler PharmaKom anabilgisayarını sildiler.
Os negociantes apagaram o original.
Fuhrer'i öldürmeye kalkıştıklarından beri generaller umurumda değil. Onlar hainler.
São todos uns traidores.