Haksızmıyım Çeviri Portekizce
33 parallel translation
Yüzlerce kez bunu yaptığını gördüm, haksızmıyım, Bill?
Tenho visto ele fazer isto centena de vezes, eh, Bill?
Geri gidemiyorsun bir yerde de uzun süre kalmayı beceremzsin, haksızmıyım?
e agora que não sabes aónde ir nem ónde permanecer, qué pensas tú que podes fazer?
Haksızmıyım?
Ou sim?
Böylece eğer Bill ettiği yemine sadıksa, ve doğruyu söylediyse, demek ki son bir kaç yıl içinde çaldığı altınların yarısı, bu adamın cebine gitti demektir, haksızmıyım?
Então se o Bill está a dizer a verdade, e ele jurava que estava, metade do ouro que ele roubou nestes últimos anos acabou nos bolsos deste senhor, certo?
Biraz müzik dinlemenin kimseye bir zararı olmaz, haksızmıyım?
Uma pouco de música nunca incomodou ninguém, não achas?
Şimdi, bize bir kaç şey anlatman gerekiyor, haksızmıyım?
Agora tens de nos dizer algumas coisas, certo?
Bir zamanlar küçük Rojas orospusu yüzünden deli divane oluyordun, haksızmıyım?
Tu passaste um mau bocado, a rasgar-te aos pedaços... por causa dessa cabra da Rojas, não passaste?
Kendine hiç iyilik yapmadığın belli oluyor, haksızmıyım?
Nossa, querido, não tem nada sobre os ossos, não é?
"Merkezi yer" dediğimiz türden bir yer değil, haksızmıyım?
Não é o que eu chamaria "Bem localizado", hem?
Haksızmıyım?
Sim, senhor.
Haksızmıyım, Keenbean?
Certo, Keenbean?
Ve denemem gerek dedim, haksızmıyım?
Portanto, achei que devia experimentar.
Haksızmıyım Bay Hunt?
Sr. Hunt?
Bu onları daha kötü duruma sokar, haksızmıyım?
Isso faz isso ser pior. Não acham?
Haksızmıyım, Suzy?
Verdade, Suzy?
Adamalrıma sşunu söyleyeceğim, pilanı batırdın, planın çöktü, haksızmıyım?
É como eu digo aos meus rapazes, se falhas a planear, falhas no plano, não é assim?
Sende işini seviyordun, haksızmıyım?
Também gostava do seu trabalho, não é assim?
Haksızmıyım? ...
Estou certo?
Haksızmıyım?
tenho razão?
Haksızmıyım?
estou certo?
- Haksızmıyım?
- É mesmo? - Alguém tem que te passar a ferro.
Bilirsin, Hayatta her zaman bir bokluk olur Ve bunlar hayatın gerçekleri, Haksızmıyım?
Tu sabes, quando a vida te atira esta merda... e atira esses tipos de curvas, o que mais podes fazer?
Haksızmıyım?
E você
Benim gibi, haksızmıyım?
Agrado-te, não?
Züppe ismine benziyor, haksızmıyım?
É um nome meio masculino, não?
Çünkü bana bittorrent kullanarak internetten epey yasadışı film indirmişsin gibi geliyor. Ciddi mi? Haksızmıyım?
Deve ser como usar o'torrent'para baixar filmes ilegalmente, não é?
Peki ya kokusuna ne diyorsun, haksızmıyım?
E que tal esse cheiro?
Ne zaman uçağa binecek olsam Xanax alırım, bir Lunesta, bir Ambien, iyi bir Pinot la gece daha güzel olmaz mı, haksızmıyım Irene?
Bem, quando entro num avião, tomo um Xanax, um Lunesta, um Ambien, empurro tudo com um belo Pinot e é "adeus, boa noite", não é?
Klasik keman çalınırken ağız kagvası yapılmaz, haksızmıyım?
Percebes que ele não sabe nada sobre violino clássico, certo?
Haksızmıyım?
Não concordas?
Haksızmıyım, Şerif?
Não vai, xerife?
Haksızmıyım Nick?
Estou errado, Nick.
Beni buradan çıkaracaksın değil mi, haksızm mıyım?
- Viu o avião bater?