Heard Çeviri Portekizce
60 parallel translation
- You heard what she said.
- Não te mexas! Ouviste o que ela disse.
Birşey söylemeye çalışmanın ve asla işitilmemenin nasıl olduğunu bilirim.
Eu seu, to feel and never to be heard.
* Duydum bugün *
I heard today
İnecektin.
Ouviste-me ( = heard ).
They got out ofthe window when they heard us on the stairs.
Saíram pela janela quando nos ouviram nas escadas.
Hiçbir zaman gerçekten Hoşça kal demedin
I never really said goodbye I never even heard you cry
Duydum ama inanamadım.
I heard it, but I didn't believe it.
We haven't heard a thing
Não sabemos de nada!
I heard Herb's in town...
O Herb está cá na cidade.
Geçmişimden...
They heard of me...
İçinde değilmişsin. Bu yüzden konuşamam.
I heard you're not in it, so I don't know, I can't talk about it.
Sadie bir hanımefendiydi.
§ You heard me saying a prayer for. § Você me viu orando por isso. Sadie era uma dama.
Hayır, dilledim değil. Dinledim. Ben dinledim.
Não, não magoei. ( hurt ) Ouvi. ( heard ), Eu ouvi.
Hence they xxx the most radical concept i've ever heard of.
Acho que este é o conceito mais radical que conheço.
I've never heard of it.
Eu nunca ouvi falar disso.
"İlham Perileri Duyuldu" adlı kitabımı okudunuz mu?
Já leu o meu livro "The Muses Are Heard"?
I cannot believe a Survivor Winner heard me take a dump.
Não acredito que um vencedor do Survivor me ouviu a dar um pum.
Bir şey duydum, dışarı çıktı, onu karavanında gördüm çocuğun kanadığını gördüm.
l heard something, came outside, saw him in the trailer saw the kid bleeding.
Seriously, ever heard of Butch?
A sério, que ouviram falar de um look masculino?
çeviren : ewosivy / qwassted düzenleyen : qwassted 06.03.2010
Eu soube que existe uma nota secreta ( "I heard there was a secret chord" ) Que Davi tocou e agradou à Deus ( "That David played and it pleased the Lord" ) Mas você não liga para música, não é?
Sam'in gemide olduğunu duydum.
Ouvi falar que o Sam está a bordo.I heard Sam was aboard,
Well, I heard you walking by... Senin geçtiğini duydum..
Bem, eu ouvi-te a passar...
- Yukarı ve dışarıya ve aşağıya * Duydun mu?
- Para cima, fora, em baixo. Boa. - Have you heard
Einstein Heard Zaten havada karışık!
Ouviram o Einstein, metam-se no ar já!
Ben Pamela Heard'ı arayacağım.
Vou telefonar à Pamela Heard.
Ben Allyson Russo. Buraya Yargıç Heard'ü görmeye geldim.
Sou a Allyson Russo e vim falar com a Juíza Heard.
* Geldi artık vakti * * Dinlenmesinin hayallerimin *
The time has come for my dreams to be heard
Gülümsemeni duyar gibi oldum
I thought that I heard you laughing.
Şarkı söylediğini duyar gibi oldum
I thought that I heard you sing.
Heard onlar buz, ha on kurt koydu?
Ouvi dizer que puseram o Wolf lá dentro.
# Ve senin şarkını duydum # # benim üzerime söylüyordun #
? And then I heard your song? ?
"Be heard." Aptal bir şarkı.
O "Faz-te ouvir"? É uma canção idiota.
I heard that you paid $ 57 million provider.
E então ouvi, que vai receber 75 milhões!
Words l have often heard in my youth--by my father, by his father before him.
Palavras que ouvi enquanto jovem, ditas pelo meu pai e pelo pai dele.
Little River Band'in yazdığı şu şarkıyı hatırlıyor musun? Lonesome Looser'ı duydun mu?
Conheces a música de Little River Band "Have You Heard About the Lonesome Loser"?
Gökkuşağının ötesinde yükseklerde bir yerde bir diyar var daha önce duyduğum bir ninnide anlatılır.
Somewhere over the rainbow way up high there's a land that I heard of, once in a lullaby
# Duyacaklar bizi, duyacaklar #
We will be heard, be heard
Heard bana yardım edebilirsin. Bir mazerete ihtiyacım var.
Soube que podes ajudar-me.
Duymaya katlanamayacağım bir hikaye anlat. Çünkü sadece söylemek istediğim bu değildi. İnsanlar çılgınca şeyler söylüyor.
I cannot bear to hear just'cause I said it don't mean that I meant it people say crazy things just'cause I said it don't mean that I meant it just'cause you heard it
Herşeyi duydum. I heard everything.
Eu ouvi tudo.
Uh... Heard size kalçasını kırdı.
Soube que partiu o quadril.
If I had a dollar every time I heard that...
Se eu ganhasse um dólar por todas as vezes que ouço isso..
♪ Now you've heard it All before ♪
Agora você já ouviu isso antes?
Heard senin insanların bu kötü bir işaret olarak görür Kadınlarda benim durumum katılmak.
Ouvi que o teu povo considera um mau sinal, as mulheres na minha condição participarem.
Heard Nick Stokes ve bir arkadaş benim sahnenin bir karmaşa yapıyor.
Ouvi que o Nick e a amiga estão a estragar a minha cena.
O reklama çıkan üzümler mi bunlar?
Os do anúncio que cantam "I Heard it Through the Grapevine"?
Heard insanlar döndüğünü kilisede söylüyorlar. Bunu inanmıyordu.
povo ouviu dizer na igreja você estava de volta. não acredito nisso.
I heard it around midnight.
E então, ouvi-o.
An itibariyle güven konusunda sorun yaşıyorsam beni affetmeniz gerekebilir. Sizi temin ederim, genç hanım ; tehditten en uzak şeyim.
Este ano, durante os primeiros seis ou sete episódios, trabalhei quase sempre com o Paul Adelstein e o John Heard.
# Remember, I heard you #
No habla español?
Smash'da önceki bölümlerde...
♪ When I heard your voice in a tree. ♪ Anteriormente em Smash...