Heyecanli Çeviri Portekizce
39 parallel translation
Tibbi deneyimlerim hiç heyecanli olmadi.
Em termos médicos, a minha experiência é pouco interessante.
- Heyecanli misin?
- Estás entusiasmado?
Ama biz kaliyoruz, bu gece çok heyecanli geçti.
- Nós ainda ficamos. Foi uma noite muito tensa.
Biraz heyecanli bir haber.
Uma notícia um bocado excitante.
- Ne kadar heyecanli oldugumu anlatamam.
Nem posso dizer-lhe como estou animado!
Partideki en az heyecanli kisisindir.
Somos a pessoa menos entusiasmada da festa.
- Sadece çok heyecanli, bu kadar.
É doida? - Estava só entusiasmada, nada mais.
Sadece biraz heyecanli, çocuklar.
Amigos, ele está um pouco nervoso.
Beraber heyecanli bir hayatimiz olacak!
Vamos ter uma óptima vidajuntos.
Ben de öyle.Biliyor musun, genellikle görüsmelerde heyecanli olurum, ama bu eglenceliydi.
E eu de si. As entrevistas enervam-me, mas gostei muito desta.
Macera yeni basladi. O kadar heyecanli olmasa da. Ama bu baska hikaye.
Se foram as escuras nuvens que me cegavam
60 larin Berkley'i heyecanli olmali.
Berkeley nos anos 60? Deve ter sido muito excitante.
Cok heyecanli be, huh?
Isto é excitante?
bu hayatinin en heyecanli ani olacak.
Será um dos momentos mais excitantes da tua vida.
Bunu onun için heyecanli bir oyun haline getirdim.
Acabei de fazer deste o seu jogo mais emocionante.
Bir zamanlar dünyanin en büyük okyanus gemisiydi, heyecanli bir cinayet romanina konu olsa da simdi, sasirtici biçimde bir motel ve restoran olarak kullaniliyor.
Outrora o maior transatlântico do mundo, é, agora, um hotel com restaurante, onde fazem um jantar-mistério surpreendentemente interessante.
Bak bu cok heyecanli bir sey, bir bakima soyle de dusunebiliriz tamamen ozguruz, Burt.
Vês? Pensando bem, isto é excitante. Somos completamente livres, Burt.
Yarinki gorusme icin heyecanli misin?
Tens esperanças para a entrevista de amanhã? Onde é que é?
Pek heyecanli degilim.
Não, nem por isso.
Kültürümüzü bu kadar etkileyen bir seyin dogumuna tanik olmak, sira disi heyecanli bir deneyimdi.
Foi invulgarmente emocionante, estar presente no nascimento de algo como isso que parece ter atingido o nervo cultural
Nasilsin? Şarap için heyecanli misin?
Como estás?
Evet, onla konustugumda bayagi heyecanli görünüyordu.
Sim, sim, parecia bastante entusiasmado quando falei com ele.
- Onu heyecanli gormek cok guzel. - Evet.
- É bom vê-lo excitado.
Bu yüzden heyecanli ya.
Isso torna tudo mais entusiasmante.
Roma konusunda heyecanli oldugunu biliyorum.
Sei que estás entusiasmada com Roma.
DUYGUSAL DURUM HEYECANLI
ANÁLISE EMOCIONAL ANSIOSA
Çok heyecanli.
Tão emocionante.
Çok heyecanli.
Que emocionante.
Heyecanli misin?
Estás entusiasmada?
Senin ihtiyari görecegin için heyecanli olmalisin.
Bem, deves estar animado por veres o teu velho pai.
KALABALIKLAR ÇOK HEYECANLI
O PÚBLICO ESTÁ MARAVILHADO
Amanda, Davut'u görecegin için heyecanli misin?
Muito bem, Amanda. Estás entusiasmada por ver David?
Heyecanli misiniz?
Está entusiasmada?
Ama bu çok heyecanli!
Mas é tão empolgante.
TİYATRODA HEYECANLI GECE! YETİMLER KURTULDU!
NOITES EMOCIONANTES NO TEATRO, ÓRFÃOS RESGATADOS!
Heyecanli olur ulkeyi bastan sona gezmek
Viajar pelo país será emocionante
cunku ikimiz icin otel odasi tuttum. cunku doktor bana az heyecanli bir kacamak icin izin verdi. Ama cok abartmak yok, tamam mi?
Reservei um quarto de hotel, pois tive permissão para fazer amor com calma, sem aquelas maluqueiras de que tu gostas.
Heyecanlï hafta sonu olmalï.
Fazer fim de semana divertido.
Heyecanli misiniz?
Estão empolgados?