Hää Çeviri Portekizce
341 parallel translation
Haa, demek tasarruf bankasını soyacaklarmış.
Isto é uma loucura! Ah, então eles queriam era o banco!
Haa!
Lohmann, se pudesses dar uma ajudinha...
Haa! Sen Öfkeli olmalısın.
- Tu deves ser o Zangado.
Haa, evet.
Oh, aquilo.
- Haa, Anne?
- Eh, Mã?
- Hah? Haa!
Huh?
ha. haa. kimliğini bir görelim.
- Vejamos os papéis de dispensa.
Haa...
Ah.
Haa şimdi de benim hatam oldu öyle mi? Sana ne demeli?
Tu é que mais parecias um miraculado!
Haa, lanet olsun.
Ah, merda.
- Teşekkürler, onur duydum. - Genç... ler... haa... zır...
Pois me traga isso em seguida, o publicarei em capa.
Haa şu rakun şapkalı adam demek.
Tinha um chapéu de guaxinim.
- Güvenlik. - Haa!
- Por segurança.
- Haa.
- Ah.
- Neden Haa dedin?
- Porquê esse "Ah"?
Oradan çekil haa, yoksa ben var kıçına tekme atmak - Tek kelime anlamadım.
Vou-vos dar cabo do canastro se não... professor.
Demek, devlet okullarını kalabalıklaştıracak haa..
Com que então encher demais as escolas!
Haa, iyi.
Está óptima.
Haa, tabii.
Claro.
Size aşağıya inseniz iyi edersiniz diyorum.
Haa... sim. É melhor descer.
Sana su ve herşeyi verdim..... ve bana bu şekilde davranıyorsun haa.
E é assim que tu me tratas.
Haa, tabii.
Yeah, sim claro.
- Haa, bız bızz bızz.. Polly, tuhaf çizimlerini etrafta... bırakmamanı rica etmiştim senden.
Polly, pedi-te para não deixares os teus desenhos por aí espalhados.
Haa? Bu geceki kutlamalarda yardım edip edemeyeceğini merak ediyordum da.
Se me podia ajudar com as festividades hoje à noite.
- Haa, "olmak ya da olmamak"
- Oh, "Ser ou não ser".
Haa, ve tabancan, onu da yanında getirirsen minnettar kalırım.
E... o seu revólver. Agradeço que o leve no bolso.
Dışarıda yapalım, doğada haa.
Vamos lá para fora! Resolvemos isto na natureza!
Evlilik haa!
Casar!
- Haa... anladım... "Uzaylıyı Dışlayın"
Já percebi. Deixem de fora o extraterrestre.
- Haa.. tamam.
- Está bem, está bem.
- Haa arada, limitini biraz geçtin.
E acidentalmente ultrapassou o limite.
- Haa... boşaltımda...
Hei, é das pizzas?
- Haa... Alf!
Espero que a polícia venha depressa!
- Haa tabi.
Pois...
Haa
Ah.
Ohh, haa, dikkatli ol, uuu, olabilir.
Claramente, é perigosa. Tenha cuidado, ela poderia ser...
Haa, o akvaryum.
Esse aquário.
Haa. Hayır, sadece içtiğimde.
Só quando bebo
ah, haa haa.
E depois, é a noite do Bundy na casa de banho.
Şu ışıkları kapat ve "hii haa" kızlar ver bana.
Apagar as luzes e dá-me as miúdas da série "Hee Haw".
Haa?
- Sim.
- Haa! Bu...
É o...
Karışırsan bi daha vermem haa!
deixa-me fazer.
Jeffrey, haa, sen hızlı ve özgürsün. Genç, vahşi bir atın ruhu gibi.
Jeffrey, tu és rápido e livre... como o espírito de um cavalo selvagem.
Tuhaf. "Ahh" de!
Estranho. Diz "haa".
- Çünkü benim gelen sahnemde onların orada durmaması lazım.. - Haa, anladım..
- Têm de sair para a minha cena.
- Haa.. Aa bak sardalyalarımızı hazırlamış..
- Ela abriu as nossas sardinhas.
Haa? Sen, kendinin Tanrının kadınlara bir lutfu mu olduğunu zannediyordun?
Um presente de Deus para as mulheres?
İskoçyalı nerede? Haa?
Onde está o Escocês?
Belki bir parça... el çabukluğu haa?
ou talvez uns "truquezinhos".
Epey karışık haa?
Isto está abafado.