Höyt Çeviri Portekizce
665 parallel translation
- Yine yalan söylüyorsun Hoyt. - Hayır.
- Como sempre estás a mentir, Hoyt.
Mektubu Hoyt Sokağı istasyonunun merkeze giden platformuna getir.
Leva a carta à estação da Rua Hoyt, do lado da baixa.
"Nehir kıyısına gittim..."
ANN TALBOT 519, Hoyt Winnetka, Illinois 60093 Desci até à margem do rio...
Hoyt!
Ei!
Hoyt!
segura.
Riki, hoy hoyt çin çav.
Ricky, I want to fight you.
- Mike Hoit. Iowa.
- Mike Hoyt, Iowa.
235 Hoyt, Mandela'dayım.
É o 235 Hoyt, complexo Mandela, está bem?
Özür dilerim bayım. 235 numara nerede?
Desculpe, em que prédio fica o 235 Hoyt?
Seni hep uzun boylu, akıllı ve sarışın bir adamla hayal etmiştim, adı da Hoyt.
Sempre te imaginei com um tipo alto, esperto e louro com um nome tipo Hoyt.
- Hoyt mu?
Hoyt?
Sonra Hoyt büyük havlusuyla üçünü de sarıyor.
E o Hoyt envolve os três numa toalha?
Hoyt, Burns.
Hoyt com o Burns,
Mahkûm No, 98H432, Jaz Hoyt.
Prisioneiro Não. 98H432 Jaz Hoyt.
Saat 3'de Hoyt Avenue, Brooklyn.
Hoyt Avenue, Brooklyn, ás 3 horas.
Dinle, Hoyt... eğer arkamdan hokkabazlık yapacaksan... seni tükürmenden daha hızlı bir şekilde buradan aldırırım.
Escuta, Hoyt... se começar com truques sujos a minhas costas... transferirei a outra prisão antes de que possa cuspir.
Hoyt'la işi bağladım.
Já falei com o Hoyt.
Ve Hoyt, bunun geldiğini ekranda görmene rağmen neden haber vermedin?
Hoyt, quando o viu na tela, por que não lhe avisou ao oficial?
MERHABA BEN EMMA HOYT.
Olá, sou Emma Hoyt.
Chucky Pancamo, bu Ralph Galino. Ve Guillaume Tarrant, bu Jaz Hoyt.
Chucky Pancamo, esse é Ralph Galino, e Guillaume Tarrant, esse é Jaz Hoyt.
Stanislofsky'yle derdi olan Hoyt ben değilim.
Hoyt tem vontades ao Stanislofsky, não eu.
Motorculardan Hoyt, ve irlandalilardan birisi, Keenan.
O motociclista, Hoyt, e um dos irlandeses, Keenan.
- Hoyt'u tecride sen mi koydun?
- Pôs ao Hoyt em solitário?
Ama er ya da geç, geri döneceksin. ve Hoyt veya motorcu arkadaslarindan birisi senin isini bitirecek.
Mas cedo ou tarde, levarei-te de volta, e Hoyt ou um de seus amigos motociclistas acabará o trabalho contigo.
98H432, Hoyt.
98H432, Hoyt.
Kimse fikrini sormadı Hoyt.
Ninguém pediu sua opinião, Hoyt.
- Beğenmediyse, Hoyt'u ve geri kalanını kapıdan çıkarken takip edebilirsin.
- Se não gostar, pode seguir ao Hoyt e ao resto por essa porta.
Özellikle de şu döl torbası oda arkadaşınsa?
Especialmente com esse imbecil companheiro de tua cela? Hoyt?
Hoyt mu?
É um porco.
Hoyt domuzun teki. Neden Fransız öldükten sonra beni buraya taşıdıklarını bile bilmiyorum.
Nem sequer sei por que puseram-me aqui logo de que esse francês morrera.
Hoyt'la beraber yürüyüşe çıktı.
Saiu a caminhar com o Hoyt.
- Hoyt, dinle beni.
- Hoyt, me escute. - O que?
- Hoyt?
- Hoyt?
- Çıkmak üzereyim.
- Estou já de saída. - Hoyt?
- Hoyt? - Efendim?
- Sim, senhor?
Bana bir hikâye anlat Hoyt.
Conta-me uma história, Hoyt.
Bugün eğitim günü Memur Hoyt.
Hoje é um dia de treino.
- Hoyt.
- Hoyt.
Hoyt, Hoyt...
Hoyt. Hoyt...
Sen çok yeteneklisin Hoyt.
Tens uma visão mágica, Hoyt.
Benim birimindeki yeni adam.
O meu agente novo, Jake Hoyt.
Jake Hoyt, Baş Komiser Lou Jacobs.
O Capitão Lou Jacobs.
- Jake Hoyt.
- Jake Hoyt.
Yeni adamımız Hoyt ikinci olarak girer. Roger'ı ustaca vurur.
O Hoyt entra a seguir e mata o Roger com a espingarda.
- Hoyt vurdu.
- O Hoyt.
- Boş verin Hoyt'u.
- Que se lixe o Hoyt.
Memur Hoyt.
Agente Hoyt, prioridade máxima :
Profesör Hoyt'u gördüm.
Encontrei o Professor Hoyt.
Affedersiniz, Profesör Hoyt?
- Desculpe, Professor Hoyt?
Hoyt son zamanlarda "ulaşım araçlarının çarpışma değeri" üzerinde çalışıyormuş.
O Hoyt anda a estudar a "segurança da estrutura automóvel".
Hoyt, yürü git!
Hoyt, te mova.