Ihı Çeviri Portekizce
130 parallel translation
- Acıyor mu? - I-Ih.
- Ele está ferido?
- Ih-hıh!
- Chris, não é?
Ih-ıh. Bir anlaşmamız vardı.
Tínhamos um acordo.
l ih. Fotografini çekelim.
Tiramos-lhe um retrato.
Ah, gelemem.
Ih, não posso.
- Sana bu mektubu vermeyi unuttum!
- Ih, eu esqueci de dar a você esta carta!
II Ih.
Nah-ah.
Tanrım!
Ih!
Bende aynı şeyi yapardım. Ih, beni affedin fakat Neanderthal çümbüşünden önce gerçekten katkısı olur...
Ele era meu familiar e sei que gostaria de me ver com uma depilação e uma boa permanente.
Her zamanki yolla, eksi IH, D psi DT eşittir eksi D'nin karesi psi DX'in karesi artı X'in V'si.
e a função nuclear... então, como é habitual, menos l-H-R-D seno de D-T é igual menos D ao quadrado psi Dx ao quadrado mais V de X.
Artık bir damla bile içmeyecekmiş. Harika bir İH çifti.
"Nunca mais toco no álcool." Belo par de jarras!
- Ne dedin? - İH.
- O que disseste?
Neden sen onu aramıyorsun?
Por que não Ih telefonas?
Sen lh'valla'sın.
Você é Ih'valia.
Rahatsız ettiğim için özür dilerim ama yarın akşam tapınakta kızımın ih'tanu merasimi var.
Lamento incomodar, mas amanhã, após a cerimónia da noite no Templo, celebraremos o ih'tanu da minha filha.
Neden onu sen aramıyorsun?
Por que não Ih telefonas?
Vay be, bilmiyordum.
Ih, não sei não.
Ih, Tüylerimi diken diken yaptı.
Ai, até me pões os cabelos em pé.
Seth'ih partide çok cana yakın olduğunu duyduk.
Soubemos que o Seth estava muito "dado" na festa.
Ih!
Ugh!
- Ih ıh.
Uh-uh.
"İh-san"?
É o nome da espécie deles.
Burada ih-sanlarla kalma hususunda emin misin?
De certeza que quer ficar aqui com os humanos?
George, kuşa cevap versen iyi olur.
Ah-ah ih-ih tookie-tookie. George, é melhor atenderes o pássaro.
Demek George iyi bir koca olup olmadığından kuşkulanıyor... ve bu yüzden büyük acı çekiyor.
Ah-ah ih-ih tookie-tookie.
Numaracı, numaracı.
Ih, que complicação.
Ih... gösteri başlamasıyla ilgili bir şey...
Uh... algo sobre um espectáculo prestes a começar...
- I-Ih, Connor tehlikede ve ben....
- Connor está em perigo e eu...
Georg'un aklını başından almış durumda.
Ih! Já subiu a cabeça do Georg.
Ih, o... ikiz erkek kardeşini kaybetmişti.
Ela perdeu o seu irmão gémeo.
Ih... biz biraz eski kafalı çifttik.
Éramos um casal à moda antiga.
Ih, evet, EDTA kalıntıları.
Sim, restos de EDTA.
Ih, bilmiyorum.
Não sei.
Ih, bir derdim yok beyefendi.
Uh, nenhum problema.
Ih, onları tekrar buraya getirmek için daha fazla şeye ihtiyacımız var.
Mas precisamos de algo mais antes de voltarmos à carga.
Ih-ıh, hayır.
Las Vegas tem demasiados chibos, e não vou ser um deles. Não.
Ih, Bay Stokes kriminal laboratuardan. - Selam.
O Sr. Stokes é do laboratório criminal.
Ih, cesedin yanında makineli bir silah vardı.
Havia uma Mac-10 perto do corpo.
Ih, aklıma gelmişken, tebrikler.
Já agora, parabéns.
Tanrı aşkına sana ih...
- Oh, pela santa bondade! Ele precisa sim!
Ih-ıh.
Uh-oh.
Geçen hafta Bayan Gustafson'a bütün bir set sattı 600 dolara.
- Prošle nedelje prodao je èitav set g-ði Gustafson. - Naplatio ih je 600 komada.
Evet, ama büyük ihtimalle seni gizlice izleyen birileri zaten vardır, değil mi?
- Jesam, ali ti ih verovatno nemaš na zalihi?
Sinirlerini bozuyor.
- To ih malo iritira.
30 saniye yan yana dursunlar, bir daha ayıramazsın.
- 30 sekundi zajedno i ne možeš ih razdvojiti.
Pekâlâ, bunu tam dağıtacağım.
- U redu, razbiæu ih baš široko.
Onları geri kazanacağız.
- Vratiæemo "ih".
O seni düşünmüyor, unut onu artık.
Ih, larga mão disso, ele não está nem aí para você.
Ih, dinleyin...
- Ouça, é...
Ih, buralardaki kan kaybı dikkat çekici ama ölümcül değil.
A perda de sangue devido a essa laceração é significante mas não letal.
Pekala. Ih, evet, adım Nick Stokes. Ben Las Vegas Emniyetinden geliyorum, ve, ıh, konu oldukça önemli.
Chamo-me Nick Stokes, sou da Polícia de Las Vegas.