English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ I ] / Ikız

Ikız Çeviri Portekizce

31 parallel translation
Dinle şunu : "Ikırcık mıkırcık, kız saçların kıvırcık, sana dedim sen çık"
Não ouve "Bejín do Bejín, Gotas de Chuva"?
Şoför bey bana yardım edin! Ikın kızım, ıkın, ıkın, ıkın!
- Motorista, venha ajudar-me!
Kaynaklarımızın dediğine göre iddia makamı ik olarak Chris Varley adlı görgü tanığını çıkarak. Kendisi o gün köpeğini gezdiriyordu ve Dr. Braun'u Bay Martin'i vururken gördü.
A fontes dizem que a acusação vai trazer uma testemunha ocular chamada Chris Varley, que estava a passear o cão e viu o Dr. Braun matar Mr.
İk olarak, kasabalardaki çocuklarımız hip-hop yapmaya başladılar..
Primeiro, os nossos filhos dançam hip-hop.
Doksan sekiz, doksan sekiz... yetmiş ik ve on üç... altmış, kırk... ve tam bir yüz... Evet, kaplansı zıplayışlar.
Noventa e oito, noventa e nove... setenta e dois e trinta... e quarenta e seis... e cem... espéctaculo, Tigrefemente glorioso.
Ikınacak durumda değilsin ve bebek hala tehlikede o yüzden sezaryen yapmamız gerekecek.
Não vai poder fazer força e o bebé ainda está agitado, por isso, vamos avançar para uma cesariana.
Ama ne de olsa bir kalp krizi geçirdi, bundan dolayı bir takım tahliller yapmalıyız, - onu bir ya da ik gün burada tutmalıyız, ama endişelenilecek bir durum yok.
No entanto, sofreu um ataque cardíaco médio e temos de fazer alguns exames e mantê-lo aqui um ou dois dias, mas não é nada de preocupante.
Bizim IK'da hiç bir kız çalışmıyor ki.
Nós não temos miúdas nos Recursos Humanos.
Ikınması için zorlayamaz mıyız?
Quer dizer, podemos obrigá-la a fazer força?
Ikınmalısınız.
Quero que faça força.
Çok uyuz bir İK elemanımız var.
Temos um gerente dos RH muito chato. Deve ser a única pessoa que...
Davacı, ik tanığınızı çağırın.
Acusação, chamem a primeira testemunha.
Ikınızı iki dakka yalnız bıraktım herşey boka sarmış
Eu deixo-vos por dois minutos, e tudo isto se transforma em sangue!
Bunu yapabilirim. Danışmanlık hizmetini de burada alacaksın çünkü tüm İK elemanlarımız sertifikalı danışmanlar.
E terá de frequentar as aulas aqui mesmo.
- İkınmalısınız, leydim.
- voce deve empurrar, minha senhora
Ik Hyeon, belki de duymuşsundur. Denetleme bölümünde aramızdan birini feda etmek zorundayız.
Ik-hyun, como deves ter ouvido, um de nós, do Departamento de Inspecção vai receber a forca também.
Ben Choi Ik Hyeon, yeni ortağınız.
Sou Choi Ik-hyun, o seu novo parceiro.
Bay Choi Ik Hyeon. Konuşmamız gereken bir mesele var.
Sr. Choi, precisamos de falar.
Şimdiye kadar İK'da hiç güzel kız görmemiştim.
Nunca vi uma mulher bonita nos Recursos Humanos.
Ikındı, bağırdı ve kızını kucağına aldı.
Ela empurrou, gritou, e segurou a filha dela.
İK ile artık iş yapmayacağız.
Ele não negocia mais com a HR.
Ikınacağız, tamam mı?
Vamos fazer força, sim?
Baki dostum. Başarısız olmadığımıza emin olmak için elinden geleni yapmalısın. Yoksa ik kurşunu yiyecek olan sensin.
É melhor fazer o possível para nós não fracassarmos, senão vai levar o primeiro tiro.
Tekrar ediyorum. Ana şirketimizin yeni İK sözcüsünün karşısındayız.
Uma vez mais, este é o novo representante dos RH para a nossa companhia mãe.
İK sürekli haberdar ve birbirimize attığımız bütün e-postaları okuyorlar.
O RH recebe actualizações e monitoriza os nossos e-mails.
Sanırım şu İK formunu doldurmalıyız.
Então, o melhor é assinarmos o formulário.
Ikın Lou. Ikın. Aferin kızıma.
Empurra, Lou, empurra, boa menina!
Ikınmaya devam et, kızım.
Continua a fazer força, minha filha.
Çalışmamla ilgili bir probleminiz varsa bu meseleyi İK ile konuşmanız gerek.
- Se tens algum problema com o meu trabalho, fala com os RH.
"Ik" ne demek, bilmiyorum ama aileniz hakkında bir şey öğrenmek istiyorsanız...
Não sei o que significa "ack", mas se querem saber sobre os vossos pais, eles...
- Tamam mı? Ikınacağız.
Vamos fazer força.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]