Iletirim Çeviri Portekizce
537 parallel translation
Olur, ona iletirim.
Muito bem, eu digo-lhe.
Bu gece Nottingham'daki asiller toplantısında ona iletirim.
Dar-lhe-ei a mensagem, no encontro com o Barão, logo, em Nottingham.
Ona sevgini iletirim.
Dou-lhe um beijo teu.
Digerlerine iletirim.
Eu falo com os outros.
- Arkadaşınızla karşılaşırsam,... ona söylemek istediğinizi iletirim.
- Se eu encontrar o seu amigo dou-lhe um recado seu com muito gosto.
Ona iletirim.
Eu dou-lhe o recado.
- Ona iletirim!
Ainda bem!
Bay Fogg şu anda yemekte ama mesajı ona iletirim.
O Sr. Fogg encontra-se almoçando, mas transmitir-lhe-ei a sua mensagem.
- Onlara iletirim.
- Direi a eles.
- Nereye göndereceğinizi size iletirim çünkü henüz ben de bilmiyorum.
- Depois digo onde, porque não tenho certeza do endereço.
Yarın akşamki buluşmamızda mektubu bana getir, ben ona iletirim. - Cidden mi?
Dá-ma, amanhã à noite... e eu encarrego-me de a entregar.
Tekrar, üzüntülerimi iletirim.
Mais uma vez, as minhas desculpas.
Adli tabibin araştırması başladığında sana iletirim.
Eu avisá-la-ei quando o inquérito do juiz tiver lugar.
Bitirir bitirmez kendisine iletirim.
Dir-lhe-ei, quando ele tiver acabado.
Merkeze mesajını iletirim.
Vou enviar a mensagem à base.
Evet, karına haberi iletirim.
Sim, darei uma palavra à sua esposa.
Özürlerini iletirim.
Peço-lhe que a desculpe.
Quadragesino Savaşı'nın bahtsız kahramanı için hürmetlerimi iletirim.
Pague tributo ao desafortunado herói da batalha de Quadragésimo.
Şurayı imzalarsanız kontrat birimine iletirim sizi bir iki yıl içinde ararlar.
Se puder assinar aqui, eu mando isto para o departamento de contratos e deve receber qualquer coisa daqui a um ano ou dois.
Ben ayrılmış olacağım ama bir sonraki nöbetçi 04 : 30'da gelecek. Tamam efendim. Ona notunuzu iletirim.
Eu acabo o turno às 4h. 30m., e digo para darem o recado.
- Eşine saygılarımı ilet. - Tamam, iletirim.
Cumprimentos à mulher.
Tamam, bu haliyle iletirim.
Vou avisar os homens.
Ona söylemek istediğin bir şey var mı? Ben ona iletirim.
Se lhe mandares algum recado, eu faço com que ela o receba.
Doktora sonra iletirim.
Eu falo com o Doutor depois.
Evet, mesajınızı iletirim.
Eu dou-lhe o recado!
Eğer isterseniz mesajınızı Teğmen Starbuck'a memnuniyetle iletirim.
Se quiserem, levo de bom grado uma mensagem até ao tenente Starbuck.
Raphael'i görürsem mesajınızı iletirim.
Se vir o Raphael, dou-lhe o seu recado.
Evet, kendisine iletirim.
Sim, sim, eu digo-lhe.
Tamam, kendisine iletirim.
Ok, eu digo-lhe.
Tamam. Bayan Mallow'a iyi geceler dediğini iletirim baba.
Está bem, vou dizer pai.
- Ona iletirim.
- Eu digo-lhe.
Oldu. Ona iletirim.
Está bem, eu digo-lhe.
Tamam bayan. Eğer onu görürsem mesajınızı iletirim.
Bem, minha senhora, se eu o vir, dar-lhe-ei o seu recado.
Ona rastlayacak olursam, selamını iletirim.
Se o encontrar, digo-lhe que tens saudades dele.
Evet, mesajı iletirim.
Irei passar a mensagem.
Pekala, onu görürsem iletirim.
Eu digo-lhe, se a vir.
- Evet, ona mesajınızı iletirim.
- Sim, eu dou-lhe o recado.
İletirim.
Direi.
İletirim.
Eu dou!
İletirim.
Farei-o.
Onu çok severim. - Ona iletirim.
Ainda bem.
- İletirim.
- Serão dadas.
- Kız kardeşinize selam söyleyin! - İletirim.
- Saudações a sua irmã!
Mesajı iletirim.
Não, mas posso dar o recado.
- İletirim.
- Serão transmitidos.
İletirim.
Farei-o correr.
İletirim.
Fà-Io-ei.
- İletirim. Çok teşekkürler.
- Seräo entregues, obrigado.
- İletirim.
- Vou fazê-lo.
İletirim.
Não se preocupe, filho.
İletirim... — Sıradaki.
Da sua parte. Dou com certeza. - O seguinte.