Illa Çeviri Portekizce
1,369 parallel translation
- Bak, bir erkeğin illa da Charlton Heston'ın gençliğine benzemesi gerekmez.
- Um tipo não tem de ser parecido com o Charlton Heston... Refiro-me a quando fez de Moisés.
Pantolonun açık olsa illa içine mi girmem gerekir?
Se tiveres as calças abertas, posso mexer?
Suçlarım sadece normal suç, savaş suçu değil.. ama illa da Pakistan konsolosluğu olmak zorunda mıydı?
Mas tem de ser o consulado paquistanês?
Sheldon, ne yani? Spock'un ölmeden önce söylediği sözleri mi söylemem lazım illa?
Sheldon, é preciso dizer-te as últimas palavras do Spock?
Kalbimi zaten kırmıştın bir de illa onu vurman mı gerekiyor?
Já partiste o meu coração. É mesmo preciso dar-lhe também um tiro?
Çocukların illa yaralanmış veya tacize uğramış olması gerekmez.
Envolvendo crianças, mas não necessariamente crianças, que tenham sido feridas ou sofrido abusos.
Diğer yandan siz çöplük fareleri, elinizde değil, illa...
Vocês, ratazanas dos pântanos, por outro lado, não o conseguem evitar.
Merhaba demek için illa bir şey mi istemem gerekiyor?
Tenho de querer algo para dizer olá?
Bir yıl bir gün sonra illa ki gelecek.
Pelo menos durante mais um ano e um dia.
O kadar kadın ve çocuğun arasında, illa ki düşman vardır. Sonuçta, boşuna onca yol yapmadık.
Deve ter algum no meioNdas mulheres e crianças que temos empilhadoNao longo da estrada.
Güzelliğin illa yemek olması zorunlu değil.
Não estou a falar necessariamente de comida.
Kodaman Bey illa Red Lobster'a gidecek.
Oh, Sr. garanhão, com a sua lagosta vermelha.
Ama dinlemedin ve o istakozu, illa yemek istedin.
Não quiseste saber. Tinhas de ficar para a lagosta.
Ya da illa gitmen gerekiyorsa, beni de götür.
Ou se tens de ir, deixa-me ir contigo.
Dinle, menajerler illa ki filmlere oyuncu bulmazlar, Nick.
Os agentes nem sempre te arranjam estrelas para os teus filmes, Nick.
Şimdi mi gitmen lazım illa?
Tens que ir já?
Peki o zaman neden illa başkasını sikmen lazım baba?
Então... então porque, tiveste de a foder, pai?
Seni görmem için illa bir sorun mu olmalı eski dostum?
É preciso haver um problema para eu querer ver o meu grande amigo?
Eğer önceden dediğimi yapıp kaçsaydık yolu yarılamıştık şimdiden fakat hayır, bu durumu çözeceksin illa ki.
Se tivéssemos dado de fuga quando eu disse já estaríamos a meio do caminho! Mas não, tu tinhas de resolver tudo.
Yani, ilerlemek için illa birilerinin üzerine basmak zorunda mıyım?
Então tenho que pisar as outras pessoas para passar à frente?
Okuldakilerin illa tanışması gereken bir baba değilim ben.
- Não sou o pai que têm de conhecer.
- Oh, hayır... illa savaş olması gerekmez.
- Oh, não... não necessariamente.
Buna inanabiliyor musun? Çoğu insan kaba et kısmı olduğunu düşünürdü çünkü yağ miktarı yüksektir. Ama hayır illa ki şu kısımdan incecik bir dilim yemesi gerekir.
Sim, a maioria das pessoas ia pensar que ia ser o glúteo máximo, cos do alto teor de gordura, mas não, não, ele tem que ter esta pequena fina fatia de carne aqui.
İşi illa zorlaştıracaksın.
Estás realmente a fazer isto mais difícil do que precisa de ser.
Niye illa bir şey olmalıyım?
Por que tenho de ser alguma coisa?
Bu işi çözebilmek için illa kavga etmemiz mi gerekiyor?
Temos mesmo de lutar para dar a isto algum tipo de resolução?
Gerçeği bilmek için her zaman illa ki görmen gerekmez.
Sabes que não é preciso ver a verdade, para a saber.
Peki ama illa bilmesi mi gerek?
E porque é que ele teria que saber sobre isto?
... illa ki bir tanesini kaçırırsınız.
... acabamos por nos esquecer de um.
Aslında, bu illa doğru olacak diye bir kaide yok.
Bem, isso não é necessáriamente verdade.
Yani, illa sıkıştığın bir zaman olur.
Há alturas em que se fica preso. Em qualquer luta tu podes mudar de posição.
İlla ki askeri üniforma demiyorum.
Não digo necessariamente os uniformes militares.
İlla ki kötü bir fikir olduğundan değil.
Não é uma má idéia.
İlla da kötü olacak diye bir şey yok.
Não necessariamente, não.
İlla ki öyle değil.
Não necessariamente.
İlla kötü demek değil.
Não é necessariamente mau.
İlla bir nedeni mi olması lazım?
- Porque razão?
Hey, illa savaş olmak zoruna değil.
Isso não tem que ser uma guerra.
İlla söyleteceksin, değil mi?
Vais mesmo obrigar-me a dizer, não vais?
- İlla "git" diye kaş göz mü yapalım?
Precisas duma tampa para ires embora?
İlla bir anlamı olması gerekmiyor.
Não têm de ter algum significado.
İlla gerekmiyor.
Não necessariamente.
İlla yakınlarımdan birinin bu yolla ölmesini mi beklemeliyim?
Por quê? Devo esperar até que alguém perto de mim morre de tal forma suja?
İlla dürüst olacaksam hayatımda hiç kimseden senden o gün nefret ettiğim kadar nefret etmedim.
E para ser honesto... Nunca... odiei alguém... tanto como te odiei naquele dia.
- İlla kötüleri mi istiyorsun?
E queria que ainda fossem ruins?
İlla bir şey söyleyeceksin.
Tens sempre algo para dizer.
İlla bir antika gibi davranmalısın zaten.
Você deveria viver pra ser tão excêntrico.
İlla da bilmek istiyorsan, son oturumumuz için ön hazırlık yapıyorum.
Se quer saber, estou me preparando a sessão final.
Tamam. İlla bir isim vermek istiyorsan bana uyar.
Bom, se tiver que chamá-la de algum modo, é uma entrevista.
İlla bir şey mi olması gerekiyor?
- Porque é que tem de haver algum problema?
İlla söyleteceksin, değil mi?
Vais obrigar-me a dizer a verdade, não é?