English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ I ] / Insülin

Insülin Çeviri Portekizce

308 parallel translation
Dün, insülin şoku denediler.
Ontem tentaram um choque de insulina.
Bir şey ister misin Dan? Kahve, çay, insülin, kokain?
Dan, temos café, chá, insulina e heroína.
Biraz fazla insülin almış, o kadar.
Tomou insulina a mais.
Hastane laboratuarları sonuçlarına göre kanımdaki insülin emilimi normal sınırdan 14 kat daha fazlaydı. Böyle bir derece ancak bir iğne yardımıyla ortaya çıkabilirdi.
Ainda por cima, o laboratório do hospital dizia que o meu nível de insulina no sangue ao dar entrada era 14 vezes normal, um nível seguramente causado por injecção.
Test sonucu, bu kullanılmış iğnenin insülin için olduğunu gösteriyordu.
Esta agulha incrustada deu positivo no teste de insulina.
Alex, Ala ve avukatları Brillhoffer'ın topladıkları delillere göre kocam beni iki kere insülin iğnesiyle öldürmek teşebbüsünden suçlandı.
Perante testemunhos recolhidos pelo Alex, a Ala e o Brillhoffer, acusaram o meu marido de me tentar matar 2 vezes com injecções de insulina.
İki insülin iğnesi ve ben şimdiden doktorum.
Duas injecções de insulina e já sou doutor.
Bir şişe insülin, şırınga ve iğne.
Um frasco de insulina, uma seringa e agulhas.
Bu insülin ne için?
Para quê?
- Bu davada insülin falan yok.
- Não há insulina neste caso.
- Evet, fakat insanlar insülin kullanıyor.
- Mas as pessoas usam insulina.
Belki olabilir. Ama bana inan ki Alan, bu olayda insülin falan yoktu.
Talvez, mas, acredite, não há insulina aqui.
Ve ayrıca ben bir Sunny'ye insülin iğnesi yapan bir ölü seviciyim. Bu sayede onu istediğim yolla yapabilirdim.
E que sou um necrófilo que injectou a Sunny com insulina para poder ter relações com ela.
Mutfakta, bizim insülin ve şırınga takımımız.
Na cozinha, a nossa equipa "insulina-na-agulha".
Bir tanesi boş, iki tanesi ; valium, amobarbital ve insülin konulmuş, İki tanesi sadece ; Valium ve amobarbital konulmuş.
Uma sem nada, duas com Valium, amobarbital e insulina, duas com Valium e amobarbital.
Çantadaki iğne, iğnedeki insülin ve kandaki insülin.
A agulha no saco, a insulina na agulha, a insulina no sangue dela.
Fakat hiç insülin yok.
- Mas não insulina.
Fakat her ikisinde de insülin için yanlış pozitif sonuçlar çıktı.
... tiveram falsos positivos de insulina.
Neden, insülin?
Para quê?
- Bana göre, o Sunny'ye insülin iğnesi yapmadı.
- Ele não injectou insulina na Sunny.
- Evet, bir şişe insülin.
- Sim, um frasco de insulina.
Bilirsin, o şeker hastası, ve insülin krizine girmesinden korktuk.
Sabe, ele é diabético, e nós temos medo que ele tenha um choque de insulina.
Bir kutu şırıngayla birlikte 200 ünite insülin çalınmış.
- Levaram 200 unidades de insulina, seringas.
Ayrıca morfin, skopolamin, hidrobromid ve insülin enjektörlerini de almış.
E morfina, escopolamina, bromidrato e seringas de insulina.
Her zamanki gibi esrar içmek için arabasına gitmişti ; esrarı şeker hastası Peter Petrovich'in insülin aldığı sıklıkta alırdı.
Como era seu costume, foi para o carro fumar marijuana, dependia tanto dela como o Peter, o miúdo diabético, da insulina.
Büyükannesi insülin veya glukoz bantları almadıklarını iddia etti.
A avó diz que não receberam insulina nem fitas para testar a glucose.
Üç doz insülin.
Uma dose tripla de insulina.
Umarım bu senin insülin iğnendir.
Espero que isso seja a sua injecçao de insulina.
Onu her gece yaptığı insülin iğnesini yaparken gördün.
Viste a Erin tomar a sua injeção de insulina da noite.
- Ben hemşire değilim. Kanda potasyumu çok fazla, On ünite insülin ve D - 50 verin.
- Dá 10 unidades de insulina e D50.
Yani birisi adama yemek yemediği halde insülin verince, kan şekeri düşmüş.
Ele é diabético, alguém lhe deu insulina no pós-operatório. Como ele não comia ficou hipoglicémico.
Çok ilginç, ona insülin vermiş olabilecek tek kişi...
Engraçado, porque a única pessoa que lhe podia ter dado insulina.
Ona insülin vermi İki defa.
Eu dei-lhe insulina? Duas vezes!
Umarım bu senin insülin iğnendir.
Espero que isso seja a sua injecção de insulina.
Birini bana insülin vermeye ikna etmek kolay değil ama hayat işte.
Vamos, não é fácil conseguir que alguém me meça a insulina.
Bunu görüyor musun, yapmak zorunda olduğum tek şey bu insülin!
Vê isto? Insulina!
İnsülin?
Insulina?
Bir adet insülin iğnesi.
Uma injecção de insulina.
İnsülin korkusunu nasıl tarif edersiniz?
Como é que se define o medo da insulina?
amobarbital, Valium, insülin.
Amobarbital, Valium, insulina.
İnsülin mi?
Insulina?
İnsülin. Şeker hastası.
Insulina. iabético.
Evet, ama ben onu insülin sanmıştım!
Mas eu julgava que era insulina!
Onu dinleme, dostum. İnsülin onu delirtti.
A insulina o deixou maluco.
İnsülin mi?
- Insulina?
İnsülin hayvanlar için değil!
Insulina para bicho?
- İnsülin pompasını deneyin.
- Tente a bomba de insulina subcutânea.
İnsülin iğnemi almayı unuttum.
Esqueci de tomar minha injeção de insulina. Vim buscar.
Bu insülin.
- É insulina.
- İnsülin vaktiniz, Bay Temple.
- Hora da insulina, Mr. Temple.
İnsülin iğnesi yapacak birini bulmanın zor olduğunu düşünüyorsan, birde birinden tırnaklarını kesmesini iste.
Vale, olhe. Parece-te difícil que alguém ponha uma injeção de açúcar? Pois prova a pedir que lhe cortem essas unhas.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]