English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ I ] / Iri

Iri Çeviri Portekizce

2,698 parallel translation
Peki ya ikiniz için de çalışan o iri adam?
Sim, bem, e quanto àquele homem que trabalha para vocês os dois?
Kabarık saçlı, iri kemikli, boşboğaz bir pişmanlık.
Um arrependimento de cabelos compridos, ossos largos e tagarela.
Senden iri kıyım bir iyilik istiyorum.
Preciso te pedir um favor bem gordo.
Ben iri kıyımlarla ilgilenmem.
Eu não falo com gordos.
Hackett iri. Hızlı. Topu onun yakınında bir yere atsan bile koşup topu tutuyor.
O Hackett é grande, é rápido, e se atirarem a bola para o pé dele, ele levanta-se e apanha-a.
İri irilerdi.
São gordas, são...
Yıllardır, Solomon Adaları efsanevi iri tuzlusu timsahlarının evi olmuştu -
Durante anos, as Ilhas Salomão eram um local de lendas sobre crocodilos de água salgada.
Bu sular, mercan resiflerindeki kadar çeşitliliği desteklemiyor olabilir ama onların övünç kaynakları çok daha iri hayvanlar.
Estas águas podem não apoiar a diversidade nos recifes de coral, mas contam com um volume muito maior de animais.
Ve zamanları vardı, işe koyuldular Moai olarak bilinen iri taş heykelleri oyuyorlardı.
E com o tempo em suas mãos, começaram a trabalhar, esculpindo enormes estátuas de pedra conhecidas como Moais.
Oh, Çünkü ikimizin de iri olduğunu mu düşünüyorsun?
Porque achas que somos ambas grandes?
Şu iri adam, canvas ceketli, tam arkamda barda.
Grande, casaco de lona, bem atrás de mim no bar.
Senin nevrotiği oynayabileceğini biliyoruz ama sen aslında iri, güçlü birisin.
Sabemos que pode ser neurótico, mas é um homem bem constituído.
Kafasından iri bir parça çıkarıp alabilirim.
E poderia tirar-lhe um belo pedaço do seu crânio no processo. - Pára!
Adım Tom Scavo ve ben iri göğüslerden hoşlanıyorum.
Chamo-me Tom Scavo, e adoro peitos grandes.
Cinayetlerin fiziksel doğası... ve kurbanlar üzerindeki kontrolleri nedeniyle... şüphelilerin iri ya da aşırı formda olduğunu düşünüyoruz.
Por causa da natureza física dos homicídios e da quantidade de controlo que os suspeitos exercem sobre as vítimas, pensamos que os suspeitos são grandes ou pelo menos em muito boa forma.
Yang, Grey, Karev, Adamson şu adını bilmediğim iri çocuk, Kepner Avery ve Torres.
A Yang, a Grey, o Karev, a Adamson, aquele rapaz alto que não sei o nome, a Kepner, o Avery e a Torres.
Ufaklığın adı Leon. Vince ise iri kıyım olanı.
O Leon é o mais baixo, Vince, o mais alto.
Evet, çok iri bir yakut.
Sim, um rubi gigante.
Acil servise gelen bir itfaiyeci vardı, iri ve güçlü bir adam.
Houve um bombeiro que chegou um dia às urgências, um tipo bastante forte.
Kafatası ve gövdesi iri, kolları ve bacakları kısa. Kaslarının zayıflığı bodurluğu işaret ediyor.
A caveira e o torso grandes combinados com membros pequenos e sinais de hipotonia, apontam para acondroplasia.
Aslında, dev gibi olan eski erkek arkadaşınla tanıştım ve bir de, ondan daha zayıf ama yine de benden iri olan eski erkek arkadaşınla tanıştım.
- Não, conheci o ex-namorado enorme e o ex-namorado mais pequeno, mas ainda maior do que eu.
Eğer Jules hakkında bir daha kimseye en ufak bir şey anlatırsan bu iri kıyım senin pestilini çıkaracak.
Se tornas a falar mal da Jules a alguém, aqui a Mongo dá-te uma coça de criar bicho.
Silahımı çektim ve iri olana iki diğerine üç kez ateş ettim.
Esvaziei minha arma da varanda, meti duas no tipo grande, e três no outro.
- İki tane dövmeli, iri yarı Asyalı adam vardı.
Foram... Dois asiáticos grandes com tatuagens.
Çeşitlerine göre ayırıyorlar mı bilmiyorum ama iri taneli olsun.
Não sei se a classificam mas da grossa.
Bazıları iri, büyük beyinli ve zekidir.
Alguns são enormes, com cérebros de grandes dimensões e inteligentes.
Çift işi birlikte yapıyor ama her şeyin hazır olduğuna karar veren, daha iri olan dişi.
Os dois elementos do casal partilham o trabalho. Mas é a fêmea, de maiores dimensões, quem decide quando tudo fica pronto.
Bir sürü iri yapılı orospu çocuğunun burada her gün domaldığını gördüm.
Tenho viste um monte de gajos bombados que ficam de costas aqui todos os dias.
Senin gibi iri yarı biri mi?
Um tipo forte como tu?
Yaşça daha küçük ama vücutça çok daha iri.
Ele é um pouco mais novo, mas é maior.
Kim'in kız kardeşini hatırlıyor musun? Hani şu iri göğüslü olan, hatırladın mı?
Lembras-te da irmã da Kim, a doutorada?
Onlar iri adamlar, dostum.
Aqueles tipos são enormes.
O şu iri olan Silahı kocaman
É o grandalhão Com a arma grande
Evet, ondan biraz daha iri.
É um pouco maior que isso.
Kimsenin gitmediği yerlerde balık tutmaya gider, her zaman 10 tane iri alabalıkla dönermiş.
Pescava onde ninguém mais ia e trazia sempre 10 trutas grandes.
Seve seve. Ama markete gidip iri alabalık aldığını öğrenirsem kafa derini yüzerim.
Mas se descubro que estás a parar no mercado a comprar umas trutas grandes, arranco o teu couro cabeludo.
Tamam, iri çocuğun nesi var?
Certo. O que se passa aqui com o rapazola?
İdeal sol iç iri, gerçi bunların hepsi iri ya kalçası geniş, butları kalın olmalı.
O "left tackle" ideal é grande, mas muita gente é grande. Ele tem o rabo largo e coxas volumosas.
Bu iri parçalı çöplük yarın ki ameliyat için hazır olsa iyi olur.
Este pedaço de lixo é melhor que esteja pronto para realizar uma delicada cirurgia de olho amanhã de manhã.
- Yazılarımda kimi övsem acaba? Uzun bacakları mı? Yoksa iri göğüsleri mi?
- Não sei quem apoiar, a pernas longas ou a mamas grandes.
Kızlardan hoşlanır. Ama iri kalçalı.
Gosta de raparigas que têm coiso
- Ben iri bir adamım.
- Sou um homem grande.
Küçük beyin, iri kafatası.
Cérebros pequenos, crânios grandes.
Gel bakıyım şuraya, seni iri kıyım göt oğlanı!
Mantem-te deitado, seu pedaço de merda!
İri ve büyük beden. Balık etli ve etine dolgun.
Grande, cheinha, rechonchuda e larga.
İri bir herif, bütün boynunda dövmeler var.
Um gajo com tatuagens em volta do pescoço.
İri olan mı, Joshua.
O Joshua.
İri memeli, genç bir hatun beni kesiyordu.
Uma rapariga bustoda acenou-me com um sorriso rasgado.
İri biri için iyi hareket ediyorsun.
Moveste-te bem para um homem grande.
Harika. İri kıyım beş kişi asansörde kaldık.
Preso no elevador com 5 tipos com dieta à base de proteínas.
İri çocuk bir aydır falan burada ama dersime hâlâ katılım göstermiyor.
Bem, o calmeirão aguentou-se por aqui cerca de um mês, ainda não consegue acompanhar a minha aula.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]