English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ I ] / Irkçılık

Irkçılık Çeviri Portekizce

154 parallel translation
- Irkçılık şakaları yapma.
- As piadas étnicas são proibidas.
Irkçılık, yakın akraba evliliği, kız kardeşiyle yatmak burada.
Isto é a terra do Ku Klux Klan, eles dormem com as irmãs.
Irkçılık anlamında siyah olduğumu 16 yaşıma kadar bilmedim.
Nunca soube que era negro, dessa maneira racista, até vir para cá.
Günün haberi : Irkçılık yeniden alevlendi. Williamsburg'da, oralı olmayan iki beyaz iş adamı... bir lokantanın dışında vuruldu.
O principal do noticiário de hoje são outra vez as tensões raciais... desta vez em Williamsburg, onde dois homens de negócios brancos... vindos de fora da cidade, foram mortos a tiro junto dum restaurante... no seu carro foram pintadas palavras racistas com um spray.
Irkçılık ve gerilim tırmanırken... polis emniyetinde ifade verdikten sonra çıkan... Williamsburg cinayeti zanlılarını... New York'lular ilk kez gördü.
Enquanto aumenta o receio das tensões raciais... os nova-iorquinos viram pela primeira vez os suspeitos... dos homicídios brutais de Williamsburg esta tarde... logo após serem presos na central da polícia.
Irkçılık hakkındaki fikirlerin gerçekten etkileyici.
O teu ponto de vista quanto aos problemas raciais é fascinante.
Irkçılık karşıtları.
Uma manifestação Anti-Apartheid.
Zenciler için hayatın zor olduğunu biliyorum. Irkçılık, işsizlik, aile sorunları çok zor.
Eu sei que a vida é dura para vocês pretos com tanto racismo, desemprego, e famílias de pais solteiros...
Irkçılık sana maluliyet ödemesi hakkı verecek bir hastalık diyorsun.
Está a dizer que o racismo é uma doença, para poder receber uma pensão de invalidez?
Irkçılık tanınmış bir maluliyet değil.
O racismo não é reconhecido como uma incapacidade.
Irkçılık özürdür diyen psikiyatrist mi bu?
É o psiquiatra que diz que o racismo é uma incapacidade?
Irkçılık martavalı okuma bana.
Não me venhas com essa conversa racista, rapaz.
Hayır. Irkçılık propagandası değil.
Não considero isso espalhar ódio racial.
Irkçılık konusuna işaret ettiğini nasıl düşündün?
E como é que achas que isto nos fala do racismo?
40'lı yıllar. Irkçılık kötü bir şey olmadan önce.
É da década de 40, quando se podia ser racista.
Irkçılık meselesi soğuyacak ve siz de ölen polisi unutacaksınız.
Resolvem o problema racial e esquecem o Calvess. - É só disso que se trata.
- Rock'n roll gibi değil. Bu ırkçılık. - Irkçılık mı?
- É racismo?
Irkçılık yapacağım soluk benizli Dava et beni
Vou ser racista, "branquela" Processa-me
- Irkçılık mı?
Que epíteto racista?
Irkçılık bu işte.
Isso é racismo.
Irkçılık konusunda bir ders olmalı.
Devia haver uma aula sobre o apartheid.
Irkçılık veya yabancı düşmanlığına tahammül etmeyeceğiz.
Não vamos permitir o racismo nem a xenofobia.
Irkçılık.
Apartheid.
Irkçılık yapmayın, ırkçılık yapmayın!
Cala-te, deixa de ser racista!
Ya ortalığı karıştıran programcılar? Irkçılık, kadın düşmanlığı ilginizi çekmiyor mu?
Como pode assumir essa posição se sabe do que se trata?
Irkçılık ayaklanmasına mı hazırlanıyoruz?
Então... equipado com ferramentas para a revolta, certo?
Irkçılık ve seksizm gibi, tür ayrımcılığı da bir grubun üyelerinin menfaatini korumaya karşın diğer grupların menfaatini kısıtlayacak davranışlar veya önyargılardır.
Por analogia ao racismo e ao sexismo, o termo "especismo" designa o preconceito ou uma atitude parcial a favor dos interesses dos membros de uma espécie, contra os interesses dos membros de outra.
Irkçılık yapmakla, gerçekleri konuşmak arasında... fark vardır, şu anda benim yaptığım da bu.
Há uma diferença entre racismo genuíno... e apenas falar a verdade, que é o que estou a fazer agora.
Irkçılık değil bu. Onlar aldırış etmiyor.
- Está bem, então.
- Irkçılık kartını oynuyorsun, öyle mi?
Está a ganhar vantagem?
Irkçılık ayaklanmasına hazırlanıyoruz, değil mi?
Então... equipado com ferramentas para os tumultos, não estamos?
Irkçılık yaparak ırkçılığa karşı savaşmak.
Combate o racismo com racismo.
Demek istediğim, binlerce kırsal planlamayla birlikte, Irkçılık ve ekonomik bozulmayı eklersek, çete şiddeti bir gecede çözülmeyecektir. Yani, biliyorsun, o Charlie, anlıyor musun?
Com décadas de mau planeamento urbano, racismo e desastres económicos, a violência dos gangs não vai acabar da noite para o dia.
Irkçılık falan değil.
Não é racista.
Irkçılık suçu mu?
Um crime de ódio?
Irkçılık sizi rahatsız etmiyor mu Bayan West?
O ódio não a incomoda, Mrs West?
Irkçılık olduğunu söylüyorlardı.
Disseram que existia boatos sobre racismo.
Irkçılık bu.
Isso é racismo.
US Weekly uyuşturucu kullandığımı yazdığında çok kızmıştım. Irkçılık bu.
Sabes como fiquei chateado quando a "Us Weekly"... disse que eu estava viciado em crack?
Irkçılık yapmak istemiyorum ama o adam bir terörist olabilir.
Pronto, o tipo esquisito foi-se embora, vão para casa.
Irkçılık beni gücendirir.
O racismo ofende-me.
Irkçılık yapıyorsun.
Estás a ser racista.
Irkçılık, Varlık,
Raça,
" Ne Irkçılık, ne cinsel ve dinsel istismar ne de aşırı milliyetçi hareket eskisi gibi işlememeye başladı.
As velhas apelaçôes ao chauvinismo racial, sexual e religioso, ao fervor nacionalista, estão a começar a não resultar.
Irkçı Byron De La Beckwith duruşmasında, tanıkların 4 gündür dinlenmesinin ardından, savcılık bundan önceki iki duruşmada olduğu gibi, temsil edildi.
Depois de 4 dias de testemunhos no julgamento do supremacista branco Beckwith, o procurador apresentou a mesma prova que foi apresentada nos 2 julgamentos originais.
Irkçılığın o departmanda bir hastalık olabileceği fikrini temsil ediyorum.
Defendo a ideia de que o racismo pode ser uma doença naquele departamento.
Irkçılıkla dolu bir dava. Bu ırkçılık da polisten ve savcılıktan kaynaklanıyordu. Gerçeği biliyorlardı.
Uma atmosfera de grande tensão racial, alimentada pela Polícia e Procuradoria,... que, conhecendo a verdade e a minaram, distorceram, subverteram e destruíram, para condenar um inocente.
Irkçılığa son verip vatandaşlık haklarını geliştirmeliyiz. Ayrıca kadınlara da eşit haklar tanımalıyız.
Opor-nos à discriminação racial e promover os direitos civis, bem como a igualdade de direitos para as mulheres.
Ben bayrakta birinin öldürülmesine kızmıyorum Irkçılı olduğuna kızıyorum. Irkçı mı?
Não estou zangado por a bandeira mostrar alguém a ser morto, mas por ser racista!
- Irkçılık yapıyorsun ama! Elbette ırkçılık değil bu, elfsin sonuçta.
Não está cá nada.
Birinci kayıt. Irkçılığı ortadan kaldıracağını ve büyük çıkış yakalayabileceğini umuyordu.
Ele esperava quebrar as barreiras raciais e talvez ser um êxito transversal.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]