Iron Çeviri Portekizce
609 parallel translation
Kingman, Ash Fork, Prescott, Iron Springs...
Há um que vai para Kingman, Ash Fork, Prescott, Iron Springs...
Öyleyse, Iron Springs Kampı'na git ve sakinleş.
Se assim foi, volta para o acampamento de Iron Springs e acalma-te.
Ben Paul Biegler. Iron City 700.
Sou o Paul Biegler, de Iron City 700.
Biliyorum, sizi Iron City'de görmüştüm.
Sei quem é. Tenho-o visto em Iron City.
Iron Cliffs Beldesi Mahkemesi oturumu açmıştır.
Silêncio. Está aberta a sessão do Tribunal Itinerante do Município de Iron Cliffs.
" Michigan eyaleti, Iron Cliffs Mahkemesi.
" Michigan, Tribunal de Iron Cliffs.
Teğmen Manion'u o gece Iron City'deki cezaevine mi götürdünüz?
Nessa noite, levou o Tenente Manion para a cadeia de Iron City?
Arabayla Iron City'ye giderken, teğmen olay hakkında konuştu mu?
No trajecto até Iron City, o tenente falou do tiroteio?
Bütün bunlar olurken, karavanda, arabayla Iron City'ye giderken... Teğmen Manion nasıl görünüyordu?
Durante todo esse tempo, na caravana e no trajecto até Iron City, como estava o Tenente Manion?
Reklamlardan sonra, Robert Downey Jr.'la yaptigimiz çok özel röportajimizi yayinlayacagiz. Kendisi, Iron Man filmlerinden ve ayni basaridaki Avengers serisinden kazandigi milyar dolarini katlamakla mesgul. Bizleri, kamera arkasina...
A seguir, uma entrevista exclusiva com Robert Downey, Jr., que está a dar sequência à bilionária série Homem de Ferro, com a igualmente bem-sucedida série Os Vingadores.
Ozzy Osbourne, Iron Maiden ve kurbanımızın ortak yanları neler sence?
O que têm em comum Ozzy Osbourne, Iron Maiden e a nossa vítima?
Iron Bill ve Frank'ın Big Ben'de yaptıklarını eminim hatırlarsınız.
Tenho a certeza de que todos se lembram, do que ele fez em Big Ben em Ailunviu e Franksbrot.
- Iron Corps.
- Iron Corps.
Onlar Iron Corps.
São Iron Corps.
Bill Cochran, ortağın tutuklandı.. Hot Iron'da....
Bill Cochran, teu parceiro foi capturado... em Hot Ferro.
Hapishanede, burada, Hot Iron'da.
Está preso, aqui mesmo, em Hot Iron.
Peki o zaman, yarın 12'de İron Köprüsü'nde.
Está bem. Às 12 : 00 na Iron Bridge.
Jacob Demir Dökümhanesi
Fundação Jacob Iron...
Fer sokağı, No : 5.
Número 5 da rua Iron.
Fer Sokağı, No : 5'in girişini gözleyin. Gece ve gündüz.
Vigiem a porta do número 5, na rua Iron, dia e noite.
The Iron Horse ( Demir At ).
O Iron Horse.
Bu Demir Göbek'in köyü.
É a aldeia do Iron Belly.
Belki Demir Göbek sana yardım eder.
Talvez o Iron Belly consiga ajudar-te.
- Demir Göbek?
- Iron Belly?
Demir Göbek. Benim, Tyler.
Iron Belly, sou eu, o Tyler.
Demir Göbek.
Iron Belly.
Demir Göbek, ben Bill Tyler.
Iron Belly, é o Bill Tyler.
Kunduzlar giderek azalıyor Demir Göbek.
Os castores escasseiam cada vez mais, Iron Belly.
Boş versene Demir Göbek, hepsi birden tuzaktan kaçmış olamaz.
Pelo amor de Deus, Iron Belly, não pode ter acabado tudo.
Crow Demir Göbeğin köyü.
Na aldeia do Iron Belly, da Crow.
Demir Göbek'in anlattığı vadiyi yani?
Aquele de que o Iron Belly vos falou?
- Demir Göbek farklı şeyler söylemiş.
- Diz-se que o Iron Belly não achava isso.
- Demir Göbek ihtiyar bir adam.
- O Iron Belly é velho.
'Büyük Demir'bitirmek üzere.
Produção Big Iron aproxima-se da meta.
Scott'la iki kış önce buz pateni yaparken tanıştık.
Eu e o Scott conhecemo-nos há dois anos na Iron Mountain, na patinagem no gelo.
Iron Butterfly çalmaya... ne dersin?
Bem... pode ser Iron Butterfly?
Evet, bir sürü asker topluluğu.
É como o ouro e o bronze, só que é feita de ferro ( iron ).
Iron Butterfly mı? Cream mi?
Iron Butterfly?
Notlarımı istiyorsanız arşivlere gitmelisiniz.
Se quer vê-las, terá de ir a Iron Mountain.
Bana elle tutulur bir şey gösterene kadar elimden gelen tek şey onu Iron Heights'ta genel hücre bölümünden ayrı tutma sözü vermek.
Até que me mostres provas, o melhor que posso fazer é prometer mantê-lo isolado em Iron Heights.
Barry'nin, Iron Heights'tan getirdigi partikul kalintilari Clay Parker'in DNA'sinin yaninda bir kadin DNA'si da içeriyor.
Escuta, Lisa é diferente. É arquiteta desenhista.
Iron Heights'ta müebbet hapis cezasını çekiyor.
Está a cumprir várias perpétuas em Iron Heights.
Bu serseriyi yakalamamıza yardım edecek bir şey verir diye Barry ile Iron Hights'a James Jesse'yi görmeye gideceğiz biz.
Eu e o Barry vamos a Iron Heights fazer uma visita ao James Jesse, ver se ele nos pode dar algo que nos ajude a apanhar o seu fã.
Iron Heights'a gidip Jesse ile konuştuktan sonra babanla ilgili hislerinin tekrar kabardığını biliyorum.
Sei que ir à prisão de Iron Heights e falar com o Sr. Jesse desenterrou alguns sentimentos acerca do teu pai.
Iron Heights'ta patlama yaşanmış.
Houve uma explosão em Iron Heights.
Iron Heights'tan gelen güvenlik görüntülerine bakıyoruz.
Recebemos imagens de vigilância de Iron Heights.
Bugünün "Iron Man" i nerede?
O "Iron Man" de hoje?
Demirler var : Demir-1, Orta-demir, orta-demir kaplama, demir-uçlu kürek sopa, seri vuruş sopası, eğimli seri vuruş, normal sopa.
E depois tens os ferros : ferro no 1, ferro intermédio, o mid-mashie, o mashie-iron, o spade mashie, o mashie-niblick, o pitching niblick e o regular-niblick.
- Evime Evime
'flat Iron building'.
Metal uçlu mu olsun?
" Precisa de um iron?
Cast Iron Sahili'ne mi gidiyorsun Kev?
Vai a Cast Iron Shore, Kev?