English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ I ] / Isodyne

Isodyne Çeviri Portekizce

63 parallel translation
Pasadena'daki Isodyne Enerji'de var.
Há outro em Pasadena na Isodyne Energy.
Isodyne Enerji ne ya?
O que é a Isodyne Energy?
Isodyne Enerji kendini 20. yüzyıldaki yakıt girişimlerine adamış bir geliştirme laboratuvarıdır.
A Isodyne Energy é um laboratório de desenvolvimento dedicado a iniciativas de combustível no século 20.
Isodyne'de kaç yıldır çalıştığınızı bilmem için arama emrine ihtiyacım var mı?
Preciso de um mandado de procura para saber há quantos anos trabalha na Isodyne?
Şöyle söyleyeyim, Isodyne Enerji'nin sahibi Calvin Chadwick ile çok yakın bir ilişkisi vardı.
Digamos que... ela teve um relacionamento muito próximo com o proprietário da Isodyne Energy... Calvin Chadwick.
- Saklayacak bir şeyiniz yoksa Isodyne Enerji'nin tüm işçi listesini verirsiniz.
Se não tiver nada a esconder, entregará uma lista completa dos empregados na Isodyne Energy.
Vatanseverimdir ve yardım etmeyi isterim ama Isodyne Enerji gizli Amerikan anlaşmaları ile işlemler yapmaktadır.
Sou patriota e ajudá-la-ia com todo o gosto, mas a Isodyne Energy lida com contractos confidenciais do governo americano.
Isodyne'in yakınlarında bile değiliz!
Não estamos nada perto da Isodyne!
- Isodyne Enerji'de de var bir tane.
Há outro na Isodyne Energy.
Son olayları göz önünde bulundurunca konsey, Isodyne Programı'nı ve ona ait olan her şeyi yok etmeye karar verdi.
À luz dos recentes acontecimentos, o conselho determinou que o melhor curso de acção é encerrar o programa Isodyne e dispor de todos os recursos.
Atomik enerjide henüz çok gelişme bile kaydedilmemişken Isodyne onu tarihe gömmeye yakın.
A energia atómica ainda nem sequer está regulamentada, e a Isodyne está pronta para deixá-la no passado.
Thompson bize Isodyne'a arama emrini çıkarmış.
O Thompson conseguiu-nos o mandado de busca pela Isodyne.
Merhaba, Isodyne'a hoş geldiniz.
Olá. Bem-vindos à Isodyne.
Isodyne bir şeyler çeviriyor ve ne olduğunu öğreneceğim.
A Isodyne está metida em algo, e eu vou descobrir em quê.
Isodyne Atomik Programı.
ISODYNE PROGRAMA ATÓMICO TESTE 1-47
Bana bütün iyi niyetleriyle Isodyne'da yaptığımız çalışmaların doğasını hatırlattılar ve hıyanet, hapis, idam gibi kelimelerden bahsettiler.
Eles solicitaram-me para me lembrar sobre o trabalho que fazemos nas zonas protegidas na Isodyne e depois lançaram palavras como "traição," "prisão"... e "pendurado."
Isodyne'in bu olaya dâhiliyeti konusunda daha çok şey biliyorsun değil mi?
Sabe mais do que diz sobre o envolvimento da Isodyne nisto tudo, não sabe?
Isodyne ırkımı işe alan tek şirketti bu yüzden onlarla olan ilişkimi direkt mahvetmeme sebebimi anlamışsındır.
A Isodyne foi a única que estava disposta a pôr um dos... meu tipo num laboratório. Por isso vê o porquê de não ter saltado imediatamente para torpedear o meu relacionamento com eles.
İyi bir adamsınız Doktor Wilkes. Fakat Isodyne'i koruyarak başarmak için çalıştığınız bunca şeye ihanet ediyorsunuz.
É boa pessoa, Dr. Wilkes, mas proteger a Isodyne atraiçoa tudo pelo que lutou tanto a alcançar.
Savaş sırasında Isodyne, alanındaki diğer şirketlerle beraber başarılı bir atomik reaksiyon için çalışıyordu.
Durante a guerra, a Isodyne, juntamente com todas as outras empresas legitimas no seu ramo, trabalhavam para alcançar uma reacção atómica bem sucedida.
Isodyne Fat Man veya Little Boy'u yaratmadı ama araştırmaları savaş bittikten sonra atomik testlere devam edecek kadar ilerledi.
Agora, a Isodyne não construiu o "Fat Man ou o Little Boy", mas a pesquisa alongou-se para continuar os testes atómicos depois da guerra ter acabado.
Isodyne bu yanlışın arkasındaki bilimi anlamak için gece gündüz çalıştı ama bak.
A Isodyne tem trabalhado sob horas, para tentar determinar a ciência concreta por trás desta anomalia, mas...
Isodyne buna sıfır madde diyor. Muhtemelen periyodik cetvelde buna uygun bir şey olmadığı için öyle diyorlardır.
A Isodyne chama-lhe matéria zero, principalmente porque não há espaço para ela em qualquer lugar da tabela periódica.
Çünkü bu gece Isodyne'e gidecek ve onu çalacağız.
Porque eu e o senhor vamos esta noite à Isodyne... roubá-la.
Bence projeyi tamamen silmeleri için Isodyne'den emir alıyorlardır.
Aposto que estão a operar sob ordens da Isodyne para limparem o projecto.
Isodyne'e.
À Isodyne.
Dr. Wilkes ile Isodyne Enerji'ye aşağı yukarı gece 4 : 30 sularında girdik.
Eu e Dr. Wilkes entrámos na Isodyne Energy aproximadamente pelas 4 : 30 A.M.
Isodyn'daki patlamada Dr. Wilkes şüpheli olarak görülüyor mu?
O Dr. Wilkes é suspeito da explosão na Isodyne?
Isodyne'ın Sıfır Madde ile ilgili çalışmalarından bir şey var mı?
Alguma coisa a respeito da Isodyne trabalhar com Matéria Zero?
Bence Isodyne, Dr. Wilkes'a komplo kuruyor ve kukla olarak da bizi kullanıyor.
Acho que a Isodyne está a tentar incriminá-lo e querem que façamos o trabalho sujo deles.
- Isodyne'ın Dr. Wilkes'ı komünist olarak göstermesine çabalattıracak kadar önemli olduğu kesin.
Aparentemente, é bastante importante para a Isodyne fabricar uma história sobre o Dr. Wilkes ser um comunista.
Isodyne çaresizce dünyaya Jason Wilkes'ın komünist olduğuna inandırmaya çalışıyor.
A Isodyne quer que o mundo acredite que o Jason Wilkes é um Comunista.
- Isodyne'daki kaza tutanağında...
O seu relatório de ocorrências sobre o acidente da Isodyne...
Isodyne, Wilkes'ı kurban olarak kullanıyor.
A Isodyne está a usá-lo como bode expiatório.
- Isodyne filmini izle.
Veja o filme da Isodyne.
Isodyne dosyası hakkında bilgi verildi mi sana?
Tem sido informado sobre a situação na Isodyne?
- Bildiğim kadarıyla Wilkes'ın Isodyne'dan çaldığı her şeyi geri aldık.
Bem, tanto quanto sei, recuperámos tudo o que o Wilkes roubou da Isodyne.
Isodyne'daki kaza nasıl ulusal güvenlik tehdidi oluyor?
Como é que o acidente na Isodyne é uma violação de segurança nacional?
Doktor Wilkes, geçen gece Isodyne Enerji'de size olanları hatırlıyor musunuz?
Dr. Wilkes, lembra-se do que aconteceu consigo na outra noite na Isodyne Energy?
Isodyne Enerji'nin sahibi ve milletvekili adayı Calvin Chadwick'in karısı oluyor.
E esposa do Calvin Chadwick, candidato a senador e proprietário da Isodyne Energy.
Aslında size Isodyne'daki olay hakkında bir şeyler sormaya gelmiştim.
Aliás, queria perguntar-lhe sobre o incidente na Isodyne.
Isodyne'in çalışmaları hakkında ne biliyorsunuz?
Que sabe sobre o trabalho da Isodyne?
Evet, Isodyne Enerji'yi araştırırken gizli silahlarını buldum.
Sim, fiz uma investigação sobre a Isodyne e foi dar à arma secreta deles...
Savaş sırasında Isodyne onun sayesinde ün kazanmış.
E tem mais. O trabalho dela colocou a Isodyne no mapa durante a guerra.
Amerika'nın en sevilen kızı Isodyne Enerji'nin beyniymiş.
A queridinha da América é o cérebro por detrás da Isodyne Energy.
Idodyne'de çalışanların yardımından dolayı ne kadar mutlu olduğunu tahmin edemezsin.
Não consigo dizer-lhe o quão todos na Isodyne apreciam a sua ajuda.
Amerika'nın tatlı kızı Isodyne Enerji'nin arkasındaki dehaymış.
A queridinha da América é o cérebro por detrás da Isodyne Energy.
Kaynağımıza göre, nüfuzları Isodyne örtbasını karşılayabilecek düzeyde.
Segundo a nossa fonte, a Isodyne é mais do que uma fachada.
Konsey Isodyne Programını iptal etmekte kararlı.
O Conselho determinou encerrar o Programa Isodyne.
Isodyne'ın testinde kullanılan bomba.
As bombas usadas no ensaio da Isodyne.
Isodyne'da kontaminasyon araştırmalarında görevliydin.
O teu trabalho na Isodyne era pesquisa de contenção.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]