English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ I ] / Istihbârat

Istihbârat Çeviri Portekizce

16 parallel translation
İngiliz istihbârat usulünü, mümkün olduğunca çabuk ve eksiksiz öğrenmen gerekecek. Kara Büyüler.
Vai ter que aprender o mais rápido possível o sistema de inteligência inglês.
Askeri kayıtlara göre, 5 yıllık istihbârat deneyimin var.
Registo Militar, cinco anos na Inteligência.
Düşman istihbârat teşkilatına sızmak hayâti önem taşır.
É vital para penetrar nos sistemas de inteligência inimiga.
Bir istihbârat görevlisini başarılı kılan yüksek nitelikler, kuşkulu bir akıl, ayrıntıya ve karmaşıklığa karşı bir tutku, gözleyeceğin birine ait yüksek vasıflardır.
As boas qualidades que fazem um bom oficial de inteligência... uma mente desconfiada, um amor pela complexidade e o detalhe, são as melhores qualidades de alguém que está a observar.
Seçkin bir istihbârat görevlisi olmak konusunda derler ki, kararlı bir akla, yaptığın işe karşı kesin bir imân duygusuna ve ümitsiz bir romantikliğe sahip olmak zorundasın.
Dizem que são excelentes oficiais da inteligência. Tens de ter uma mente firme, o sentido inabalável de acreditar naquilo que estás a fazer, e ser um romântico desesperado.
Çökertme operasyonları, istihbârat toplama ve analizler.
Operações subversivas, busca de informação e análise.
Bu konuyla ilgili bütün istihbârat bilgilerini, doğrudan bana göndermeni istiyorum, başka birine değil.
Quero toda a informação sobre isto enviada directamente para mim e para mais ninguém.
Başkan bir "Dış İstihbârat Teşkilâtı" oluşturma konusunu araştırmamı istedi.
O Presidente pediu-me para criar um Serviço de Inteligência Estrangeira.
İstihbârat, onlar için annelerinin sütü gibidir ve o asil memeyi ünvanı olmayan insanlarla paylaşmaktan hoşlanmıyorlar.
A Inteligência é o leite da Mãe e não querem partilhar a teta real com pessoas que não têm títulos.
İstihbârat açısından müzakere yeteneğini, özellikle kötüleme propagandası kullanımı ve yeniden ses üretimi olarak bilinen unsuru gayet yerinde kullan.
Usa bem os métodos de espionagem, em especial o da propaganda negra e o ingrediente conhecido como "playback".
Alman Askeri İstihbâratı, "Abwehr" de görevli bir memurmuş.
Ele era um oficial em Abwehr, da Inteligência Militar Alemã.
Bu yüzden Başkan'la, yeni bir "Dış İstihbârat Teşkilatı" oluşturmamız gerektiği hususunu görüştüm.
Portanto, tenho estado a dizer ao Presidente sobre criar uma nova Agência de Inteligência Estrangeira.
Özellikle de, uzmanlık alanın olan "Karşı İstihbârat" konusundaki fikirlerine.
Particularmente na sua área de especialidade, a contra-inteligência.
Merkez ellerinde bir albay olduğunu bildiriyor, "Yönetim Kademesi K, Karşı İstihbârat."
Informaram que têm um coronel, Director da contra-inteligência.
Donanma İstihbâratı'nda üç yıllık bir hizmette bulundum.
Servi durante 3 anos na inteligência da marinha.
Bütün bu kat, senin dünyanın bir parçası olacak. "Karşı İstihbârat".
Esta ala toda será a sua parte do mundo. Contra-inteligência.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]