English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ I ] / Istiyorsan

Istiyorsan Çeviri Portekizce

20,492 parallel translation
Gidip Camille'in kalbine kazık saplamak istiyorsan onun senin için tutarım.
Se quiseres espetar uma estaca no coração da Camille, eu seguro-a para ti.
- Bütün gece uyumadan adamın birini becermek istiyorsan becer, beni ilgilendirmez ama arabama binip bütün yol boyunca şikayet edip durma.
Não ligo a isso se ela ficar acordada a fazer amor com alguém. Desde que não reclame por causa disso no meu carro.
Bak daha iyi bir şey istiyorsan şehri terk et.
Queres algo melhor? Sai da cidade.
Prudence'ın bizi anında yakalamasını istiyorsanız mükemmel bir fikir. - Bu hoşuma gitmedi.
É uma grande ideia, se queres que a Prudence nos apanhe.
Eğer ayaklanmak istiyorsan portallar hesaplamam birkaç saatimi alacak.
Vou levar umas horas para calcular os portais. - Se quiseres arrumar isto...
Öyle istiyorsan.
Se você deseja.
Bu savaşı aranızda sürdürmek istiyorsan, iş sende bitiyor.
E se querem manter esta guerra entre vocês, estão por vossa conta.
Eğer aramak istiyorsan çabuk bir şekilde yapmanı öneririm.
Se quiseres começar, sugiro que sejas rápido.
Ne istiyorsan al.
Leve o que quiser.
Gerçek Eloise Carlisle'ı kimin öldürdüğünü bulmak istiyorsanız kurbanın kendini sorgulayın.
Portanto, se querem descobrir quem matou a verdadeira Eloise Carlisle, porque não interrogar a própria vítima?
Davayı NZT'siz götürmek istiyorsan NZT'siz götürebilirsin.
Queres resolver o caso sem NZT, força.
Ve eğer gerçeği istiyorsan, o haplara bağımlı olabilirim.
E se queres a verdade, talvez esteja agarrado.
Eğer o bağışıklık aşılarını istiyorsan başka şansımız yok.
Se queres as vacinas de imunidade, não temos escolha.
Eğer gitmek istiyorsan seni durdurmayacağım.
Se quiseres ir, não vou impedir-te.
Dürüst olmak gerekirse de o kısımda biraz vakit kaybettim ama şu an çok iyiyim. Yani oturmak veya ayakta durmak istersen fark etmez. Ne istiyorsan yap, yalnızca odaklan çünkü Kuzeybatı Bölgelerinden konuşacağız.
E, para ser sincero contigo, perdi aí algum tempo, mas sinto-me muito bem agora, por isso, se queres sentar-te ou ficar de pé, não tem importância, concentra-te apenas, porque temos de falar acerca dos Territórios do Noroeste.
FBI'da kalmak istiyorsan bu emrime uyacaksın.
Quer ficar no FBI, estes são os meus termos.
Eğer işin bu gece hallolmasını istiyorsan onu bulmamız için adres gönder.
TUDO PRONTO. PRECISO DE UMA MORADA
Eğer beni hâlâ istiyorsan...
Se ainda me quiseres...
Onu geri istiyorsan, onu ateşe atmalıyız.
Tem de o incendiar, se o quiser de volta.
Bak, eğer bir rapor doldurmamı istiyorsan bunu seve seve yaparım.
Se precisas que faça um relatório, terei muito gosto.
Biraz olsun bağışlanmak istiyorsanız, Tanrı için biraz kan dökün!
Se querem perdão, derramem um pouco de sangue pelo Senhor!
- Bunu kendi başına yapmak istiyorsan hazır olmak zorundasın. - Ben hazırım.
Se queres ser tu a fazer isto, tens de estar preparada.
Yani, negatif olmak istiyorsan öyle.
Se quiseres ser pessimista.
Yaşamak istiyorsanız kapıdaki davranışlarınızı kontrol edin ve gerçek bir ekip gibi davranın.
Se preferem a segunda, têm de deixar as vossas merdas à porta e começar a agir como uma equipa a sério.
Tabi eski kız arkadaşın için canı sıkkın dolaşmaya devam etmek istiyorsan o başka. - Bunun onla alakası yok.
A menos que queiras ficar aqui a sofrer por causa da tua ex-namorada.
Teşekkür ederim ama kimle olmak istiyorsanız oraya gidin.
Quero dizer, obrigada. Mas vão para junto de outra pessoa, noutro lugar, para que eu possa dormir.
Yani bugün mahkemeden aytrılmasını istiyorsan, bana mektubu getir.
Por isso, se quer ter a certeza de que ele sai do tribunal, hoje, traga-me a carta.
Bence de eğer bilim-kurgu yazmak istiyorsan, NYU'da sana uygun ders varmış.
E eu acho que, se quiser escrever ficção, ouvi dizer que há um curso na NYU.
Peki eğer böyle oynamak istiyorsanız. Bunu zaten biliyorum.
Bom, se é assim que quer fazer, já sei disso.
Hep şu Harvey'nin lafını söylemez misin bana : "Öne geçmek istiyorsan, risk alman gerek."
Não estás sempre a dizer-me que o Harvey diz : "Se queres vencer, corre riscos"?
Eğer bir celp vermek istiyorsan, git ona ver.
Se quiser entregar uma intimação, entregue-lhe a ela.
Hayır. Eğer işi halletmemi istiyorsan, kesenin ağzını açmayı söylemeye geldim.
Não, estou aqui para dizer que, se queres que o faça, vais ter de abrir os cordões à bolsa.
Aman ne kötü. Çünkü tüm bu saçmalıklarına rağmen seni Harvard'dan hatırlayan tek kişi bile bulamıyorsun. Eğer kendini savunman için hala bir şans istiyorsan gözümün önünden kaybol ve davan üzerinde çalış.
Azar, porque, apesar de todas as tuas tretas, ainda não apresentaste uma pessoa que se lembre de ti em Harvard, por isso, se queres a oportunidade de te defenderes, desaparece da minha frente e vai trabalhar na tua defesa,
Dairemi senin tutmanı istediğimi bilmeni istiyorum. Eğer hala istiyorsan.
Por isso queria informá-la que o apartamento é seu, se ainda o quiser.
Ne istiyorsan onu düşün Gina bunları düşündüğün için seni suçlamıyorum ama iş lazım. Tamam mı?
Podes pensar qualquer coisa, inclusive o pior, mas preciso do emprego.
Birleşmek istemeyebilirsiniz işin dışında kalmak istiyorsanız tabii.
Talvez não queira fundir, mas se não o fizer, vai falir.
- Eğer istiyorsan beni suçlayabilirsin.
- Podes culpar-me, se quiseres.
Benimle bir daha konuşmak istiyorsanız avukat istiyorum.
Se quiserem falar comigo, quero um advogado.
Benimle buluşmak istiyorsan bir yolunu bulursun.
Se quiseres encontrar-te comigo, hás de arranjar uma maneira.
Kardeşini tekrar canlı görmek istiyorsan parayı transfer et.
Se quer ver o seu irmão vivo, vai transferir o dinheiro.
Agnes'a yardım etme teklifini kabul etmemi istiyorsan benim yardımımı kabul etmelisin.
Queres que eu aceite a tua oferta para me ajudares com a Agnes? Então, tens de aceitar a minha ajuda nisto.
Ne istiyorsan yaptım.
- Eu fiz o que pediu.
Sorularının cevabını istiyorsan gerçek kimliğini gizlemelisin.
Se queres respostas, tens de esconder a tua verdadeira identidade.
Suçu doğrudan büyükelçiliğe yüklemek istiyorsanız içeriden birine ihtiyacımız var.
Se quer ligar a embaixada a atividades criminosas, vai precisar de alguém a partir do interior.
- İyi bir şeyim yok, ama - Arabaları konuşmak istiyorsan... -...
Não tenho nada fixe, mas, se quiser falar sobre carros...
Ona bunu yapamam. Oğluna yardım etmek istiyorsan, ya öyküyü değiştirecek bir yol bulacaksın ya da bir itiraf anlaşması hazırlamama izin vereceksin.
Se quiser ajudar o seu filho, terá que encontrar uma forma de mudar a história, ou deixar-me trabalhar num acordo.
Ellen'in kızacağını düşündüm ama eğer nerede olduğumu kanıtlamamı istiyorsanız bunu yapanı gerçekten bilmiyorsunuz demektir.
Achei que a Ellen ia ficar fula, mas se me pedem um álibi, não fazem mesmo ideia de quem fez isto.
Tabii hala teğmen olmak istiyorsan.
Se ainda quiser ser sargento.
Konuşmak istiyorsan silahını at.
- Queres conversar? Larga a arma!
Ne kadar istiyorsan dinlenebilirsin.
Usa o tempo que precisares.
- Başkan olmak istiyorsan edeceksin.
Vai, sim, se quiser ser presidente.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]