Izlemek Çeviri Portekizce
5,559 parallel translation
- New Girl'ı izlemek istiyorum.
Quero ver "New Girl".
Sigorta şirketi onu izlemek için yüzlerce adamının... saatlerini harcar.
A seguradora gastaria centenas de horas, para os encontrar.
Şiddete karşı olsam da bunu izlemek harikaydı.
Sou contra a violência, mas foi incrível.
- Film izliyorum. Yüz kere izlediğin, benim de seninle izlemek istediğim film.
O filme que queria ver contigo e que disseste que já tinhas visto.
Bazen yalnız başına film izlemek güzel oluyor.
Mas, por vezes, é bom ver um filme sozinho.
Fakat ışınlanma izlerini izlemek zordur.
Mas os tele-transportes são difíceis de localizar.
- Habersiz gelmekle gizlice izlemek... -... arasında ince bir çizgi vardır, Martin.
Há uma diferença entre isso e perseguição, Martin.
Bunu izlemek gerçekten de çok rahatsız edici.
Acho isso muito, muito perturbador de ver.
Merhaba Dani, izlemek dışında gidin.
Olá. Dani, vá vigiar lá fora.
Daha önce hiç görmedim, gerçekten onu izlemek istiyorum.
Nunca vi uma, então...
Muhtemelen sevgili Gregson'ı öldü ve kardeşlerinin çocuklarının oynamasını izlemek zorunda.
Muito provavelmente o seu amado Gregson morreu e ela tem de ficar a ver os filhos das irmãs a brincar.
Eğer bir adamın sevdiğinin açlıktan öldüğünü izlemek zorundaysa ona ne yapacağını kim söyleyebilir ki?
Se um homem tem de ver os seus entes queridos a passar fome, quem pode afirmar o que ele fará?
Halen her iki gözü ile TV izlemek için mümkün olacak.
Ele ainda vai ser capaz de ver televisão com os dois olhos.
Sen izlemek.
Vocês vão ver.
Film izlemek için 5 saat önce çıkmışlardı.
Eles saíram para ir ao cinema há cinco horas.
O sıkı sıkı inandıki ben onları izlemek için oradaydım, Ve davranışlarına bakmak için.
Ele acreditava piamente que eu viera à Terra com o intuito de os observar e para reportar, lá em cima, o seu comportamento.
Üst kattaki küçük televizyonda izlemek istemiyorum!
Eu não quero vê-la lá em cima numa televisão pequena!
Alt kattaki büyük televizyonda izlemek istiyorum ben!
Quero vê-la cá em baixo numa televisão grande.
Dizimi izlemek istiyorum!
Quero ver a minha série!
İnsanlar ucubeleri izlemek için güpegündüz gelmez. Akşam olunca gelirler.
Ninguém vem ver aberrações de dia, só à noite.
Çoğu izleyici için izlemek zor olur.
Demasiado difícil para a maioria dos espectadores.
- Çocuklarla izlemek için sabırsızlanıyorum.
Mal posso esperar para ver com os filhos.
Kimse sizin ileri - geri dört saat boyunca gidip gelmenizi izlemek istemez.
Ninguém vos vai querer ver a ir e a vir por umas malditas 4 horas.
Megan elbette açık saçık bir film izlemek isteyecekti.
Claro que a Megan ia querer ver um filme ordinário.
Televizyon izlemek yerine yemek yerken birbirlerine gülümseyen insanlar var mı?
Há pessoas que jantam e sorriem umas para as outras em vez de verem televisão?
Bu iş başladığından beri sivil giyimli bir adamı Lord Gillingham'ın Albany'deki yerini izlemek için tutuyorduk. Bana Bayan Bates'in orada dolanırken görüldüğü söylendi.
Desde que isto tudo começou, puseram um homem à paisana a vigiar na casa do Lorde Gillingham em Albany, e agora disseram-me que a Sra. Bates foi vista lá, a vaguear.
Tekrar çıkmasını izlemek istiyordum!
Mas eu queria vê-lo crescer.
Bunu izlemek istemiyorum.
Está bem. Não posso ver isso.
Eski sevgililerimden biri birkaç yıl önce bu grubu izlemek için beni peşinden sürüklemişti.
Um ex-namorado arrastou-me para ver esta banda há uns anos.
Birileri o kızları izlemek zorunda.
Alguém tem de ver as miúdas.
- Ben de izlemek istiyorum.
Também quero ver.
Gotham izlemek, mutlak kaosun hemen kenarında olmaktır bu yüzden gerçekten harika bir serüven olacak.
Ver Gotham cair do limite para o caos absoluto será um caminho fascinante.
Kayak uzmanlarının karda süzülüşünü izlemek için burada olmak zorunda mıydım?
Precisava de estar a ver um bando de coelhos excitados?
Eski erkek arkadaşınla arandaki psikodramayı izlemek için iki saat yol gelmedim.
Sabes uma coisa? Não viajei duas horas para ver novelas com o teu ex.
Cochran'ın karını sikmesini izlemek hoşuna mı gidiyor?
Gosta de ver o Cochran comer a sua mulher?
Senin kısmını izlemek fiziksel olarak acı veriyor.
Porque é doloroso assistir à tua parte.
Senin anne oluşunu izlemek istiyorum.
Vou adorar ver-te ser mãe.
Bizim vurulmamızı izlemek istemez, değil mi?
Ela não quer ver-nos ser alvejados, pois não?
Senin kaderin de aziz bir şehit olarak bizi yıldızlardan izlemek için mi yazılmış?
E tu? Destinado a observar das sombras, um mártir nobre?
Göz kulak olmakla sinsice izlemek arasında ince bir çizgi var.
Sabes... existe uma linha entre "guardar" e perseguir.
Onun ölmesini izlemek hoşuna gitti çünkü sen söyle bir pisliksin!
Gostaste de vê-la a morrer, pois é o tipo de lixo que és!
Biliyorum. Sevgilinin bacaklarının arasında süpürge sopasıyla koşuşunu izlemek unutulacak bir şey değil.
Ver o nosso namorado correr com uma vassoura entre as pernas não é algo que se possa esquecer.
Asagi inip bir kova margarita almak rulet tekerinin her tarafini kusmuga bogana dek dans etmek ve her yere yayilisini izlemek.
Quero descer, pegar um balde de margaritas, dançar até vomitar na roleta russa e ver espalhar para todo o ldo.
Ama oturup izlemek zorunda mıyım?
Devo ficar aqui sentado, a ver?
Eric, ne kadar zor olduğunu biliyorum fakat kanunu izlemek zorundayız.
Eric, sei que isso é difícil, mas temos de seguir a lei.
Seni yok etmek istiyor ya da kendini yok etmeni izlemek istiyor.
Ele quer destruir-te, ou ver-te a destruíres-te.
Eğer kardeşini bırakırsam sana gelecek ve tek yapmam gereken onu izlemek olacaktı.
Pensei que, se deixasse o teu irmão fugir, ele iria a correr ter contigo e eu só teria de segui-lo.
Kim sevdiklerinin çürümesini izlemek ister?
Túmulos com janelas. Quem quer ver os entes queridos a apodrecer?
Kim ölüleri izlemek için bu kadar zahmete girer?
Porque se dariam a esse trabalho? Só para vigiarem os mortos.
- Walking Dead'i izlemek istiyorum!
Eu quero ver "The Walking Dead"!
Bu hoşuna mı gidiyor Lester? İzlemek.
É isso que gosta de fazer, Lester, observar?