Izliyor musun Çeviri Portekizce
235 parallel translation
Onlari sabahlari izliyor musun?
Tu vê-los de manhã?
- Dikkatle izliyor musun Freddie?
- Estás a observar bem, Freddie?
Hayır, televizon izliyor musun?
Estás a ver televisão? Os reféns ainda estão lá.
David'in röportajlarını izliyor musun?
Está vendo muitas entrevistas do David.
California politikasını izliyor musun Julian?
Interessa-te a política da Califórnia, Julian?
Ve adam kıza doğru döner. Şimdiye kadar izliyor musun?
Então o tipo vira-se para a Heather.
Haberleri izliyor musun?
Estás a ver o telejornal?
Hala izliyor musun?
Ainda estás aí?
Tüm iletişim uydularını izliyor musun? Pozisyonlarını biliyor musun?
Segues os satélites de comunicações, conheces as posições?
Johnny, programı izliyor musun bari?
Então Johnny, tens visto o programa? Sim?
Geraldo'nun şovunu izliyor musun? - Ne?
Vêem o programa Geraldo?
Televizyon izliyor musun?
Estás a ver televisão?
TV'yi izliyor musun?
- O que se passa, Reme? - Viste na televisão?
Onları izliyor musun?
Tu observa-los?
- Bu insanları izliyor musun?
- Observas essas pessoas?
Sen de izliyor musun?
- Também vês? - Não.
- Evet, sen de izliyor musun?
- Estás a ver isso?
- Bahar topu izliyor musun?
- Segue o springball?
Kanal 8'i izliyor musun?
Está a ver o Canal 8?
Onu izliyor musun?
Está a vigiar?
Beni izliyor musun?
Estás a seguir?
- Vision TV'yi izliyor musun?
- Vês a Vision TV?
David, izliyor musun?
David, está assistindo?
George, sen hiç gösterileri izliyor musun?
Costuma assistir às audições, George?
Meşhurları izliyor musun?
Então, George... Já viu alguém famoso?
Evet, izliyor musun?
Agora, observa.
Duruşmayı izliyor musun?
Liga a televisão. Estás a ver as audiências?
- Bunu sen de izliyor musun?
- Está a ver isto?
Lenny, izliyor musun?
Lenny, estás a ver isto?
Onun çizgisini izliyor musun?
Estás a seguir a linha dele?
O diziyi gerçekten izliyor musun?
- Costumas seguir a série?
İzliyor musun?
Está a prestar atenção?
İzliyor musun?
Estão me olhando?
İzliyor musun? Topu öldüreceğim!
Estão me olhando?
Beni izliyor musun?
Estás a ver-me?
- İzliyor musun?
- Estás a ver isto?
Sen dikkatsizce yürümek. - Oprah'ı izliyor musun?
- Vais ver a Oprah?
İzliyor musun bunu?
- Estás a ver isso?
— İzliyor musun?
- Estás a ver?
- İzliyor musun?
- Estás a ver?
İzliyor musun?
- Estás a observar?
Bunu izliyor musun?
Agora vê esta.
İzliyor musun?
Estás a ver?
İzliyor musun dostum?
Estás a ver, Johnny?
Şimdi izle. İzliyor musun?
Agora, repara.
İzliyor musun?
Observa os meus golpes.
İzliyor musun?
Faz-Ihe a vontade. - Estás a ver?
Televizyonu açar mısın? İzliyor musun?
Podes fazer-lhe a vontade?
- İzliyor musun?
- Está a olhar?
Monitörleri izliyor musun?
- Está a ver os seus monitores?
İzliyor musun?
Tu ficas a ver?