Içerde Çeviri Portekizce
2,700 parallel translation
Silah sebebiyle içerde tutabiliriz ama Bayan Delgado'nun balistik sonucu silahla eşleşmiyor.
Podemos detê-lo por posse de arma, mas a balística não coincide com a da arma da Sra. Delgado.
Dolandırıcılık, yolsuzluk, evrakta sahtecilik ve büyük bir hırsızlıktan içerde yatmış.
Já esteve preso por fraude bancária, desvio de fundos, falsificação e roubo.
.Hayır, içerde kimse yok ama yaşlı acınacak ben
- A Effy está? Não, não está aqui ninguém além daqui a cota horrorosa.
Yukarda başka şeyler de var mı, içerde bir kaç Alman Chitty Chitty Bang Bang?
Tem mais o que lá? Pornô alemão no Calhambeque Mágico?
Neden burada dışarıda benimle konuşuyorsun içerde erkek arkadaşınla konuşmak yerine?
Mas pensa nisso... porque tu estás aqui fora, a falar comigo, invés de estares lá dentro, a falar com o teu namorado?
Zaten içerde olduğunuzu söylüyor.
Ele diz que você já está lá dentro.
Tamam, içerde görüşürüz.
- Tudo bem, vejo-te lá dentro.
Ya içerde bebek varsa ve yangın çıkmışsa?
E se estiver um bebé lá dentro e houver um incêndio?
Kafatasını ne deldiyse, içerde kıymıklara ayrılmış olmalı.
O que quer que seja que perfurou o crânio lascou-se no interior.
Bence müzik terapisi hastalar dinlemek için içerde olurlarsa daha etkili olacaktır.
Vai descobrir que a musicoterapia é mais eficaz se os pacientes estiverem cá dentro para a ouvir.
Sesi içerde.
A voz dela está ali. Código cinzento.
Sesi içerde.
A voz dela está ali! Não!
Aslında erteleyebiliriz ama bu Jennifer'ı bir ay daha içerde tutar. Endişelenme.
Podemos adiar, mas assim a Jennifer passaria mais um mês detida.
Bir dakika, adamımız, Bobby'nin adam kaçırmadan içerde olduğunu söylemedi mi?
O gajo disse que ela estava metida num rapto agora?
Silahlı hala içerde.
O atirador ainda está no prédio.
Abim var içerde
O irmão mais novo. Faz 3 anos
Hala içerde birileri var mı?
Então, não há mais ninguém lá dentro?
- Ryan, içerde tutuşan sendin.
Ryan, estavas possesso ali dentro.
İki yatak odalı hem içerde hem dışarıda salonu olan ev.
A casa com dois quartos com terraço.
- Luke içerde misin?
- Luke, estás aí? - Olá, pai.
içerde.
- Entrou.
Pekala, ben oteli ararım. Belki içerde yapabilirler.
- Ligarei para o hotel, podemos fazer lá dentro.
- Oh, evet. Açık saçık bir açık büfe var içerde.
Tem muitas revistas pornôs e nojentas lá dentro.
Ama aynı zamanda içerde buna ihtiyacı olan bir adam var.
Mas também há um homem lá dentro esperando por ele.
İçerde adamları varmış.
Até queria que eu alinhasse.
İçerde ne yapacaksan, hızlı olsan iyi edersin.
Despache-se com o que quer que estão a fazer aí.
İçerde ne oluyor?
O que está a acontecer ali dentro?
Biraz sessiz olur musunuz? İçerde toplantı yapılıyor şu an.
Sr. Recep, silêncio, por favor.
İçerde durursanız, bir şey olmaz.
Se ficarem aqui dentro, estão protegidos.
İçerde iki tane koca herif var. - Silahlılar.
- Estão 2 grandalhões lá dentro.
İçerde adamları var.
Eles têm tipos aqui.
İçerde misin?
Estás dentro?
İçerde.
Está lá dentro.
Donnie'nin içerde yaptıkları ile ilgili.
Que o Donnie disparou em alguém.
İçerde tutulanları kurtarmalı ve bu operasyona bir son vermeliyiz.
Temos de salvar os que estão aprisionados. E temos de acabar com esta operação.
İçerde bir şey görüyordun. Ne görüyordun?
Estavas a ver algo ali, o que estavas a ver?
İçerde keskinleştirilmiş bambu çubuklar bulurlar
No interior, há um bambu afiado.
İçerde.
Está ali.
İçerde oyun oynuyor. İçeri giremezsem kaybedecek.
Está a jogar... se não for ter com ele, ele perde.
İçerde kurşun parçası bırakıp da gününüzü mahvetmek istemeyiz.
Não queremos que fragmentos de bala dêem cabo do seu dia.
1. kaleye ulaşıyor! İçerde.
Ele chega à primeira base no limite!
- İçerde biri çığlık mı atıyor?
- Não ouves alguém a gritar?
İçerde ufaklığı koltuğundan çıkarmaya çalışırken araç "rafting" yapmaya kalktı.
Eu lá dentro, a tentar tirar um miúdo da cadeira, quando a carrinha, se põe a fazer rafting.
Tamam.. İçerde olacağım.
- Estarei aqui.
Konu açılmışken, içerde harikaydın.
Para que conste, dominaste aquilo.
Cruz Soto uzun süredir içerde.
O Cruz Soto está na prisão há muito tempo.
İçerde olmaktan daha iyidir.
Na verdade odeio limpar. Mas melhor do que estar lá fora.
İçerde tansiyon biraz yüksek gibi. Mm.
- Parecia meio tenso.
İçerde adam var.
Homem no andar.
- İçerde güvendesin.
- Estás cá dentro, estás segura.
İçerde kalsın.
Põe para dentro, põe para dentro.