English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ I ] / Işci

Işci Çeviri Portekizce

2,177 parallel translation
Tüm işçi sınıfına ve özellikle Sovyetler Birliği'nin başı çektiği sosyalist bloğa destek vermek için bağırdığımız bir slogandır.
uma proclamação que conta com o apoio e compreensão de todos os povos do mundo, em especial do campo socialista encabeçado pela União Soviética.
Aramızda, bu Meksikalı işçi çocuğunun barmenimizin rastgele seçtiği şarapların neler olduğu bilemeyeceğine dair bahse girmek isteyen var mı? Lanet olsun.
Quem é aqui quer apostar algum dinheiro, em como este mexicano, filho de trabalhadores do campo imigrantes, não consegue adivinhar que tipo de uvas estão nestes vinhos que a nossa gentil barmaid seleccionou pessoalmente?
İşçi sınıfı...
A classe trabalhadora...
Bu kiliseye bağlı olan işçi sınıfı farklı olduğumuz için bize güvenir.
A classe trabalhadora desta paróquia confia em nós para sermos diferentes.
Dalian'daki telefon hatları neredeyse yerleştirildi. Çalıştırdığınız bir işçi parasına bunun gibi 3 tane daha kiralayabilirsiniz.
Assim que as linhas telefónicas para Dalian estiverem instaladas, poderá contratar três jovens locais como ela, pelo que paga a um empregado japonês aqui.
İşçi.
É um operário.
Kabul edin, orada sınıf işçi sınıfından ödü patlıyor. Kendi oturma odalarının güvenliği için yedi çeşit alarm taktırıyorlar.
Admita-o, a classe média diverte-se ao ver a classe trabalhadora degladiar-se a partir da segurança das suas salas-de-estar.
Başka bir işçi arı olmak istemiyorum.
Não quero ser mais uma abelhinha trabalhadora.
Pennant geçen ay işçi sınıfı kulübü Tyneside'taki çatışmada ağır şekilde adam yaralamak ve kavgadan suçlu bulundu.
Pennant foi considerado culpado de assalto e lesões corporais graves após um confronto num clube de trabalhadores em Tyneside o mês passado.
Yoksa başka bir işçi mi bulmamı istiyorsun?
Ou tenho de encontrar outra pessoa?
İşçi sınıfı.
O proletariado, amigo.
Hepsi de ya işçi ya da sıradan işlere sahiplerdi.
Estavam desempregados ou tinham trabalhos baixos.
Siemens de calisrken SS nin isci aldigini duydum.
Estava a trabalhar na Siemens quando ouvi que as SS estavam a recrutar.
Sen ayrıldığında ben işçi sayfasında çalışıyordum.
Quando saíste, eu ainda estava nas páginas de emprego.
Üç yıldır işçi muhabirimiz yok.
Não temos um repórter de emprego há uns três anos.
Bruce Sokağı'ndaki işçi mekanını biliyor musun?
Conheces o estábulo na Rua Bruce?
Bir yetkili çıkıp işçi lokavtını haklı çıkarıp World Series'i iptal ediyorsa o spora nasıl bağlanabilirsin ki?
Como podes apoiar um desporto, cujo comissário apoia um problema laboral e cancela o campeonato mundial?
Scofield bizi buraya yollamış, köle işçi olarak çalıştırıyor.
Scofield trouxe-nos aqui para fazer trabalho manual, trabalho escravo.
Buraya her gün yaklaşık 8000 kayıtsız işçi geliyor.
Temos aqui, diariamente, uns 8000 trabalhadores desconhecidos.
Dubai az sayıda doğal kaynaklara sahip, ancak petrolden sağladığı parayla Dünya'nın dört bir yanından malzeme ve işçi getirtebiliyorlar.
O Dubai tem poucos recursos naturais, mas, com o dinheiro proveniente do petróleo pode importar milhões de toneladas de material, e trabalhadores de todo o mundo.
İşçi salonunda yatak takımı arıyorduk ve bunları buldum.
Estávamos à procura de camas na sala de estar dos empregados e encontrei isto.
Para kazanmalı ve yasal işçi olmalıyım.
Vou fazer algum dinheiro e vou legalizar-me.
Kaçak işçi olmak riskli değil mi?
E ser um ilegal já não é arriscado?
27 yaşında. Cabrera Granite'in inşaatında sıradan bir işçi.
Está a trabalhar na Cabrera Granite Construction.
Tesiste bin işçi var.
Tenho mil trabalhadores nesta fábrica.
13 işçi de kimyasal yanıklar ve zehirli gaz soluma nedeniyle tedavi görüyor.
Outros 13 trabalhadores estão a ser tratados a queimaduras químicas e inalação de fumos tóxicos.
Ama onu işçi kampına gönderecekler.
Vão enviá-lo para um campo de trabalho...
Bir kaç işçi tuttum.
Fui buscar uns homens para me ajudar.
İşçi tutmak zorundaydın...
Veio até a vila contratar lavradores?
- Artık işçi almıyorum.
Não contrato vagabundos.
Birkaç işçi beni dövdü ve kameramı aldılar.
Dois trabalhadores deram-me uns murros e roubaram a minha máquina.
Üyelik kartının geri ver. İşçi Partisi'nin yüz karasısın sen.
Devolve a tua carteira, tu não mereces continuar no partido dos trabalhadores.
Annesi fabrikada işçi ve yalnız yaşıyor.
Pouco se sabe sobre essa operária que cria sozinha a filha e o bebé.
Peki ya bu kadar işçi?
Então e os trabalhadores?
Yaklaşık bir saat önce iki işçi iletişim merkezinin temellerini kazarken çok ilerlemiş seviyede çürümüş dört ceset buldular.
Acerca de uma hora, dois trabalhadores que estavam a prefurar as fundações da Empresa. Apareceram com os corpos em avançado estado de decomposição.
Daha fazla kötü haber. Yeni bir işçi bulman gerekecek.
Mais más notícias : terá de arranjar um novo empregado.
Beni bir işçi için terk ediyor.
Ela está a trocar-me por um faz-tudo.
Ancak zamanla, maden şirketi ve onların işçi-bilim adamı çalışanları ezeli düşmanlar haline geldi ve vahşi bir sivil savaş patlak verdi.
Com o tempo, a empresa mineira e os seus trabalhadores-cientistas tornaram-se inimigos ferozes e deu-se uma violenta guerra civil.
Ya ben sana yüksek bir bono davasını henüz bitirmiş olduğumu söleseydim bu da centilmenler klübüne cüce striptizcilerin işçi olarak alınmasına bir son vermek demektir.
E se eu vos contar que acabei um caso importante que envolveu um clube de cavalheiros que tentou rescindir o emprego de uma bailarina com nanismo, pois ela...
Yani Sandover çalışanlarını iyi birer işçi olması için teşvik ediyor.
O Sandover está a ajudar no limite... Atingindo empregados exemplares.
Kusursuz işçi arılar.
Abelhas trabalhadoras perfeitas... exactamente.
Güzel sayılır ve işçi sınıfından biri gibi görünüyor.
Ela é muito bonita, e, sabes, tipo da classe trabalhadora.
Karardan hoşnut olmayan varsa, GemCo işçi alımı yapıyormuş diye duydum.
Se alguém não gostar, ouvi dizer que estavam a contratar pessoal na GemCo.
Her tuğla, her işçi her bir malzeme parçası neler yaşağığımızın canlı kanıtıdır.
Cada tijolo, cada homem, cada corte de tecido... são os testemunhos... do que temos representado até ao presente.
Çok fazla işçi çıkardık.
Despedimos demasiados operários.
Dürüst, işçi sınıfı Derby taraftarlarının tercihini de.
Sei qual os adeptos honestos da classe trabalhadora do Derby também prefeririam.
Sen işçi sınıfına aitsin.
És uma pessoa da classe trabalhadora.
Sadece ben de değil, buradaki her işçi.
E não sou só eu, são todos os trabalhadores aqui.
Oysaki sonunda, Wal-Mart, işçi birliklerindeki 350.000'den fazla hayat sigortalı kişiyi işten çıkarttı.
E, como se verificou, a "Wal-Mart" fez mais de 350.000 apólices de seguros de vida no pessoal e nos associados.
Bakın, Bank of America gibi şirketler için kurtarma yardımı sağlıyorsak, onlar da en azından Amerikan işçi ve şirketleri fonlarını kullanabilmeliler.
Olha, se nós, os contribuintes, vamos prover um resgate às empresas como o "Bank of America", então no mínimo o que podem fazer é utilizar esses fundos nos trabalhadores americanos e nas empresas.
İşçiler, ülkede işten çıkarılan on binlerce işçi için ulusal sembolü haline geldi.
Os trabalhadores tornaram-se num símbolo nacional para milhares de trabalhadores demitidos em todo o país.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]