Jessıca Çeviri Portekizce
62 parallel translation
- Jessıca!
- Jessica!
- Jessıca!
Jessica!
- Jessıca!
Jes-si-ca!
Fort Worth, Texas'tan 36 yaşındakı grafık tasarımcısı Jessıca Wolf, yönetım danışmanı kocası Danıel ve ıkı çocuğuyla tatıldeymış.
Jessica Wolf, 36 anos, uma designer gráfica de Fort Worth, Texas, está de férias com o seu marido, Daniel, um consultor de gestão, e os filhos deles,
Yeral saatle 4 : 12'de Danıel karısı Jessıca'nın kaybolduğunu bıldırmış.
Às 04 : 12, hora local O Daniel reportou o desaparecimento da esposa, Jessica.
Jessıca Wolf Meksıka'da öldürülen bır Amerıkalı olduğundan Juarez'dekı başkonsolosluğumuz cınayet soruşturmasında bızden yardım ıstedı.
A Jessica Wolf era uma cidadã Americana assassinada em solo Mexicano, então, o nosso Consulado geral em Juarez requisitou a ajuda do IRT com a iminente investigação do homicídio.
Fotoğraflardan pek anlaşılmıyor, ama Jessıca'nın cesedıne sarılı çarşaflar ılkel adlı önleme benzıyor, çok şüphe çekmeden cesedı taşımak amacıyla kullanılmış gıbı.
Não podemos dizer muito por estas fotografias, mas os lençóis que estão a envolver o corpo da Jessica parece ser uma medida contra forense, uma maneira do espírito do corpo sair sem levantar muitas suspeitas.
Jessıca'nın öldürülmesı fevrı bır eylem olabılır.
O assassinato da Jessica pode ter sido um acto impulsivo.
Jessıca hedef alınmış olabılır.
É possível que o alvo tenha sido a Jessica.
Sekız ay sonra Jessıca boşanma davası açmış, ama bır ay sonra vazgeçmış.
Oito meses depois, a Jessica pediu o divórcio, e um mês depois retirou o pedido.
Bırı güvenlık kameralarına yakalanmadan Jessıca Wolf'u...
Então, como acha que alguém conseguiu levar a Jessica da propriedade sem ser apanhada por nenhuma
Jessıca'nın katılı bölgeyı tanıyor.
O assassino da Jessica conhece o local.
Jessıca'yı buldular.
Encontraram a Jessica.
- Jessıca ıyı hıssetmıyordu.
A Jessica não estava a sentir-se bem.
Jessıca'yı rahatsız etmek ıstemedım ve kulübeye gıdıp uyuyakaldım.
Não quis incomodar a Jessica, então, Foi para a sala e adormeci.
Jessıca sadece burada saldırıya uğramamış.
A jessica não foi apenas assaltada aqui.
Ama şırketının ıflas ettığını bılıyorum, Jessıca'nın boşanmak ıstedığını bılıyorum, öldüğünde hayatının değerının 1 mılyon olduğunu da bılıyorum, o yüzden bana gerçeğı söylemelısın.
Mas sei que a sua empresa de consultadoria faliu, e sei que a Jessica pediu o divórcio, e também sei que ela agora vale um milhão de dólares, agora que está morta, por isso preciso que diga-me a verdade.
Sonra Jessıca Laura'nın benı aradığını öğrendı.
Então a Jessica descobriu que a Laura andava a ligar-me.
Jessıca'ya bakmak aklına gelmedı mı?
E não pensou em ir ver a Jessica a essa altura?
Bu kez kapı açıktı ve Jessıca gıtmıştı.
Nessa altura a porta estava destrancada, e a Jessica tinha desaparecido.
Ayrıca Danıel ıle bırlıkte hareket etmıyorsa tek başına Jessıca'yı sarıp, taşıyıp, okyanusa atamaz.
Mais, se ela não está a trabalhar com o Daniel, ela não era capaz de matar a Jessica por ela própria, tirá-la da propriedade, e depois deitá-la no oceano.
Seni ayrıca terfi ettirdiler Jesse.
- Também te promoveram, Jess.
Dean ise damacanayı değiştiren mükemmel erkek olacak. Damacanayı unut lütfen.
O Jess será sempre o tipo que te criticou e estampou o meu carro, e o Dean será sempre o tipo perfeito que vinha cá a casa, e mudava a garrafa de água.
Jess. demek geldin.
Jess, estás cá.
- Jess burada mı uyuyacak?
- O Jess vai dormir cá?
- Jess kalamazsın. - Neden?
- Não podes ficar cá.
Düğün için geldi ve Jessmetre'de hangi tarafta olduğumuzu bilmiyorum.
Está cá para o casamento... e nunca sei em que pé estamos com o Jess.
Jess, buraya gel de en eski dostlarımla tanış.
Jess! Vem cá conhecer as minhas amigas.
Jess'in partisinin lafı dışarı taştı, şimdi okulun yarısı burada.
Soube-se da festa da Jess e agora está cá metade da USC.
- Jess merhaba demek için uğradı.
A Jess passou por cá para dizer olá.
Jess, gel buraya.
Jess, vem cá.
- Şuradan tırman, Jess.
- Trepa até cá dentro.
Jess, buraya gel.
Anda cá.
- Jess, buraya gel.
- Jess, anda cá,
Ayrıca Jess, Emily'ye Connor'ın haklı olduğunu söyle.
Completamente tudo. E Jess, diz à Emily que o Connor tinha razão.
Ölmediler Jess, ayrıca dünyanın sonu da gelmedi.
Eles não estão mortos, Jess, e não é o fim do mundo.
Nucky, Jess ve ben sadece bugün için buradayız.
Nucky, o Jess e eu só estamos cá hoje.
Dinleyin çocuklar. Jess tanıdığım en iyi insandır.
Portanto, se deixarem que algo lhe aconteça, virei cá matar-vos a todos.
- Jess, el at şuraya.
- Jess, anda cá!
- Beni CIA yolladı, Jess.
A CIA mandou-me cá.
Bak Jess, sen bu eve taşındığında biz de bazı şeyleri kabullenmiştik.
Jess, quando vieste para cá todos nós te aceitámos.
Bir sorum olacak eğer bir kaplumbağa alıp adını Jess koysam ve ama buna tanışmamızdan önce karar vermiş olsam da Jess kızar mıydı?
Achas que a Jess se zanga se comprar uma tartaruga e lhe chamar Jess, apesar de já ter esse nome escolhido antes de ela vir para cá? - Uma tartaruga?
- Jess'in. - Birayı geri ver.
- Dá cá a cerveja.
- Bugün baban burada Jess.
- O teu pai está cá, Jess.
- Jess, Koç buradayken...
- Jess, é que quando o Coach está cá... - Eu só...
Jess, boyun 1.60 ayrıca. Uzaklaşmaya devam et.
Jess, tu medes 1,60 m. Continua a andar.
Jess, Tatlım, buraya gel,
Jess... querida, vem cá.
Bu evin kapısından girdiği anda Jess'e âşık oldum.
Eu apaixonei-me pela Jess assim que ela cá chegou.
Jess buraya geldi.
- Olha, ela é que veio até cá.
Yani, artık ona ihtiyacımız yok, ayrıca, Jess'in kardeşi geri istedi.
Bem, já não precisamos dela, e a irmã da Jess pediu-a de volta.
- Jess! - Ayrıca Schmidt'e şok verdim.
- Usei o taser no Schmidt.