English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ J ] / Jeté

Jeté Çeviri Portekizce

110 parallel translation
"Tour Jete" mi?
Um "tour jeté"?
Geril ve jete!
Lancem-se no jeté!
Az önceki bale hareketinin şokundan kurtulacağım.
Estou a recuperar do grand jeté que fizeste aí.
Glissade, jeté, glissade, jeté, tombé, coupé, pas de bourrée, brisé.
Glissade, jeté, glissade, jeté, tombé, coupé, pas de bourrée, brisé.
Glissade, jeté...
Glissade, jeté...
Yaptığım Grand Jeté'yi gördünüz mü?
Viram meu "Grand jeté"?
Şu adamın yaptığı hareketler. Onlara ne deniyordu? - Jete.
Jetés.
Helikopter isteyelim, çatıya indirsinler ve helikopterle jete gidelim. Ve bu ülkeden defolalım.
O helicóptero aterra no telhado leva-nos ao jacto e piramo-nos do país.
Helikoptere karşı bir rehine. Jete karşı bir rehine. Karımı getir, ben de sana bir rehine daha vereyim.
O helicóptero dá-lhe direito a um, o jacto a outro e a mina mulher a outro.
Bu genç adam size özel bir jete kadar eşlik edecek.
Este homem o levará até uma avião privativo especial.
Ben o jete girip konuşana kadar, yakıt ikmali ile onları oyalayacaksın.
Quando tivermos o jacto no chão, quero que comeces a reabastecer, até nós entrarmos a bordo.
Bir jete atlayıp Tokyo'ya gidin ve şirketin sahibine sorun.
Apanhem um jacto para Tóquio e perguntem ao presidente.
Jer, jete yakıt ikmali yaptım ve şu anda Seattle'daki pistte duruyor.
É aqui que nós nos reunimos.
Jer, jete yakıt ikmali yaptım ve şu anda Seattle'daki pistte duruyor.
Jer, tenho o jacto a postos na pista de Seattle.
Biz konuşurken, jete yakıt ikmali yapıyorlar.
Já estão a atestar o jacto.
Gevşek durmalısın. Gevşe. Ayakların ayrık dursun.
Tens de estar solto... relaxado, com os teus pés afastados e... 10 : 00, 2 : 00... um quarto para as três, tour jete... twist, por cima, pas de deux.
Saat iki, üçe çeyrek var, ve uçur onu!
10 : 00, um quarto para as três, tour jete, twist. Sou um pequeno bule E deixa-a voar.
Jete yakıt koy.
Manda pôr combustível no jacto.
Chloe'nin ailesi kendi jetlerine sahip ve ben daha bir jete binmedim.
Os Pais da Chloe... têm um jacto privado. Eu nem sequer ainda entrei num jacto.
- Ne haber? Neredeyse yukarıda bir jete bindiriyordum.
Por pouco, espetava-me num jacto.
- Seni jete götüreceğim.
- Levo-te ao jacto.
Eğer bir sonraki jete binersek onu geçebiliriz.
Sam, contacta os pais. Danny, tu vens comigo.
Jete baskın yapıldı, biliyor musun?
Sabes dos agentes que assaltaram o meu jacto?
- Sağ ol Abby. - Küba'ya gideceğin ve jete bineceğin için çok heyecanlıydın.
Estava tão empolgado por ir a Cuba e voar no jacto.
Saat 17 : 00'de Ivan Curtis özel bir jete bindi.
Às 17 : 00 horas, o Ivan Curtis entrou num avião privado.
Jete haber verin.
Contacte o jacto.
Bu bizi jete götürecek.
Isto vai levar-nos ao jacto.
Merhaba. Miami'den New York'a gidecek bir jete ihtiyacım var.
Preciso dum jacto esta noite, de Miami para Nova Iorque.
Patron, özel jete yakıt kondu, hazır bekliyor.
O Roca está a sair. Chefe, o jacto que foi reservado reabasteceu e já está à disposição.
Tren yerine jete biner. Viski yerine votka içer haberleri gazete yerine radyodan öğrenir.
É aquele que prefere o avião ao comboio, o vodka ao uísque e gosta de saber as notícias pelo rádio e não pelo jornal.
bize yardım etmesi için birkaç F-16 ya da benzeri jete ihtiyacımız var. "
Precisamos que alguèm desvie alguns Fl6 ou algo do gènero para aí, ajudem-nos por favor. "
Hepsini, minik bir Cesna'dan en büyük jete kadar, tamam mı?
Tudo, desde um grande até um jatinho, certo?
Şansıma babamın özel jete ihtiyacı yoktu.
Felizmente o pai não precisava do G5.
Bayan, bu jete bindiğinde gizli bir yolculuk olacağı konusunda anlaşmıştım.
Minha jovem, quando fretei este jacto, foi-me prometida uma viagem discreta.
Katı bir "jete evet de" politikam vardır. Yani sorun ne?
Eu tenho uma política firme sobre dizer-que-sim-a-jactos, qual é o problema?
Söyledi ama jete ilk binenin Scott olacağını düşünüyorum.
Ele disse isso, mas... o Scott que eu conhecia teria sido o primeiro a chegar ao jacto.
Söyledi ama jete ilk binenin Scott olacağını düşünüyorum.
Ele disse isso, mas... o Scott que eu conheci seria o primeiro a estar no jacto.
Köprüyü geçip, jete bineceğiz. Bir daha da New Orleans Polisi'yle karşılaşmayacağız. Söz veriyorum.
À esquerda em Saint Claude, à direita em Montmartre, atravessamos a ponte, apanhamos o avião e nunca mais veremos a Polícia de Nova Orleães, prometo.
Sanırım jete ihtiyacım yok.
Acho que já não preciso do meu jacto.
Bir jete ihtiyacım var.
Preciso um avião emprestado.
- Siz jete binene kadar açıklayamayız.
Não podemos revelar até estarem no jacto.
Jete de bindiğimize göre nereye gittiğimizi söyler misiniz?
Agora que estamos no jacto, pode dizer-nos para onde vamos?
Jete asla yaklaştırmayacaklarını biliyorsun.
- Mais ou menos.
İlk kez özel jete biniyorum.
É minha primeira vez num jato particular.
Bugün jete versek bile galaya zamanında yetişmez.
Mesmo que a metêssemos hoje num avião, nunca passaria a alfândega a tempo da gala.
Sırt çantan bir jete mi dönüştü?
Será que a mochila se transforma num jacto?
Doğrudan havaalanına, direk geçeceğiz, ardından özel bir jete bineceğiz, hepsi Alexander'ın adına.
Directo para o aeroporto, papelada alfandegária, e um jato particular, tudo em nome do Alexander.
Uzay mekiğinden çok, kişiye özel bir jete benziyor.
Parece mais um jacto do que um vaivém espacial.
Hey, siz jete mi bindiniz?
Chegaram a viajar no avião?
Jete bayıldım.
Adoro este jacto.
Jete yakıt ikmali yaptır, gidelim.
Esqueceste-te de alguma coisa?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]