English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ J ] / Jürinin

Jürinin Çeviri Portekizce

738 parallel translation
Bu nedenle, sizi bilgilendiriyorum, sayın jüri üyeleri Peter Blood itiraf ettiğine göre kralımıza karşı bir vatan hainine yardım ve yataklık etmekten jürinin ve mahkemenin kararınca itiraf ettiği üzere, vatan hainliğinden ötürü asılmalıdır.
Assim sendo, instruo-os, cavalheiros do júri, que, visto que Peter Blood admitiu... ter ajudado um traidor ao vosso rei, a proferirem um veredicto de culpado, para que seja enforcado... pela alta traição que cometeu.
Jürinin saygıdeğer üyeleri, buradaki dava Amerikan demokrasisi ve bireyin haklarını koruyan sistemin davasıdır.
A democracia americana e o seu sistema de defesa dos direitos dos indivíduos perante a lei está em julgamento aqui, senhoras e senhores do júri.
Jürinin saygıdeğer üyeleri, elime gerçek olduğu anlaşılırsa bu davada kanıt olarak kullanılması gereken bir şey geçti...
Senhoras e senhores do júri... ... recebi um objecto... ... que, se for autêntico...
Jürinin saygıdeğer üyeleri...
Senhoras e senhores do júri...
Jürinin saygıdeğer üyeleri bir karara vardınız mı?
Senhoras e senhores do júri... ... já chegaram a alguma conclusão?
Onu asan jürinin tamamının ölmesi tuhaf.
É curioso que todo o júri que o enforcou esteja morto.
Git jürinin kararını getir.
Traga o papel dos jurados.
- Jürinin sağı solu belli olmaz.
- Nunca se sabe.
Jürinin avukatı suçlu bulduğunu görmedim.
Nunca ouvi falar de jurados que condenassem o advogado.
Tüm turlar bitti. Jürinin kararı... Lin McAdam ve Dutch Henry Brown arasında eşitlik var.
Uma vez que todas as rondas estão completas... os juízes decidem-se por um... empate entre Lin McAdam e o Dutch Henry Brown.
Aşık bir kadının aşığını görmeye kalkışmayacağına..... jürinin inanmasını bekleyemezsiniz.
Com certeza que não espera que o júri acredite que uma mulher apaixonada não se encontrasse com o seu apaixonado.
Michael Logan, jürinin kararını en adil şekilde..... ve kutsal adalete saygıyla verdiğinden kuşkum yok. Yine de, şahsen kararlarına katılmadığımı ifade etmek isterim.
Michael Logan, embora não tenha dúvidas de que o júri tenha chegado ao seu veredicto de forma justa e com respeito solene pela justiça, não posso deixar de expressar o meu desacordo pessoal com ele.
Jürinin kararını anlamadım, üstelik jürinin başkanı da sendin.
Está com um olhar apagado, Clay. Estou, não entendo o veredicto.
Kararı Jürinin vermesi gerekmiyor mu?
Quem tem de decidir é o Júri?
Evet? Jürinin kararını vermesi ne kadar sürer?
Quanto é que falta para o júri dar o veredicto?
Sorulara cevap verirken jürinin gözünün içine bakın.
Quando responderem, olhem os juízes nos olhos.
Üç yıl önce, önde gelen iyi bir genç CPA'yi izleyip yakaladım ve kendi denklerinden oluşan bir jürinin karşısına çıkardım.
Há três anos, andei atrás de um honrado e jovem contabilista e trouxe-o para ser julgado.
Sayın yargıç ve jürinin saygıdeğer üyeleri, bugün burada haklı cinayetimi savunmak istiyorum.
Excelência, membros do Júri, aqui dou entrada de uma apelação de homicídio justificado.
Jürinin bunu çok sevimli bulacağından eminim.
Estou certo que o Júri vai achar muito amável.
Tek umduğum jürinin sadece kadınlardan oluşması.
Espero que ele tenha um Júri só de mulheres.
Jürinin saygıdeğer üyeleri, önünüzdeki mahkuma 14 Ekim günü adı geçen Emily Jane French'i öldürmekle suçlandığı bildirildi.
Membros do Júri, o prisioneiro é acusado de, no dia 14 de Outubro, ter assassinado Emily Jane French.
Jürinin saygıdeğer üyeleri, ben bu davaya saygın dostum Bay Barton'la savcılığı temsilen katılacağım.
Membros do Júri, Eu actuo neste caso, junto com o meu distinto colega, Sr. Barton, pela acusação.
Jürinin saygıdeğer üyeleri, bir kadının "Disraeli'nin Hayatı" kitabını kendinden daha genç bir erkekle evlenmeyi düşünmeden de okuması mümkündür.
Membros do Júri, é possível que uma mulher leia "A Vida de Disraeli"... sem imaginar o matrimónio com um homem mais jovem que ela?
Herhalde jürinin kapıları dinleme alışkanlığınızın olduğunu düşünmelerini istemezsiniz.
Convenhamos, estou certo que não pretende sugerir ao Júri que estava a bisbilhotar.
Sayın yargıç, jürinin saygıdeğer üyeleri, iddia makamı, mahkum Leonard Vole aleyhinde büyük bir ustalıkla, gelmiş geçmiş en rastlantısal kanıtlardan oluşan suçlamasını sundu.
Excelência, membros do Júri, a acusação fez uma representação muito hábil contra o acusado, Leonard Vole, num caso com a maioria esmagadora de provas circunstanciais.
Jürinin saygıdeğer üyeleri, savunma Leonard Stephen Vole'u çağırıyor.
Membros do Júri, eu convoco Leonard Stephen Vole.
Sayın yargıç, jürinin saygıdeğer üyeleri, kapanış konuşmamı kısa tutacağım. Çünkü savcılığın Leonard Vole aleyhine kesin bir cinayet savunması yaptığına inanıyorum. Bu yüzden "suçlu" kararı mümkün olan tek sonuç olacak.
Excelência, membros do Júri, serei breve na minha exposição final... uma vez que considero provado claramente um caso de assassinato contra Leonard Vole, e que o veredicto de culpado seja a única conclusão possível.
Jürinin bütün üyeleri, bir karar vardınız mı?
Membros do Júri, todos estão de acordo com o veredicto?
Seni görmeye geldiğimde, hiçbir jürinin kocasının masumiyeti üzerine yemin eden, seven bir eşin ifadesine inanmayacağını söylemiştin.
Quando lhe disse que nenhum Júri acreditaria no álibi fornecido por uma esposa amorosa, não importa quantas vezes jurasse que ele era inocente?
Onun profesyonellik iddialarını reddediyorum, ve bu davanın büyük jürinin yargılaması için Halk Mahkemesi önüne getirilmesini talep ediyorum.
Eu discordo das suas reivindicações de profissionalismo, e peço que este caso seja levado ao Tribunal do Povo, para ser julgado pelo grande júri.
Avukatın son sözlerinin çıkarılmasını ve jürinin bu sözleri dikkate almaması konusunda uyarılmasını talep ediyorum.
Peço que esta observação da defesa seja apagada e o júri instruído a ignorá-la.
Jürinin size insaf göstereceğini sanmam.
Acredito que o júri não será piedoso com a senhora.
Savunmanın son sözlerinin kayıttan silinmesini ve jürinin bunları göz önüne almamasını istiyorum.
Exijo que as últimas observações do Advogado sejam apagadas do registo, e que o júri as desconsidere.
Cinayet davasına bakacak bir jürinin yarım günde seçilip yemin ettiğini pek görmemiştim.
Raramente vi um júri de homicídio ser seleccionado em menos de meio dia.
Delilik iddiamızı ciddiye aldığınızı jürinin de görmesini isterim.
Gostaria que o júri reparasse que julga que a nossa alegação tem algum mérito.
Efendim, jürinin burada verilen ifadeleri hakkını vererek değerlendirebilmesi için... önce bütün bu duruşmanın ardında yatan nedeni bilmesi gerekir.
Como pode o júri analisar com precisão os depoimentos aqui prestados, se não souber o motivo que há por trás de todo este julgamento :
Bay Biegler, en sonunda tecavüzü de davaya dahil ettiniz. Bence şimdi jürinin bütün ayrıntıları öğrenmesi gerekiyor.
Finalmente conseguiu introduzir a violação no processo... e penso que agora devem ser fornecidos todos os pormenores ao júri.
İtiraz ediyorum. "Av" sözcüğü, jürinin aklına kötü şeyler getirebilir.
Protesto. A palavra "ronda" foi usada para induzir o júri em erro.
Eğer mümkünse, jürinin kararını bu gece vermesini isteyeceğim.
Se possível, pedirei ao júri que anuncie o veredicto antes de anoitecer.
Mahkeme jürinin seçildiğine karar vermiştir.
A corte dá como terminada a escolha do júri.
- Ama jürinin kararı farklıydı.
- Mas o júri decidiu o contrário.
Jürinin saygıdeğer üyeleri.
Senhores da Corte!
Evet, jürinin sayın üyeleri. Bir aristokrat. Bunlar kötü zamanlar.
Senhores da Corte, vivemos anos obscuros, impregnados do materialismo científico!
Jürinin sayın üyeleri... kanunun herhangi bir yerinde... bu adamın durumuna uygun düşen bir bölüm var mı?
Bem, Senhores da Corte, há algo na letra... e no espírito da lei que não convenha ao drama do homem que têm na frente?
Kim, jürinin sayın üyeleri... kim, bu olayların kısa özeti içinde... izleyenlere dehşet veren bu belirsiz görüntülere... yerde yatan iki aşığın cesedine... bakarak bunlar günahlarının bedeliydi diyebilir?
E quem, quem Senhores da Corte, quem nesta apressada revisão dos fatos, poderia tristemente evocar o horror do qual foi presa a vista do acusado. Os dois amantes estavam ali, imundamente unidos. Ele a expressão mais vulgar do seu pecado.
Baylar, bu jürinin işi bitmiştir.
Meus senhores, o júri está dispensado.
- Umarım aynı jürinin karşısına çıkar.
- Espero que consiga o mesmo júri.
Jürinin karara varması... 40 dakika sürdü.
O júri levou 40 minutos para chegar ao veredicto.
Tok sesimi denedim, "Jürinin anlaması gereken..."
Fiz a minha voz de durão, sabes? "O que o júri deve compreender."
Jürinin önünde ağladığı için.
Porque chorou na frente do juiz.
- Bir hüküm verebilmek için Jürinin kararını okuyorum...
" O júri conclui que Bryce Chadwick, de 46 anos de idade,

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]