K2 Çeviri Portekizce
57 parallel translation
Sizi K1, K2 ve K3'e koyalım.
Creio que lhe vamos dar a K1, 2 e 3.
Heyetin lideri Albay Sör John "Kırık Tarak" Butler'dı. ... K2, Annapurna ve Vidal Kuaför gazisi.
O líder da expedição era o Coronel Sir John "Picuinhas" Butler, veterano do K2, Annapurna e Vidal.
Bu kadar parayı K2'ye çıkasın diye yatırmadık sana.
Não investimos dinheiro em ti para subires o K2.
İki mg ativan versek bu adam K2'nin zirvesinden daha soğuk olur.
Dois miligramas de Ativan, e este tipo apaga-se logo.
- Ve kaykayını istiyorum.
E a tua prancha K2.
Dönüşte seni K2 merkez kampına bırakabilirim.
Posso largar-te no caminho de regresso ao Acampamento do K2.
K2 denemesi için beraberinde 40 kişi var.
Tem 40 pessoas com ele, para tentar o K2.
K2'yi tırmanabilecek düzgün birine ihtiyaçları vardı.
Precisavam de quem escalasse o K2 e ficasse apresentável.
K2'nin tepesinde durup açılış uçağı tam üzerinden geçerken el sallayacak.
Ele fica no cume do K2 a acenar, enquanto o voo inaugural o sobrevoa.
Dört yıl önce, buraya K2'ye tırmanma hayaliyle gelmiştim.
Há 4 anos cheguei aqui com um sonho : o de escalar o K2.
İki yıl Everest'de, üç yıl K2'de.
Dois anos no Evereste, três no K2.
Nil, Galapagos adaları, K2.
O Nilo, as Galápagos, o K2.
Söylesenize Bay Kirby, K2'ye tırmandığınızda... ana kampı 7500 metrede mi, yoksa 9000 metrede mi kurmuştunuz?
Então, Sr. Kirby, diga-me. Quando escalou o K2, montaram o acampamento a 7.500 ou a 9.000 metros?
- Kaosun nedeni de bu oldu.
K2 mais k3 sobre k1.
Evet. K2 ile Büyük Set Resifi arasında uğruyorsun ve bir anda beni tanıyorsun değil mi?
Apareces entre o K2 e o Great Barrier Reef, e ficas a saber isso sobre mim, é?
Burada sorun istemiyoruz K2.
Não venhas fazer merda K2.
Bak, sorun istemiyoruz.
Vai embora K2. Não queremos que haja merda.
K 2, bu harika, devam et.
- Assim está bem K2, muito bem. Sou todo ouvidos.
Hey, K2. Bu benim doğum günü hediyem mi?
Ena K2, é para o meu aniversário?
K2 geldi.
O K2 está lá fora.
Dur, K2.
Não te mexas, K2.
K2, kızı bırak.
- K2, larga-a e espera lá em baixo.
Dediğimi duydun, aşağıda bekle. K2, bırak düşünmeyi.
K2, não penses, por favor.
- K2.
- K2?
K2 sizi almaya gelecek.
O K2 vai aí buscar-vos.
Hemen anladın K2. Çok etkilendim.
- És mesmo esperto, estou admirado.
Arttıran var mı?
Mais alguém está interessado, K2?
2 milyon dendi. İkiye katlayacak olan var mı?
2 milhões à esquerda para o K2.
K2?
- K2?
K2 silahını ver.
K2, dá-me a tua pistola.
Silahı ver dedim.
K2, a pistola, porra.
Şimdi ne yapıyoruz K2?
Que fazemos agora, K2?
Kurtlarla koşturduk K2'nin zirvesine tırmandık
Corremos com lobos, escalamos o K2.
K2 ve onun kardes zirveleri, tum diger zirvelerden cok daha fazla cana mal olmustur.
O K2 e os cumes vizinhos reivindicaram mais vidas que qualquer outros.
Bu dünyadaki ikinci büyük dağ, K2.
Esta é a segunda montanha mais alta do mundo, o K2.
K2'nin yüksekliği ne kadar?
- Que altura tem o K2?
Kısa vadeli kalsiyum modulin k2 yükseltecinin etkilerini inceleyebilirsem protein aşınmasının uzun vadeli potansiyel artışına geçebilirim.
Se desenvolvermos um amplificador provisório de cálcio modulina K2, podia fazer progredir a corrosão da proteína com incremento a longo prazo.
Beni K2'nin * tepesinde görmeliydin.
Devias ter-me visto a escalar o K2.
K2'ye oksijen desteği olmadan tırmanan birini ilk kez görüyorum.
O primeiro tipo que conheci que fez escalada livre no K2, sem oxigénio.
K2 değil ya, alt tarafı büyük bir tepe.
Não é a K2. É só uma grande colina, sim?
Kontrolü sıkılaştırın, K2-B4.
Reforça o teu controlo, K2-B4.
Turistlerin ıvır zıvırını K-2'ye çıkaran çocuklarla ilgili bir projeyi tamamlamam gerekiyordu.
Eu tive de terminar um projeto sobre os tipos que carregam as coisas dos turistas no K2.
Evet, burada ne yapıyorsun K2?
Sim, o que estás a fazer aqui, K2?
Hadi ama K2...
Vá lá, K2...
Benim numaramı ona kim verdi?
Quem deu o meu número ao K2?
- K2'da.
- Na chamada do K2.
- K2...
- K2...
K2 paketi kaybetti.
Perdeu um pacote.
Bu sabah senin yaptığın gibi değil, K2.
O que me leva a esta manhã, K2.
K2, buraya gel.
K2, anda aqui.
K2 mi?
O K2?