English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ K ] / Kahraman

Kahraman Çeviri Portekizce

11,400 parallel translation
Hayal gücü kıt, ama iyi niyetli devlet görevlileri karşısında yılmak bilmeyen cefakar kahramanımız.
O indivíduo duro que não recua perante a autoridade sem imaginação.
Kahramanımız varlığımızı bilsin.
Tens de dizer ao teu herói que existes.
FNG hala kötü adamları yakalamaya, büyük kahraman olmaya çalışıyor.
O novo tipo ainda tenta apanhar os bandidos e ser um grande herói.
- Evet, kahraman olmaya çalışma.
- Não te armes em herói.
Süper kahraman hapı.
Um comprimido de super-herói.
Kahramanımsın.
És o meu herói.
Merak ediyorum da, bu büyük rolü bizzat üstlenmiş olsaydın kahraman mı yoksa hain mi olurdun?
Pergunto a mim mesmo... Se tivesses assumido um papel maior, terias sido a heroína ou a vilã?
Silahsız bir adamı vurdun ve şimdi kendini kötü hissediyorsun. Çünkü kendine kahraman diyemiyorsun.
Mataste um homem desarmado e agora sentes-te mal por não poderes considerares-te um herói.
Hitler'in vekili Rudolf Hess'i Alman kahramanı ve şehidi olarak övüyor.
Elogiando o vice de Hitler, Rudolf Hess, como um herói alemão e um mártir.
Jamaikalı bir kahraman ve her daim kahramanımız.
Um herói jamaicano e o nosso herói para sempre.
İndir silahını kahraman.
Baixa a arma, herói.
Korkma kahraman, seninleyken tatlı ve nazik bir tutum seviyor olabilir ama benimleyken biraz daha sert bir tutum seviyor.
Não te preocupes, herói. Contigo talvez ela tenha gostado da gentileza, mas comigo, ela gostou das coisas mais à bruta.
İyi birini arıyor, cesur biri, kahraman.
Ela procura alguém bom, corajoso. Um herói.
Baban beni savaş kahramanı oğlunun amaçsız hareket ettiğini söylemek için aradığında Atlantik'in en iyi istihbarat bürosuna kabul edilmeni... -... sağlayan kişi kimdi?
Quando o seu pai me telefonou, a falar do seu filho herói sem protagonismo, quem é que te arranjou o melhor trabalho na agência de ambos os lados do Atlântico?
Basın utangaçlığı ve kahraman olarak anılmak istememesi nedeniyle Mildred sadece, 2008'deki ölümünden kısa süre önce bir röportaj vermiştir.
Apesar da timidez e de não querer ser considerada heroína, Mildred foi entrevistada pouco antes de morrer, em 2008.
Yani kahraman oldun.
Então és um herói.
Kahramanım benim.
Meu herói.
Sanırım herkes kendi hikayesinin kahramanı olduğuna inanır. Ama kahramanlar ya da kötü adamlar yoktur. İnsanlar sadece ellerinden geleni yaparlar.
Supôs que todo o mundo sentia-se um herói na própria história, mas não há heróis, nem vilões, apenas pessoas que fazem o melhor que podem.
Tek öğrendiğim Paul'un kahraman olmadığıydı.
Bem, tudo o que descobri foi, que o Paul não era um herói.
Duncan Paul'un nasıl öldüğünü öğrenmek istiyordu. Ama ihtiyacı olan şey ağabeyinin bir kahraman olduğuna inanmaktı. Böylece olayı ardında bırakabilecekti.
O Duncan queria saber como o Paul morreu, mas do que ele precisava era acreditar que o irmão era um herói para que o pudesse deixar ir.
- İhanet etmeyi reddettiğin insanların kahraman değil kötü adam olduklarını göstermek için.
Para o quê? Para mostrar-lhe que as pessoas a quem se recusa a trair não são os heróis. São os vilões.
Burada asıl kahraman Samaritan.
O Samaritano é aqui o herói.
- Kahramanım.
- Meu herói.
Kahraman olarak öleceksiniz.
Vai morrer um herói.
Bu kurguda, hepimiz kahramanın etrafında dönüyoruz.
Nesta ficção, giramos todos em torno do protagonista.
Kahraman birini öldürmüş olmanı kaldıramadın.
Não podias passar nem um dia a pensar que mataste um herói.
Biraz ceza aldım ama okulun kahramanı oldum.
Deram-me um sermão, mas fui a heroína da escola.
Önce savaş kahramanı olup, örnek niteliğinde bir ajan oluyorsun. Sonra da amir.
De herói de guerra a agente exemplar, até chefe.
Ben kahraman değilim ama.
Bem... Não sou um herói.
Kahraman olmak istiyorsun ha?
Queres ser um herói, hã?
Kahraman olmaya çalışma bu sefer seni serbest bırakırım.
Não te armes em herói ou deixo-te a pé desta vez.
Kahraman mı?
Herói?
Baban bir kahraman olarak öldü Monty.
O teu pai morreu como um herói, Monty.
Halkına kahramanlık yapmak için gittin ve kahraman olarak dönüyorsun.
Partiste como uma heroína para o teu povo e vais voltar como tal.
Her birimiz kendi işlerimizde birer kahramanız kendi yaşamlarımız ve başa çıkmamız gereken kendi sorunlarımız var.
Cada um de nós é um herói com emprego, vida própria e os nossos próprios problemas para resolver.
Arkadaşlarım, gelecekte birer kahraman olmayabilir. Ama başarılı olursak efsane olarak hatırlanacaklar.
No futuro, talvez os meus amigos não sejam heróis, mas se tivermos sucesso, serão lembrados como lendas.
Kahramanım benim!
Meu herói.
Ama kimsesizliğin her yerde olduğunu gördüm. Süper kahraman filmlerindeki gibi.
Mas aprendi que a solidão está em todo o lado, como os filmes de super-heróis.
Bugün o züppelere günlerini gösterdiğin için kahraman ilan edilmelisin.
Tu foste um herói ao fazeres frente àqueles idiotas.
Bir anda kahraman oldun.
É o raio de um herói.
Kahramanımız, federal bir binaya bomba yüklü kamyonla giriyor.
O herói conduz um carro-bomba contra um prédio federal.
Merhum kahramanımızın hürmetine.
Uma homenagem à altura do nosso herói caído.
Axe bu şehirde halk kahramanı.
O Axe é um herói nesta cidade.
Adam kahraman sonuçta.
É um herói, merece o amor.
Bizim tarafımızda bolca kahraman var.
Temos muitos heróis do nosso lado.
Bir kahraman olursun.
Serias um herói.
Bunların hepsi, adada benim gibi zayıf kadınlar için güvenliği sağlayarak kahraman olmanızdan sonra oldu.
Tudo por ser um herói, deixando esta ilha segura para mulheres vulneráveis como eu.
Sizin kahramanınız hangisi peki?
E os vossos? Heróis, quero dizer?
Benim kahramanım...
Meu herói!
Tahılımız orada! Tek seferde iki savaş kahramanı
Cadetes, retirem-se! Retirada! Formem uma linha!
Kahraman Polis Bir Aileyi Litvanyalı Mafya'nın Elinden Kurtardı. Fazlasıyla hak ettiniz.
Bem merecido.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]