Kimle Çeviri Portekizce
1,524 parallel translation
Kimle?
Quem?
Evde seks olduğu sürece, kimle takıldığım onun umrunda değil.
Ela não se importa com quem eu namorisco, desde que leve para casa la pasión.
Kimle konuşuyorsun?
Com quem é que estás a falar?
Onun her hareketini ve kimle bağlantı bağlantı kuruyorsa takip ediyorlar.
Eles... eles estão a seguir os movimentos dele, e ele está a interagir com eles. Ele mentiu-me.
Sadece tatmin olmak istiyorsun ve kimle olduğu önemli değil.
A única coisa que queres é vir-te e não te importas com quem tens por baixo.
Richard'ın kimle takıldığı seni ne diye ilgilendiriyor ki?
O que é que te interessa com quem o Richard anda metido?
Bilirsin. Gerçekten öyleyiz. Zaten başka kimle anlaşabilirim ki ben?
Com quem mais é que eu consigo estar assim?
Bu isteğin kimle çalışabileceğine kadar da genişliyor galiba.
Soube que isso também vale para com quem tu trabalhas.
Kimle?
Com quem?
Kimle konuşman gerektiğini biliyor musun?
Sabes com quem devias falar?
Andrea Battle'ın içeri girmeden önce kimle konuştuğunu bilmek istemiştin.
Quer saber com quem Andrea estava a falar antes de entrar aqui?
Kimle çıkacağıma ben karar veririm.
Eu escolho os meus namorados.
Bir kadına kimle çıkıp çıkamayacağını söyleyemezsin.
Não se pode dizer a uma mulher com quem pode ou não namorar.
Hem de bilin bakalım kimle beraber? Stan.
Adivinhem com quem é que vou ter que fazer isso?
Kimle görüşmek istersiniz?
Com quem quer falar?
Kimle görüşüyorum?
Quem é?
Kimle çıktığımı bilecek yaştayım.
Acho que sei com quem saí.
Peki kuzenlerim de dahil olsa? Zaten teyzemi annenle, babanla ve her kimle dövüştürürken çoktan araya atlayacaklarını farz etmiştim.
Parti do princípio que lhe saltavam em cima assim que ela atacasse o teu pai ou a tua mãe.
Kimle girdiğini biliyor musunuz?
- Sabe com quem?
Madem ikininiz takım oldunuz, ben kimle takım olacağım peki?
Bem, se vocês são uma equipa, quem é que está na minha equipa?
Ve günde 16 defa seks istemek, her kimle birlikte oluyorsan onun ilk seferde işini yapamadığı anlamına gelir.
E querer sexo 16 vezes por dia só significa que com quem o estás a fazer não está a fazer o trabalho correcto logo á primeira vez.
Hey, biz kimi...? Petrie Marchand'ı kimle eşleştirdik?
Quem é que arranjámos para a Petrea Marchand?
Başka kimle görüşeceğimi bilemedim, Bay Nye.
Não sabia com quem mais falar, Sr. Nye.
Onun her hareketini ve kimle bağlantı bağlantı kuruyorsa takip ediyorlar.
Seguem os seus movimentos, quem interage com ele.
Ölümünün ; neyle, kimle ilişkisi vardı filan.. bunların hepsi geçmişte kaldı.
Aquilo em que estava envolvido e com quem estava envolvido, quando morreu é passado.
Hayatımı kontrol etmek, kimle görüşeceğimi söylemek için etrafta olmayacak.
Ela não está por perto para controlar a minha vida, para me dizer com quem devo andar.
- Ben kimle olacağım?
- Então, quem vai andar comigo?
Kimle uğraştığını bilmiyorsun!
Não sabe com quem está a falar!
Tahminimce sorunun fazlası var, Kate ilk kimle yatacak?
Acho que a pergunta era mais, "Com quem é quem a Kate vai dormir primeiro?"
- Sen kimle konuştuğunu sanıyorsun?
Deixaste a equipa ficar mal.
Ben kimle konuşuyorum ki?
Com quem estou a falar?
- Kimle, kiminle değil. - Hayır kiminle.
É "quem for", não "a quem for".
Cümlenin nesnesi olduğunda kiminle, öznesi olduğunda kimle.
Não sei. Diz-se "a quem for" quando é complemento e "quem" quando é sujeito.
Kimle konuşuyordun?
Com quem estavas a falar?
Onları oldukları gibi kabul edeceğim. Kimle çıktıkları dahil, ne olursa olsun.
Eu vou aceitá-los pelo que são, incluindo as pessoas com quem eles namoram.
Daha da kötüsü kimle uğraştığımız ve ne istedikleri hakkında bir fikrimiz yok.
O que é pior, e que não temos ideia de com quem estamos a lidar ou o que eles querem.
- Kimle?
- Com quem?
Güler yüzlü birini göndermeleri için kimle yatmam gerekiyor?
Quem tenho de levar para a cama para conseguir o raio de um batido?
İyi haberlerim var... Sarhoşum, ve sırılsıklamım,... bu yüzden kimle istersem konuşurum, kovulmuş, kovulmammış.
Tenho boas notícias para ti, já sou bêbado e falhado, por isso, posso falar com quem quiser, "queimado" ou não.
Peter Magneri ile hiç karşılaştınız mı? Kimle?
Alguma vez conheceu Peter Magneri?
Kimle konuştuğunu unutma!
Estás a esquecer-te com quem estás a falar?
Bir ilişkisi olduğundan kuşkulanıyordu ama kimle olduğunu bilmiyordu.
Ele suspeitava que ela tinha um caso, mas não sabia com quem.
Kimle tanışma fırsatına erişiyorum?
A quem devo o prazer?
Başka kimle olacak?
- Sobre quem mais estamos a falar?
Stan, bak barda kimle tanıştım.
Depressa, limpa-mo entre as tuas pernas. Não, espera.
Tabi. Tahmin et kimle görüşmeye gidiyorum.
Adivinha quem vou conhecer, agora.
Kimle istesem evlenirmişim.
Podia ter casado com qualquer um.
Şimdi kimle mücadele ettiğimizi biliyoruz.
Agora sabemos contra quem estamos a lutar.
En son kimle yattın?
- Lunática. Qual foi a última pessoa com quem você transou?
- Kimle konuşuyorsun sen?
Com quem é que estás a falar?
Kimle evlendiğini biliyorsun.
Sabes com quem te casaste.