Kokum Çeviri Portekizce
49 parallel translation
Kokum konusunda çok titizdir.
Ele é tão conflituoso acerca do meu perfume.
Bir de nefes kokum.
Isso e o meu mau hálito.
Her birinizi, kendi kokum gibi tanıyorum.
Conheço-vos a todos como ao meu próprio cheiro.
Sesim, yüzüm... Hatta kokum.
A minha voz, a minha cara, até o meu cheiro.
Farkında olmadığım bir kokum mu var?
Há algum cheiro que me tenha escapado?
Bak, Bence- - şey, Benim şişmanlığım ve gazım yüzünden... ve tabiî ki kötü ağız kokum onu benden uzaklaştırıyor.
Acho que é a gordura, a flatulência e o mau hálito que o afugentam.
- Bunun üzerinde kokum var.
- Isto tem cheiro de mim.
Bu benim.Benim kokum.
É meu. É o meu cheiro.
- Çünkü üstünde hala benim kokum var.
Estás a usar o meu perfume.
Benim kokum yok.
Não tenho odor.
Benim kendi kokum. - Evet.
É o meu cheiro natural.
Şey, genetik yapım değişince kokum da değişti.
É permanente? Você que isso para ser?
Kendi doğal kokum.
É o meu odor natural.
- Kokum mu?
- Ao meu fedor.
O benim kokum.
Cara, essa é minha vez de cheirar.
Nefes kokum senin çekiyor mu?
O meu hálito parece-te alguma atracção?
Bu benim doğal kokum Tuhaf olduğunu biliyorum
É o meu natural... Sei que é estranho...
Kakule, demirhindi ve kokum karışımı.
Cardamomo, tamarindo e brindoeiro.
Kemiği ezdikten sonra baharatlarla karıştırmış. Kakule, demirhindi ve kokum, köri yapımında kullanılır.
Depois de moer o osso, o Epps misturou-o com especiarias usadas para fazer caril.
Tıraş kokum.
É a sua colônia.
Belki de kokum yüzünden uyuyamıyorumdur.
Se calhar é o pivete que não me deixa dormir.
Bendeki her sey, seni bana çekiyor. Sesim, yüzüm... Hatta kokum.
Tudo em mim te atrai, a minha voz, a minha cara, até o meu cheiro.
Benim kokum.
O meu pivete.
O sene korkunç bir ter kokum vardı ve annem deodorant sürmeme izin vermiyordu.
O ano em que tive odor corporal mesmo mau e a minha mãe não me deixou usar desodorizante.
- Ve benim de ağız kokum var.
- E eu tenho mau hálito.
Bu benim doğal kokum.
É o meu cheiro natural.
# Gizli bir çiçek gibi # # Tatlı kokum çıkıyor ortaya #
Como uma flor fechada o meu perfume começa a notar-se!
Kendi kokum her zaman erkekleri cezp eder.
É o cheiro do meu corpo. É por isso mesmo que os homens ficam ga-ga.
Biliyor musun çok keskin bir kokum var.
É pungente, sabe?
Yani ne bileyim, kokum hakkında endişeleniyorsun ama idrarımı içiyorsun?
Estás preocupada com o meu cheiro e estão a beber a minha urina?
Kendine bakmak, derli toplu olmak, olaylara serinkanlı bakmak.
Cuidarmos de nós próprios, sermos asseados e termos um... Sermos kokum nas coisas.
- Serinkanlı.
Kokum.
Bu benim kokum.
É o meu cheiro.
Kokum boynunda.
O meu odor no teu pescoço.
Bu, eski kokum.
Este é o meu antigo perfume.
Ben de bir zamanlar mahcup ve alıngandım benim kişisel kokum tarafından.
Eu também já uma vez fiquei envergonhada e melindrada, com a minha própria... "água de colónia".
Hatta hiçbir kokum olmadığı için hayvanlar bana güvenmez. Evet.
De facto, os animais não confiam em mim porque não cheiro a nada.
Vücut kokum var.
Tenho odor corporal.
Bu benim doğal kokum.
É só o meu odor natural de macho.
Ne? Tanığımız ölümcül kokum için beni şikayet etmekle tehdit ediyor.
A nossa testemunha ameaçou fazer uma queixa por agressão com odor mortal.
Belki de kokum tam olmamıştır.
Pode ser do odor.
Kokum bundan sonra her yerde olacak.
Agora estou envolvido até ao pescoço.
Bir kokum olduğunu düşünmek pek hoşuma gitmiyor.
Na verdade, não gosto de pensar em mim como tendo um cheiro.
... seni yenme kokum.
- Aonde é que isto vai? a derrotar-te.
O doğal kokum.
O cheiro é natural!
Yani listeden önce hoş bir kokum olduğunu bilmiyordum.
Antes da tua lista, não sabia que tinha um cheiro neutral.
Kendi ten kokum.
Somente eu mesma.
- Bir parçası benim kokum.
O cheiro não é meu.
Resmen hiç kokum yok.
Literalmente a nada.