English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ K ] / Krypton

Krypton Çeviri Portekizce

518 parallel translation
Kabul edilebilir seviyede argon, neon ve kripton izi var.
Vestígios de argônio, néonio, krypton, tudo em quantidades aceitáveis.
Ursa adli bu kadin... sapkinliklari ve insanogluna duydugu nedensiz nefretle... Kripton gezegenindeki çocuklari bile tehlikeye atmistir.
Desta mulher, Ursa, cujas perversões e ódio irracional por toda a humanidade... ameaçaram até as crianças do Planeta Krypton.
Bir zamanlar bu Konseyin güvendigi... Kripton gezegeninin savunmasini emanet ettigi adam.
Este Conselho já confiou nele, encarregando-o de manter a defesa do próprio Planeta Krypton.
Sana söylüyorum, Kripton sadece yörünge degistiriyor.
Krypton está simplesmente a mudar de órbita.
Ne ben, ne de karim... Kripton'u terk etmeyecegiz.
Nem eu, nem a minha mulher... deixaremos Krypton.
Kripton gezegeninden sag kalan bir sen varsin.
És o único sobrevivente do Planeta Krypton.
Bu alev alev yanan karmasiklik senin kendi galaksinin kiyisi. Burayi geçince... kirmizi Kripton günesinin bölgesine girecegiz. Senin gücünün asil kaynagi... ve bizim akibetimizin nedeni.
Ao passarmos pelo turbilhão flamejante que é a orla da tua galáxia, entraremos no reino do sol vermelho de Krypton, fonte da tua força e sustento... e causa da nossa destruição final.
Burasi Kripton gezegeni oglum. Bir zamanlar senin evindi.
O Planeta Krypton, meu filho, o teu lar como era.
Dogruyu söylemek gerekirse baska bir galaksiden.
Na verdade, sou de outra galáxia. Venho de um planeta chamado Krypton.
Hayir, Kripton, K-r-i-p-t-o-n.
Não, é Krypton com K-r-y-p-t-o-n.
Röportajda Kripton gezegeninin 1948 yilinda... patladigini söylüyor.
Na entrevista ele diz que o Planeta Krypton... explodiu em 1948.
Patlayan Kripton gezegeninin parçalari... uzaya yayilir.
Os fragmentos do Planeta Krypton... explodiram e espalharam-se no espaço.
Ama radyoaktivitesi o kadar yüksek ki... bu madde, Kripton gezegeninden gelen biri için... öldürücü olur.
Mas o nível específico de radioactividade... é tão alto para alguém do Planeta Krypton, que esta substância é mortal.
Kal-El, oğlum... Kripton arşivlerinin sorumlusu olarak... gezegenimizle ilgili en karanlık hikayeyi sana anlatmak bana düşer.
Kal-El, meu filho, como guardião dos arquivos de Krypton, cabe-me contar-te o episódio mais negro da história do nosso planeta.
Kripton'da bu kötü adamları kontrol edemedik.
Em Krypton, estes vilões eram incontroláveis.
Kırmızı Kripton güneşi gibi parlıyor.
É vermelho, como o sol de Krypton.
Bu kristal odada Kripton'un kırmızı güneşinin ışınları var.
Esta câmara de cristal tem capturado os raios do sol vermelho de Krypton.
Ya da kriptonem, kriptonhemir.
Ou "krypton-ham", ou "krypton-heimer"?
Kripton.
Krypton.
Kripton nerede?
E onde fica Krypton?
Yani tek yapmamız gereken Kripton'un eski yerini bulmak.
Basta-nos saber onde ficava Krypton.
Gus, Vulcan uydusuna bağlanınca Kripton'un veda ettiği yeri bulması için uzayı taratacak.
Assim que o Gus contactar o satélite Vulcano ordena-lhe que investigue o espaço na área em que Krypton foi pelos ares.
Kripton'dan mı?
Krypton?
Ama Dünya da Kripton ile aynı kaderi paylaşacak.
Porém, a terra está ameaçada pelo mesmo destino de Krypton.
Kripton'un enerjisinden ne kaldıysa, senin.
Tudo o que resta da energia de Krypton pertence-te.
Bu sandalyeni bir arada tutan çiviler Kripton gezegeninden olduğunun kanıtı olabilir mi?
Será possível que os pregos da sua cadeira sejam do planeta Krypton?
Kripton'a gitsen de Güneş'e gitsen de bu değişmez.
Nem que vás do Sol vermelho de Krypton, ao Sol amarelo da Terra.
Kripton'un kızıl güneşinden.. .. ta dünyanın sarı güneşine gitsen bile.
Mesmo que passes do sol vermelho de Krypton para o sol amarelo da Terra.
Kripton'da da bir çeşit mikrop olmalı.
Teria de ser o tipo de micróbio que existe em Krypton.
Ama Kripton'dan bir virüsü nasıl elde edeceksin?
Mas onde vais arranjar um vírus de Krypton?
Ama Kripton'da bu şey başa gelebilecek en gaddar şey olmalı.
Mas, em Krypton, devia ser a pior coisa que havia.
- Krypton'da bulundun mu?
Já esteve em Krypton?
- Ben Krypton'um.
Eu sou Krypton.
Ya Krypton?
E Krypton?
Krypton'a ait her şey bu kürede.
Tudo sobre Krypton... está neste globo.
Bana da Krypton'un kaderinden kaçmamda yardımcı oldu.
Sim. Ele também me ajudou a escapar do destino de Krypton.
İkimiz çok güçlü bir çiftiz ; biz Krypton'un ikiz çocukları. Bana katıl Kal-El.
Formaríamos um belo par, nós, filhos gémeos de Krypton.
Bana galaksiyi keşfetmemde ve bilgi toplamamda yardım et ben de sana Krypton'un hatırlarını vereyim.
Junte-se a mim, Kal-El. Ajude-me a explorar as galáxias e recolher conhecimento... e eu lhe darei as lembranças de Krypton.
Krypton bütün gezegeni yok edecek bir zincirleme reaksiyona giriyor.
Krypton passa por uma reacção em cadeia que irá destruir o planeta.
- Kripton gezegenine benziyor.
- Parece o planeta Krypton.
Krypton berbat.
Krypton é uma bosta.
Doktor Walden Kripton dilini okuyor.
O Dr. Walden sabe ler Krypton.
Sen Kripton'un son evladısın.
És o último filho de Krypton.
Ben Kriptonlu'yum, bu gemi de, ve beni öldürebilen tek şey nedir?
Sou de Krypton e esta nave também. O que me pode matar?
Bu mağara duvarları Krypton'dan insanların burada olduğunu söyledi.
Estas pinturas dizem que o povo de Kripton já esteve aqui antes.
Sembol Krypton'dan.
O símbolo é Kriptoniano.
Diyor ki : " Bu, Kripton'dan Kal-El.
Diz : " Este é Kal-El de Krypton.
Kripton.
Krypton...
Kripton orada mı?
É ali que fica Krypton?
Hayır, Kripton eskiden orada duruyormuş.
Não, era ali que ficava Krypton.
Elveda Krypton.
Adeus, Krypton.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]