Kç Çeviri Portekizce
3,781 parallel translation
Bahçe düzenleme, çiftçilik, balıkçılık.
Horticultura, agricultura, aquacultura.
- Peki ne kadar zamandır kayıkçısınız?
- Então, há quanto tempo é barqueiro?
- Kayıkçı gibi mi görünüyorum?
- Pareço-te um barqueiro?
Pekala mızıkçılar!
Ora bem, isto é treta!
Mızıkçı.
Estraga prazeres.
Eskiden harika bir balıkçı köyüymüş.
Isto costumava ser uma linda vila de pescadores.
Ümmü Düveys genç bir balıkçının ailesiyle kaldığı eve gelmiş.
Omaduras veio à casa de um jovem pescador e à sua família.
Balıkçıya aşıkmış ve ona çocuk doğurmuş.
Ela amou o homem e teve um filho dele.
Balıkçının insan çocuğunu öldürmüş.
Ela matou o seu filho humano.
Balıkçının ailesi cin çocuğu evlerinde bulmuşlar. Başlarına gelen belayı da anlamışlar.
A família do pescador viu a criança Djinn na casa deles, e perceberam a desgraça que os atingiu.
Kaddafi insanlara yalan söylüyor. Putin Gürcistan ayrılıkçılarını silahlandırıyor.
O Gaddafi a mentir ao seu povo, o Putin a armar separatistas Georgianos.
Sağlıkçılardan biriydi.
- Não sei. Ele era paramédico.
Bizim sağlıkçı çocuk senin kaputu sevmiş galiba çünkü birilerine çiçek geldi kızım ve bana değiller.
Acho que o paramédico gostou do teu armário porque alguém recebeu flores, amiga, e não fui eu.
Sinek balıkçılığında asıl mesele, tüylerle birlikte diğer şeylerin de bir kancaya bağlanmasıdır. Böylece balıkların yemek isteyecekleri bir şeye benzer.
Na pesca com mosca prendem-se plumas e outras coisas a um anzol para simular qualquer coisa que o peixe goste de comer.
Çünkü sinek balıkçılığı birkaç aşamada icra edilebilir.
A pesca com mosca pode ser feita por fases.
Çatal Bıçak Kaşıkçı!
O Garfo-faca-colherdor!
Çatal Bıçak Kaşıkçı!
Garfo-faca-colherdor!
Flint Lockwood, sen bir balıkçısın.
Flint Lockwood, és um pescador.
"Balıkçıl" ya da "Islak Rüya" falan da olabilirdi, ama biraz sıkıcı olurdu.
Podíamos ter ficado com o Gone Fishin'ou o Wet Dream, mas esses soavam foleiros.
Yani, balıkçı adası, New York.
Ilha de pescadores, Nova York, para ser precisa...
Balıkçı köylerini yağmalamamı.
Atacar vilas piscatórias.
Newlyn'de balıkçıların resmini yapıyorum.
- Pinto pescadores, em Newlyn.
Benim duyduğum kadarıyla kazıkçısın.
Lembro-me de ter usado a palavra "extorsionário".
Leo, mezar hırsızlığı balıkçılık gibidir.
Leo, saquear sepulturas é como vender peixe.
Kapoor Balıkçılık mı?
Peixaria Kapoor?
- İşte burada. - Domuz derisi, bardak... Balıkçı ağı...
- Pele de porco, vidro, uma rede de pesca...
Balık tutmayı bırak, ve seni insan tutan bir balıkçı yapayım.
Desiste de apanhar peixes e farei de ti um pescador de homens.
Seninle gurur duyuyorum, ey insan tutan balıkçı.
Estou orgulhoso de ti, meu pescador de homens.
Petrus, benimle gel ve seni insan tutan bir balıkçı yapayım.
Pedro. Vem comigo. E farei de ti um pescador de Homens.
"Oyunbozansın, mızıkçısın eğlence kaçıransın, kaltksın?" Nasıl okunuyor bu?
"És uma desmancha-prazeres, chata, desanimadora," craba "? Como se lê?
Sence ben oyunbozan mıyım? Mızıkçı mıyım?
Consideras-me uma desmancha-prazeres?
Kızamık, kabakulak, kızamıkçık.
O sarampo, a papeira, a rubéola.
İnanılmaz yetenekleri ve temaları olan bir bulaşıkçı hakkında isimsiz bir mektup aldım.
Recebi uma dica anónima sobre um lavador de pratos "com fabulosas habilidades motoras e temas."
Bütün bulaşıkçıların yapabildiği bir şey değil bu.
Não é o padrão num lavador de pratos.
Siktir oradan bulaşıkçı.
Vai-te lixar, lavador de pratos.
Bulaşıkçı.
É o lavador de pratos!
O bulaşıkçı gibi ahlaki değerlerimi ortaya dökecek özel bir platformum olmadığı için kusuruma bakma.
Desculpa não ocupar o lugar especial de pureza moral de onde lançar julgamentos piedosos, mais conhecido como poço de pratos.
Anladın mı bulaşıkçı?
Percebeste, lavador?
- Toplantı bir balıkçı kulübe.
Mandaram-me vir para uma maldita marisqueira.
Söyle, neren acıyor? Ben sağlıkçıyım.
Diga-me onde lhe dói.
Hangi sağlıkçı telefona bakmak için hastasını bırakır?
Que tipo de TE abandona o doente para atender uma chamada?
Bir sağlıkçı sence böyle bir şey yapabilir mi?
Parece algo que um técnico de emergência faria?
Polis iki silahlı adamın okul içinde öldürüldüğünü onayladı. Bölge güven altına alındı ve sekiz rehinenin tümü canlı ve profesyonel sağlıkçılar tarafından gözetim altında tutuluyorlar.
A Polícia confirmou que os dois criminosos foram ambos mortos dentro da escola, que o local está livre de perigo e que os oito reféns estão vivos e a receber assistência médica.
Sen balıkçı mıydın, yoksa avcı mı?
Eras mais pescadora ou caçadora?
Çoğu balıkçı tüy, post, sicim kabuklar falan kullanır.
A maioria dos pescadores usa penas, pelo, fio, bocados de conchas.
- En azından adamın balıkçı olduğunu biliyoruz.
- Pelo menos sabemos que ele é um pescador.
İsa balıkçıları severdi.
Jesus foi Apaixonado por pescadores.
Balıkçılık belgesi de var.
Ele tem uma licença de pesca também.
Amma mızıkçısın ya.
Não. Tu és um desmancha prazeres.
Ekselansları, Yargıç Richard Stubbs, Kralın Danışmanı. Bayım.
Sua Excelência, juiz Richard Stubbs, KC.
- Mızıkçılık yapma.
- Não sejas corte.