Kırılabilir Çeviri Portekizce
214 parallel translation
Buz çok ince, Alexander. Altımızda kırılabilir.
Aqui o gelo é muito fino, pode quebrar sob o peso.
- Sandalye kırılabilir.
Essa cadeira não é muito certa.
- Kırılabilir donanımını güvene aldın mı?
- Tem os travöes preparados? - Sim, senhor.
- Güçlü akıllar bile kırılabilir Sizinkini kırmak kötü olacak
Até as mentes mais fortes se quebram. Seria uma pena quebrar a sua.
- Burada kırılabilir.
- Pode partir-se.
Çok dikkat edin, kırılabilir.
Prestem muita atenção porque é frágil.
Çünkü her şey kırılabilir.
Porque as coisas partem-se, não é?
Buz her an ayaklarımızın altında kırılabilir.
O gelo pode quebrar debaixo dos nossos pés a qualquer momento.
Kırılabilir.
Não é vidro, mas é frágil.
Kırılabilir.
Ela é frágil.
Burası her an kırılabilir
Qualquer dia aquele lugar vai desmoronar-se todo.
Hayalet Kuşağı... uzayda meydana gelen bir nükleer patlamayla kırılabilir.
A Zona Fantasma pode... ser partida por uma explosão nuclear no espaço.
Yedi yaşındayken, belki kırılabilir diye... başka bir gözlük daha almıştım.
Quando tinha 7 anos, comprei outro par de óculos, para ficar prevenido.
Yapmalısın yoksa kırılabilir.
Precisa, senão pode-se romper.
Kenarındaki "Kırılabilir" yazısını görüyor musun?
Vêem a palavra "Frágil" ao lado?
Porselen. Kırılabilir.
Porcelana, pode quebrar.
Bir araya destelenmiş de olsa üç ok kırılabilir.
Mesmo juntas, as três flechas podem ser quebradas.
- Bazı malzemeler kırılabilir.
Certas coisas são frágeis.
Kırılabilir. Yanıma koltuğa alacağım.
Põem-no no assento à minha beira.
Pencere kırılabilir.
Podes partir uma janela.
Dikkat edin, tekerlek kırılabilir.
Cuidado, podem partir a roda.
Bir oesophagus kemiği, boyuna dokunulmadan nasıl kırılabilir ki?
Como pode um esófago ser esmagado sem o pescoço ter sido tocado?
Kırılabilir çünkü, öyle ucuz bir şey.
Porque posso partir, isso é barato.
Çocuklar "Kırılabilir" "hızla duvara vur" anlamına gelir demişler.
queria dizer "atirar à parede e fazer tabela para o cesto".
Hassas bir kâlp kolay kırılabilir.
É um coração frágil que se pode facilmente partir.
Kırılabilir.
Frágil.
Kırılabilir.
É muito frágil.
John, öyle sanıyorum ki Japonların pozisyonu şimdi kırılabilir.
John, estou convencido que a posição japonesa pode já estar destruída.
- Bir dövüşme sırasında kırılabilir.
- E com uma luta ao molho poderia partir-se.
Boynun kırılabilir.
Seria uma queda e tanto. Dá para partir o pescoço.
Kırılabilir. O yüzden dikkatli olun, tamam mı?
É muito frágil, portanto cuidado.
Kaderin zincirleri ancak her şeyi kökten yok ederek kırılabilir.
Para romper este ciclo de destino, só queres a morte.
Bir memeli olarak, foklar, sık sık nefes almalıdır... Buradan itibaren körfezdeki buz ilk kez biçimleniyor.Her bir hayvan, yüzeye en az bir bacanınki kadar delik açılırsa korunur.Bu yüzden 20 dakikalık aralarla havalandırılabilir.
Sendo um mamífero, a foca deve respirar com frequência, assim, quando o gelo começa a se formar na baía, cada animal mantém pelo menos um buraco como uma chaminé aberta até a superfície, para poder subir em intervalos de 20min.
En üst kısım, bedeni yerleştirmek için kaldırılabilir.
A parte superior pode ser erguida para receber o corpo.
- Haklısın, elin ayağın kırılabilir. - Doğru.
- Até partes um braço ou uma perna...
- Kolayca kırılabilir.
Não se preocupe, sou o melhor condutor do mundo.
Kafatasının kırıldığı yer açılabilir.
A cabeça pode descolar-se no sítio da fractura múltipla do crânio.
Kolay kırılıp, yarılabilir.
Frágil, boa flexibilidade.
Bildiğiniz gibi, bu açık bir formula yarışıdır. Herkes katılabilir.
Como devem saber, isto é uma corrida aberta, qualquer um pode participar.
Tutarın bir kısmı nakit ödenip gerisi aylık ödemelere paylaştırılabilir.
Parte da soma poderia ser pago já e o resto em prestações.
Genel kanının aksine, Mileydim, hırsızların arasında çok az bağlılık vardır ve hatta uygun bir teşvikle bu bağlılık daha da zayıflatılabilir.
Ao contrário do que pensamos, minha senhora, os ladrões têm pouca integridade, se lhe dermos o estímulo certo, têm menos ainda.
Öteki noktalara gelince, orta yaşlı olması, kır saçlı olması, yakınlarda saçını kestirmiş olması, ve limon kremi ile saçını yağlaması, bütün bunların hepsi astarın en alt kısmı muayene edilerek anlaşılabilir, Watson.
Quanto ás restantes conclusões : Meia-idade, cabelo grisalho cortado recentemente e untado com creme vêem-se ao observar o forro, Watson.
Sınır her an yıkılabilir.
Centauri? A fronteira cairá a qualquer momento.
Açık sandviçler yapılabilir, fırında patatesler, ve, cihazın pimi, tepsisi çıkarılabilir daha kolay bir temizlik için.
Podem-se fazer sandes, batatas assadas... e, o melhor de tudo... tira-se a bandeja para ser mais fácil limpar.
Audrey, kırık bir kalp için pek çok şey yapılabilir, Ama hiçbiri ay ışığında alabalıkların sıçramasını izlemek gibi olamaz.
Audrey, há muitas curas para um coração partido, mas nada como o salto de uma truta ao luar.
Doktor Duncan, eğer fon bulmanıza yardımcı olursak..... ve araştırmacıları işbirliği yapmaları için biraraya getirirsek,..... sanırım kısa sürede çok büyük şeyler yapılabilir.
Dr. Duncan, se o ajudar a encontrar fundos e se conseguirmos que os investigadores colaborem entre si, penso que realizaremos muita coisa em pouco tempo.
Şunu da al. Dikkatli ol kırılabilir.
Agarra esta.
İçine biraz da ninjalık karıştırılabilir.
Com um pouco de ninja à mistura, nao?
Amerikan Anayasını örnek alırsak, masumiyeti kanıtlayabilecek her tanık çağırılabilir.
A Constituição é soberana aqui permitindo chamar testemunhas que provem a inocência.
- Belki bir kısmı saptırılabilir... - Hayır!
- Talvez consigamos desviar parte...
Kırık yok. Böbrekteki hasar onarılabilir ancak kafa travması...
Os ossos estão no sítio e a lesão nos rins é reparável.