Kıskandım Çeviri Portekizce
1,072 parallel translation
Kıskandım.
Senti.
Kıskandım!
Senti!
Senin yazma yeteneğini de kıskandım.
E também invejei a sua forma de escrever.
Heyecan dolu bir hayat. Kıskandım seni, Helen.
Invejo-a, invejo-a mesmo.
Hayır, sizi kıskandım, çünkü bu en güzel zaman.
Não, invejo-o, porque são os melhores tempos.
Sizi kıskandım ve sizin adınıza mutlu oldum.
Eu invejo-o, e congratulo-me.
Kıskandım, şehirden gitmeli.
Que a expulsem!
- Kıskandım Jimmy.
- Tive ciúmes, Jimmy.
Beni kıskandın mı? Ben de seni kıskandım!
Também te invejava!
Ben seni hep kıskandım.
Tinha ciúmes de ti.
Sizin için çok seviniyordum ama aynı zamanda çok da kıskandım.
Sentia-me muito feliz por ti, mas também sentia inveja.
Kıskandım kızı.
Isso causa-me alguma inveja!
Seni delicesine kıskandım.
Estou tão enciumada como Otelo.
Onu kıskandım.
Tenho inveja dele.
Kahretsin, seni de kıskandım.
Raios, também tenho inveja de ti.
Ben biraz kıskandım.
Tinha ciúmes.
Ve ben sanırım... biraz kıskandım.
E... acho... que fiquei um pouco ciumento.
Aslında bisiklete binen bir çocuğu kıskandım.
Cheguei a ter inveja de um puto de bicicleta.
Ne kadar kıskandığımı hatırlıyor musun?
Lembras-te da inveja que senti?
Bazen seni kıskandığımı itiraf etmekte bir sakınca görmüyorum. Frank mektuplarından çok zevk alırdı. Yazdığın bazı şeyler onun espri anlayışına çok yakındı.
Não me importo de lhe dizer que cheguei a sentir ciúmes de si, pois o Frank gostava das suas cartas... e elas, ou algumas, eram como o sentido de humor dele.
Yaşlı tanrılar, yani asıl sahipler bunu kıskandı! Biz insanoğlunu nefretle izleyip, hayal bile edemeyeceğimiz yıldızlar kadar engin yıkım planları yaptılar.
E os deuses antigos, os legítimos senhores estão possuídos pela inveja e observam a humanidade com um ódio tão infinito como as estrelas, planeando a destruição do Homem que ultrapassam a imaginação.
Paolo'yu kıskandığımı mı sanıyorsun?
Tu achas realmente que eu estou com ciúmes do Paolo?
Bilmiyorum, sanırım Bayan Todd sinirliydi ve şansımı kıskandığından bavulumu göndermedi.
A Sra. Todd deve ter ficado zangada com a minha sorte e não lhe deu o meu baú.
Kıskandın mı?
Tiveste ciúmes?
Seni kıskandırdık mı?
Nós fizemos-te ciúmes?
Bir televizyon yapımcısı olduğu için Lester'ı kıskandığımı mı düşünüyorsun?
Achas que o invejo porque é produtor de televisão?
Kıskandın mı?
Tens ciúmes?
Kıskandığımı kim söyledi?
Quem disse que estava com ciúmes?
Yeni robotu kıskandın mı?
Estás com ciúmes por ser substituído?
Jim'in ailesini kıskandığımı gördün.
Viu como invejei o dinheiro dos pais do Jim.
Bayou hakkında söylediklerinin beni kıskandırıp buraya çekeceğini biliyordun sanırım.
Sabias que me fazias ciúmes, com tanta conversa sobre o bayou.
Her zaman başarımı kıskandın, değil mi?
Sempre me quiseste roubar a glória, não foi?
- Kıskandın mı? - Olabilir.
- Estás com ciúmes?
- Ben de kıskandım.
- É, pois.
- Özür dilerim! Özür dilerim! Bunu kıskandığım için yaptım.
Desculpa, só agi assim por ciúmes.
- Kıskandın mı?
- Ciúmes?
Kıskandın mı?
Tens inveja?
Kıskandı mı?
Ela só ama Anjou, Henrique.
Yoksa kıskandın mı?
Parece que estás com ciúmes.
Benim arkadaşım, çünkü ikimiz de insanları kıskandırıyoruz.
É minha amiga, porque ambas sabemos como é... ter pessoas com inveja de nós. Miúda!
- Kıskandın mı?
- Vestígios de ciúmes?
Kıskandığın için mi kızgınsın, Cris yoksa bitiş çizgisine senden önce vardığım için mi?
Isso chateia-te porque tens ciúmes, Cris? Ou porque cheguei à meta primeiro?
- Oh kaslarını kullan. - Kıskandın mı?
Ciumenta?
Charlotte'u kıskandığım yok.
Não invejo a Charlotte Lucas.
Tristan, küçük bir çocukken kıskandığım her adamın büyüdüğünde sıradan bir yaşam sürdüğünü rahatlıkla söyleyebilirim.
Tristan... posso te falar de todos os homens que eu envejava quando era um garoto, tiveram uma vida pouco notável.
- Kıskandınız mı?
- Com inveja?
Korkarım birazcık kıskandın.
Acho que está um pouco ciumento.
daha önce... ah... birisini kıskandınız mı?
Você já, uh... Já alguma vez teve ciúmes?
Kıskandın mı? Şey...
Estás com ciúmes?
İlk başta çok kıskandı ama sanırım daha sonra hiç de umurunda olmadığını düşündü.
Saiu do restaurante que nem uma louca. Acho que quando pensou nisso, viu que já não lhe interessava.
Kıskandığımı itiraf etmekden nefret ediyorum.
Tens razão. Custa-me admitir, mas tenho ciúmes.
kıskançlık 60
kıskanç 44
kıskanıyorum 27
kıskanıyor musun 33
kıskanıyorsun 60
kıskandın mı 76
kıskaç 19
kıskanmak mı 21
kıskançlık mı 20
kıskanç 44
kıskanıyorum 27
kıskanıyor musun 33
kıskanıyorsun 60
kıskandın mı 76
kıskaç 19
kıskanmak mı 21
kıskançlık mı 20