Kızım Çeviri Portekizce
79,487 parallel translation
Kızımı ben büyeteceğim.
Eu crio a minha filha.
Ama Diana'yı istiyor. Kızımı vermem ben.
- Não vou desistir da minha filha.
- Kızımı ben büyüteceğim.
- Eu crio a minha filha.
Kızım çizdi
- A minha filha desenhou.
Kızımızın çizdiği şeyler hakkında bana bilgi vermek ister misin?
Queres falar-me sobre o que é que a tua filha desenhou?
Kahretsin, Adalind, kızımız büyük bir şeylerin merkezinde.
Adalind, a nossa filha está no meio de alguma coisa importante.
Neler döndüğünü bilmek istiyorum Ve kızımın neden tehlikeli bir işe karıştığını.
Diz-me o que é que está a acontecer e se a minha filha corre perigo.
Bu benim bahsettiğim kızım.
Estamos a falar da minha filha.
Hadi doğru bir şey yapalım Ben sadece kızım için geldim.
Para esclarecer, só vim por causa da minha filha.
Kızımız ona bağlı, Sean.
A nossa filha está ligada a isto, Sean.
Sen diyorsun ki o benim kızımı gelini yapmak istiyor evet
Estás a dizer-me que ele quer a minha filha como noiva? Sim.
Bu canavar kızımızı istiyor.
- Esta fera quer a nossa filha.
Bu canavar kızımızı istiyor.
Essa besta quer a nossa filha.
- Beni içeri almak için sonra bir yol buluruz Çünkü bu şeye Kızımın yakınında izin vermiyorum
Arranjamos uma maneira, pois não vou deixar essa coisa
O şeyin kızımın herhangi bir yerinde olmasına izin vermeyeceğim.
Não deixarei aquela coisa tocar na minha filha.
Hayatımda hep Cooper isminde bir oğlum ve Lucy isminde bir kızım olsun istedim.
Sempre quis um rapaz chamado Cooper e uma menina chamada Lucy.
Size birleşme önerdim çünkü kızım size karşı zararlı bir sadakat hissediyor ve ben de bunun yok olmasını istemiyorum.
Sugeri uma fusão, porque a minha filha tem ideias de lealdade para convosco e eu não queria extinguir-lhe essa luz.
Güzel kızım Sarah.
A querida Sarah.
Eugene, kızımı rahat bırak!
Eugene, deixa a minha filha em paz.
Kızım uslu durdu mu?
Ela adormeceu sem problemas?
- Selam kızım.
- Olá, miúda.
Git erkeğini bul kızım.
Agarra o teu homem, miúda.
Ve ben de hep "Kızım, seni deniz tutuyor" diyorum.
Eu estou sempre a dizer-lhe que ela vai enjoar.
Şimdi iyi olmayan Edepsiz bir kızım
Uma rapariga indecente e inútil
Aferin, kızım.
Faz-te a eles, miúda.
Çok şanslı bir kızım.
Sou uma sortuda.
Benim çalışkan kızımın o ofisi tutması için elimden ne gelirse.
Faço tudo para a minha amiga ter o seu espaço de trabalho.
Ben kızım! "
Sou uma rapariga! "
Ben bir kızım.
Sou uma rapariga.
Mavi mi kırmızı mı? Ne?
Azul ou vermelha?
Kendi kızın hakkında konuşmaktan mı kaçıyorsun?
Queres adiar esta conversa?
Çantalarımız haırladık. Gitmeye hazırız.
As malas estão prontas.
Kızım senin elinde mi.
- Tens a minha filha.
Senin kızın mı var
- Tu tens uma filha?
Tamam, yaklaşık yarım mil uzaktayız.
Estamos a 500 metros.
Nick ve ben anahtardaki farklılıklarımızı çözmek için burada tanıştık.
O Nick e eu encontramo-nos aqui para resolver o assunto da chave.
Bir kız burada mı yaşıyordu?
Mora alguma menina aqui?
Tanrı'nın açıklama yapması gereken bir şey daha çıktı ama bu kovboy kıçımızdayken O'nu asla bulamayacağız ve onu nasıl durduracağımı bilmiyorum.
É outra coisa que Deus vai ter de explicar. Mas nunca O encontraremos com este maldito cowboy atrás de nós. E eu não sei como impedi-lo.
Tamam, eğlencemizi yaptık şimdi neden kitaplarımızı açmıyoruz?
Já que se divertiram, abram os livros no capítulo sete.
Planım Bayan Price'ın, kırık camlı ve aylardır ısıtması olmayan bir aparman dairesinde yaşayan yalnız bir anne olduğunu ve onu evden atmaya çalıştıklarını anlatmasını sağlamak.
O meu plano é a Sra. Price explicar que é uma mãe solteira que está num apartamento com uma janela partida e sem aquecimento durante meses, e que a querem pôr na rua.
"Kırmızı Başlıklı Kız" ı yedi kez okuduktan sonra bana fıçı lazım.
Depois de ler o Pinkalicious pela sétima vez? Preciso de uma caixa inteira.
30 yılı tamamlayamadık ve uzun süredir kendimi bu yüzden başarısız saydım.
Não chegámos mesmo aos 30 e durante muito tempo considerei-me uma falhada por isso. Mas o Gordon não.
Daha iyi bir mekanımız olsaydı sana sağdıçlık teklif eder miydim zannediyorsun?
Achas que te convidava para padrinho se tivesse um melhor sítio? - Parabéns.
Kapımız sana her zaman açık olacak Sally.
As nossas portas estarão sempre abertas para si, Sally.
Artık buna ihtiyacımız yok.
Já não precisamos mais disto.
İkimizin de dilek hakkı var ve ayrı ayrı üç dilek alacağımız konusunda anlaşmıştık.
Cada um tem um desejo e depois acordamos num desejo.
Kırmızıyı almaya çalışacağım.
Vou para o vermelho.
Bağımız sıkıdır.
Temos uma ligação muito forte.
Boncuklarla ilgili ufak bir sıkıntımız oldu ama saatlerce yerde gezerek her birini topladığımı duymaktan memnun olacaksınız.
Tivemos um problemazinho com as pérolas. Mas andei horas a rastejar pelo chão, para apanhá-las todinhas.
Hayır, kızım.
Não.
Sana küçük bir kız gibi görünebilirim ama sana öyle olmadığımı söylüyorum.
Eu sei que posso parecer uma menina, mas estou aqui para lhe dizer que não sou.