Lace Çeviri Portekizce
141 parallel translation
Ama bu demek değildir ki, kemend atıp... ... onu buraya getirmenizi istiyorum.
Mas isso não significa que quero que saia e o lace para mim.
Zafer Meydani, ne kadar güzel!
Que bonito, a Praça lace de lada Concordiae!
Onu bağlayın.
Lace-o.
İstediğini seç. Lace!
Escolhe quem quiseres.
Sağol Lace.
Obrigado.
"Chantilly Lace." Şarkının adı buydu.
"Renda Chantilly", era essa a canção.
Nasıl gidiyor, Lace?
Como estás, Lace?
Bu gece, Elkhorn barında bir parti var.
Lace, há uma festa esta noite no "Corno de Alce".
Sağol. - Lace, bekle.
Lace, espera.
Başına ne geldi, Lace?
Que houve contigo, Lace?
Çok güzel, Lace.
Isto é bom, Lace.
O sandalyeleri seviyorum.
Adoro essas cadeiras, Lace.
Sağol, Lace.
Obrigado, Lace.
Lace. Benim.
Lace, sou eu.
Lace.
Lace...
- Bazı şeyleri anladım.
Descobri umas coisas, Lace.
Çok üzgünüm, Lace.
Lamento muito, Lace.
- Biliyorsun. Her zaman biliyordun.
Sempre soubeste, Lace.
- Lace.
Lace...
Gece yarısı Kaçışı.
Midnight Lace.
O beyaz istedi.
Ela disse Chantilly Lace.
Baba, sadece Debra için değil, ben de beyaz istiyorum.
Eu também quero Chantilly Lace.
Ama beyaza yakın bir ton istemiştin.
Tu disseste Chantilly Lace.
Öyle dediğini duydum.
Ouvi-te dizer Chantilly Lace!
İstediğin ton için mücadele ettim, şimdi de sarı diyorsun! Kimsin sen?
Lutei pela Chantilly Lace, e agora dizes que é amarelo?
- Lace.
É... Lace.
Bayan Lace bir mantık evliliği yaptı.
A Sra. Lace... Estava incumbida de fazer... Serviço de manutenção.
Lace, ne yapıyorsun sen?
Lace, que estás a fazer?
Bak Lace, sen güzel bir kızsın. Ve senden hoşlanıyorum. Ama...
Olha, Lace, és linda e gosto muito de ti, mas gosto de muitas pessoas.
Evet, ben de seninle sevişmekten hoşlandım, Lace.
Sim, também gostei muito do sexo contigo, Lace.
İkişer tane Playboy, Party Doll, Stag Night Baby Doll, Hotsy Totsy, French Flip, Pink Lace, Busty ve Juggle istiyorum.
Preciso de dois exemplares da Playboy, Party Doll, Stag Night Baby Doll, Hotsy Totsy, French Flip, Pink Lace, Busty and Juggle.
Lace orada herşey yolunda mı?
Lace, está tudo bem?
Uyanıp onun burada olmadığını gördüğünüzde Lace'i mi aradınız?
Então, quando acordou e não a viu, telefonou para o Lace?
Lace'te karınızla birlikte dansçıymış.
Era "stripper" no Lace com a sua mulher.
Neler olduğunu anlat bana, Lace. Orada ne oldu?
Diz-me o que aconteceu lá fora Lacey.
İlaçlarını en son ne zaman aldın, Lace?
Quando foi a última vez que te drogaste, Lacey?
- Hayır, canım. Lütfen. Lanet olsun, Lace.
- Não, não querido, por favor...
Acele et, Lace.
Despacha-te, Lace.
Yardım et bana, Lace.
Ajuda-me, Lace.
Lace, dua ediyorsun ama Tanrıların karşılık vermiyorlar.
- Tu rezas, Lace... mas os teus deuses não respondem.
Bu dünyada gerçeklik var, Lace.
Há verdade no mundo, Lace.
Lace?
Lace!
- Lace.
- Lace!
O herif serserinin teki Lace.
Ele não presta, Lace.
Vakti geldi, Lace.
Agora é que é, Lace.
Doğru, Lace. Sen de biliyorsun.
É verdade, Lace, sabes disso.
Lanet olsun, Lace.
Caraças, Lace.
Bu önemli bir karar, Lace.
- Isso não é para qualquer um, Lace.
Tap bir aptalım! Anlamıyor musun, Lace?
Sou mesmo idiota!
Benim tam olarak öyle yapmamı istiyor.
Não percebes, Lace? Era exactamente isso que ele queria que eu fizesse.
Lace, adam beni robotun içine koyarken bana yalan söyledi.
Lace, ele mentiu-me quando me aprisionou no robô.