Lacrosse Çeviri Portekizce

eski dostumuz, arkadaşımız... Lacrosse'da bizimle kalmaya karar verdi... ve zamanını Festus'un hizmetine adayacak.

Um certo cavalheiro, nosso conhecido, decidiu ficar em Lacrosse... e dedicar seu tempo e seus serviços a este teatro.

Soytarı'nın Lacrosse'de kalacağını... söylememe gerek yok tabiki.

Só precisava dizer... que Scaramouche ficará aqui em Lacrosse.

"Soytarı Lacrosse'da mı kalacak!"

"Scaramouche ficará aqui em Lacrosse!"

Burada, Lacrosse'da kalıyoruz.

- Não! Ficamos em Lacrosse.

Benim... Oyun antrenörüm şöyle derdi :

O meu... treinador de lacrosse costumava dizer,

Hayır. Oyun antrenörün ne demişti?

Que dizia o teu treinador de lacrosse?

Ama okulunu yada lacrosse idmanlarını engellemesin.

Eu não quero é que interfira na escola nem no Lacrosse.

İlginçtir ki, Tess Carlisle sınıf başkanı... Jim ise top oynayan, C ortalamalı, tembel bir öğrenciydi.

Bastante interessante, Tess Carlisle era presidente de turma... e Jim Carlisle era o preguiçoso, jogador de lacrosse com uma média de C.

Sonunda bir park konisiyle dersimi verdiler.

Até os gajos do lacrosse me enfiarem um parquímetro no cu.

Lakros.

Lacrosse.

Oliver lakros oynuyor, değil mi?

O Oliverjoga lacrosse. Não joga?

Lakros ve golf takımında.

Faz parte das equipas de lacrosse e de golfe.

Snake, Ball Eyalet Üniversitesi'nde lakros oynamıştı.

O Snake praticou lacrosse na Universidade de Ball State.

Ulusal arama ofisinin Lacrosse orta bölgesindeki radar uydusundan. - Neye bakıyorum?

Da imagem radar-satélite do Gabinete Lacrosse de Reconhecimento Nacional.

Üst üste iki yil lacrosse sampiyonu.

Campeão de lacrosse dois anos seguidos.

Onlar... izci kampına birlikte gitmişlerdi ve Bob ile Debbie'yi Kevin tanıştırmıştı.

Jogaram "lacrosse" juntos... e o Kevin apresentou o Bob à Debbie.

İzci kampı mı?

Jogaram "lacrosse"?

Kuzenim güneyden getirmişti.

Mandou-mas um primo de Lacrosse.

Basketbol, lekros, yüzme, pist, golf.

Basquetebol, lacrosse, natação, atletismo, golfe.

Üst üste iki yıl lacrosse şampiyonu.

Campeão de lacrosse dois anos seguidos.

Okul takımının yarısı?

Metade da equipa do Lacrosse?

Su polosumu yoksa lakrose mi?

Pólo aquático ou lacrosse?

Lakrose takımını eğlendirdiğini sanmıştım.

Pensei que estavas a entreter a equipa de Lacrosse.

Lakrose takımı beni eğlendiriyordu.

Eu estava a ser entretida pela equipa de Lacrosse.

- "Lacrosse" oynadığını sanıyordum.

- Pensei que fosses a menina da lacrosse.

- Lakros. - Tamam işte.

- Lacrosse, meu.

Sarah, kaba kuvvet kullandığın için aldığın oyun oynama cezan bitti.

Sarah, a tua suspensão do lacrosse por uso de força excessiva foi levantada.

Hokey mi?

Lacrosse?

Daima hatırlayacağım. Lacrosse şampiyonları. Çocuklarla kazandığımız tüm zafer günlerini.

Eu sempre recordarei os campeões Lacrosse, todos aqueles dias gloriosos com os rapazes.

Bunun parasını ödemek için dört yıl ders verdim, Makineme benden başka kimse dokunamaz.

Gastei quatro anos a dar explicações a jogadores de lacrosse para pagá-la, por isso ninguém toca na minha máquina senão eu.

- Peki, o zaman Eastbourn'dan olsunlar.

Muito bem, Eastbourne e Lacrosse, já que insistes.

Travma vardı. Lekros maçında başıma darbe aldım.

Mas tive um traumatismo, fui atingido na cabeça num jogo de Lacrosse.

Bu müzakere kulübü, bu okul yönetimi ve bu da lacrosse oyunun haberi.

Olá. É a peça do clube de debate, a reunião do conselho directivo

- Tamamdır.

- e a peça sobre o lacrosse.

Dün gece Korsan Lacrosse takımı galibiyet serisine devam etti.

- Três, dois... A vitória de ontem à noite continuou a vaga de vitórias para a equipa de lacrosse Piratas.

Bilemiyorum, Lewis. Yoksa Mercedes lacrosse takımını çaktığı için kötü gününde misin?

Não sei, Lewis mau humor porque a Mercedes chupou a equipa toda de lacrosse?

Bayanlar ve baylar, Size göz kamaştırıcı Buick Lacrosse'u sunarım.

Senhoras e senhores, apresento-lhes o fabuloso Buick Lacrosse.

Lakros maçım var. Maçtan sonra benimle ve arkadaşlarımla Lemon Hill'de buluşur musun diye soracaktım.

Olha, tenho um jogo de lacrosse, mas queria saber se querias ir ter comigo e com os meus amigos ao Lemon Hill.

Lacrosse oynarken sakatlanmıştım.

Sabes... uma vez desloquei-o a jogar Lacrosse.

Lacrosse takımının sahamızda ne işi var?

Ok, o que está a equipa de lacrosse a fazer no nosso campo?

Lakros sentetik açıklık radarımız, Yongjiri'de tutarlı seviyedeki bu gazla birlikte, orta menzilli 3-5 megatonluk bir nükleer aygıtın varlığını tespit etti.

O nosso radar Lacrosse, de abertura sintética, detectou esse gás em Yongjiri a níveis que confirmam um dispositivo nuclear de médio alcance, de 3 a 5 megatoneladas.

Çim hokeyi takımının kaptanı.

É capitão da equipa de lacrosse.

Medya, Duke Üniversitesi'ndeki tecavüz skandalında olduğu gibi, buna da el attığında, akşam haberlerinde kimi kelepçeleyip götüreceklerini sanıyorsun?

Quando a imprensa começar a falar, como no caso do Duke, no escândalo da violação do lacrosse, quem pensas que vai ser o culpado no noticiário das seis?

O kadar çok param olacak ki torunlarım lakros oynayacak.

Vou ter tanto dinheiro que os meus netos vão jogar lacrosse.

Lakros diyorum Liz Lemon.

Lacrosse, Liz Lemon.

- Gidelim. Nate, çim hokeyi takımının kaptanıdır. Aynı zamanda iyi bir koşucudur.

O Nate é capitão da equipa de Lacrosse, e também é um óptimo corredor.

Ben kriket kaptanıydım ama ana dalım lakrostu.

Eu era capitã de críquete, mas sempre preferi lacrosse.

Lacrosse'un güzel insanları.

Boa gente de Lacrosse.

Lakros!

O lacrosse!

Lakrose.

Lacrosse.

Ve dün geceki lacrosse maçında...

E o jogo de lacrosse de ontem à noite...