Lahana Çeviri Portekizce
593 parallel translation
Lahana salatası.
Sabe o que é? Alface.
Lahana salatası mı?
Alface?
Siz daha önce hiç böyle bir lahana gördünüz mü?
Já tinha visto assim uma alface?
Dedi ki lahana balığa Kim yatıyor bir tabakta
Disse o repolho ao pastel Que estava num dos pratos
Şu bizim Astsubay Arthur var ya, her Allah'ın günü midesine lahana indiriyor.
A nossa espécie de ordenança, o Arthur, emborca couves todos os dias. Ele tem horror ás couves. Provocam-Ihe indigestão.
Lahana. Ama yemiyorlar ki konserveleri var.
Couves, mas estão-se nas tintas, têm as conservas deles.
- Onlara da lahana kökü. Ama konservesiz.
- Raízes de couve, sem conservas.
Viyana şnitzeli, domuz pirzolası, lahana turşusu ve elmalı turta da varmış.
E salsichas, pata de porco com croquetes e strudel de maçã.
Soslu biftek ve lahana.
Carne e couve!
Lahana, lahana gibi kokar.
A couve cheira a couve.
- Ya lahana bahçesi?
- E os rebentos de couve?
Lahana, marul.
Couves, alfaces.
Araştırdım. 56.000 dolar için epey lahana satmış olman lazım.
Ouça, verifiquei. $ 56.000 é muita alface.
- Tarlada turp, lahana ya da patates yokken mi?
- Nem um nabo, ou uma batata no campo.
- Lahana salatası?
- Salada?
Evet, buzlu lahana turşusu suyu içmiştiniz.
Sim, o sumo de couve com gelo.
Pekala, Bay Marlowe, Bacon, fasulye, lahana, şeker, tuz, çay, sıvı yağ.
Muito bem, Sr. Marlow. Bacon, feijões, couve, açúcar, sal, chá... E margarina.
Çocuklarımın lahana gibi parsellenmelerini istemiyorum.
Não quero os meus filhos separados como couves!
Lahana gibi parsellenmiyorlar, parça yük halinde satılıyorlar.
Não separam as couves, vendem-nas ás carradas.
Onları özlemezsin, sana kasasıyla lahana gönderirim.
Não terão saudades. Mando-vos uma carrada de couves.
Salata için lahana.
Repolho para salada.
- Bir lahana olabilir mesela.
- Talvez seja uma couve.
Patates salatası yoktu lahana salatası aldım.
Não havia salada, então trouxe maionese.
Elma şekerinin tatlı kısmını ye, atılmış lahana salatası ve bitmiş diş macunu değil.
O melhor do chupa-chupa, não a couve na cara, as meias velhas e a pasta de dentes espremida.
Şimdi çıkıp, yaşlı herifi mıhlayacağım ve dertlerimin üzerine bir güzel lahana dilimleyeceğim.
Agora vou sair e acabar com um velhote, e vou servir a mim próprio uma bela fatia de furto, pelo meu incómodo.
Ama benim için savoy yalnızca bir tür lahana!
Mas Saboianos, como-os ao pequeno-almoço.
Ben bir biftek, az pişmiş, biraz lahana ve birazda patates alacağım.
Deixe-me ver. Uma fatia suculenta de bife, mal-passado. Repolho e batata.
Evet, seni ezilmiş lahana yaprağı!
Sim, sua couve pisada!
Çorba, lahana ve patatesten beri.
Desde a sopa, das couves e das batatas.
Kırmızı lahana.
Couve vermelha.
Lahana yapraklarındaki yağ doktor.
O azeite nas folhas da couve.
Biberli kırmızı lahana, tereyağında kızartılmış.
Couve vermelha com pimenta salteada em manteiga.
- Lahana turşusu.
- Chucrute.
- Lahana turşusu mu?
- Chucrute?
Önce biraz soğuk konsome veya gazpaço sonra birkaç sosis ve lahana yaprağı sote patates, ekmek, sos...
Primeiro, caldo de carne frio ou gaspacho, depois algumas salsichas com feijão verde, - batatas salteadas, pão...
Longueur'ün mesajı çok ağır. Diyor ki, materyalizm, ki burada lahana hepimizi yok edecek.
Uma cena bastante forte, de Longueur, que diz que em último caso, o materialismo, neste caso, a alface, irá destruir-nos a todos.
- Üzgün görünen bir lahana tarlası.
- Pobres couves!
Lahana.
Repolho.
900 kişiye de lahana salatası.
E salada de batata para 900 homens.
Peki ya lahana salataları?
- OK. E a salada?
Lahana salataları, efendim.
Salada, sr.
Lahana.
Couves...
Yalnızca lahana suyu.
Estou farto de água de couve.
Nightlinger, akşam yemeğinde fasulye ve lahana istiyorum. Yanında da kuyrukyağında pişirilmiş bol kırmızı biber sosu.
Nightlinger, quero feijão com couves para o jantar, com bastante gordura e pimenta.
Lahana kasaları salamuraya geliyor?
Caixas de couve vêm por cima da salmoura?
İlk lahana kasası Londra'ya 7 Temmuz'da düştü.
As primeiras caixas de couve atingiram Londres a 7 de Julho.
Normal lahana, değil mi?
São couves normais?
Önce bomba yerine lahana attılar...
Primeiro, lançam couves, em vez de bombas decentes.
- Koyun etli lahana.
Carneiro com repolho.
- Lahana.
- Repolho
- Yine mi lahana?
- Outra vez repolho!